Ülkemizde bilim ile İslam arasında bir çelişki olduğu yönünde geniş bir önyargı mevcuttur. Bu önyargının temelinde, bilimin akli ve objektif; İslam'ın ise, gayri-akli ve subjektif olduğu yönündeki ezberden kaynaklanıyor. Peki neden böyledir? Çünkü bilim dediğimiz şeyi, epistemolojik bir "süreç" olarak görmüyoruz, daha çok teknolojik
Tekfirin en kolay girdiği yerlerden biri de bazı bid'atların işlendiği yerlerdir. Bid'atların bir yere girmesi bazı sebeplerden dolayı olmaktadır. Bazı deyimlerin ya aşırı tevilinden, ya da aşk ve rağbet hususunda bazı aşırılıkların yapılmasından kaynaklanmaktadır. Bu duruma düşenleri dinen ret etmek yerine ilmen tamir etmek daha doğru olanıdır.
Vazifemiz İslam’ı tanımlamak değil, bizden istenen bihakkın Müslüman olmaktır. Müslüman olabilirsek dilimizin bir şey söylemesine lüzum kalmayacak, halimizin tebliği yetecek.
İslamcı modernizmi tanımlamak oldukça güçtür.
Bazı Batılı gözlemciler, İslamcı modernizmi, moderniteye verilen tepkiden ziyade modernitenin bir sonucu yahut tezahürü olarak görürlerken diğerleri onu hâkim İslamcılık trendiyle kurulan diyalektik ilişkinin ortaya çıkardığı bir ürün olarak ele almışlardır (Moaddel, 2005; Rahman, 1970; Masud, 2009; Ahmad, 1967; Binder, 1988).
Biz İslamcı modernizmi bir düşünceler topluluğu ve Müslümanların moderniteyle kurduğu diyalog olarak görürüz.
İslamcı modernizm, toplumsal veya siyasi bir hareketten daha ziyade modernitenin altta yatan felsefi temelleriyle ilgilenen entelektüel bir harekettir.
Kendi de İslamcı modernist olan ünlü İranlı filozof Abdulkerim Süruş, Muqtedar Khan ile bir konuşmasında Müslümanların internet, kapitalizm, neoliberalizm ve hatta ulus devlet gibi 'modernitenin meyvelerini' benimsemeye razı olduğunu fakat 'modernitenin köklerini' kabul etmeye razı olmadığını hatta karşı koyduklarını öne sürmüştür.
Süruş; mantık, bilim ve laikliği modernitenin temelleri olarak tespit etmiş ve Müslüman kültürlerin bu kavramları benimsemediklerini ileri sürmüştür.
Bize göre Müslümanların akıl, bilim, sekülarizm ve modern devlet ideolojileri ile entelektüel etkileşiminin bir boyutu İslami modernizmdir .
M. A. Muqtedar Khan & İbrahim Enes Aksu - Güney Asya'dan İslami Modernizm Sesleri, s. 68
İslam'ı Sadece kendi siyasi hedefleri için kullanan, diğerleride İslami olan her şeye karşı açıkca savaşan günümüz lidercilerin pratiği sona erdirilmek zorundadır. İslam kendi Siyasetini tanımlamak zorundadır
Ahraz; Yazar Deniz Gezgin’in, semavî dinler bünyesinde ve mitolojik tasavvur dünyasında mevcût bulunan unsurlardan yararlanmak suretiyle oluşturduğu metaforlar aracılığıyla alt metin okumasına müsait hale getirdiği başarılı kurmaca eser. Bilgimin elverdiği ölçüde tespit edebildiğim metaforlar bağlamında yaptığım alt metin okumasını paylaşmaya
"Suçlu günahkârların yolları apaçık belli olsun diye ayetlerimizi işte böyle tafsilatlandırıyoruz." (En’am,55)
Seyyid Kutub (th) bu ayetin tefsirinde şunları söyler: "Oldukça ilginç bir şey... Bu, Kur'ân metodunun inanç ve inançla hareket etmeye ilişkin stratejisini gözler önüne sermektedir. Kuşkusuz bu metot, sırf salih
Hayata ve ölüme dokunmak,hissetmek,duyumsamak.Biri-yani hayat- her an içinde olduğumuz, fazlasıyla iç içe yaşadığımız ve modern zamanlarla birlikte gittikçe ‘’an’’laşan bir olgu iken; diğeri-yani ölüm-tasvir edilemeyen,tahayyül edildiğinde dahi insanın bir türlü kendisine yakıştıramadığı ve yaklaştırmadığı hakikat.Hangisinin hakkını layıkıyla
Ahmet Seyrek ‘ in Evanjelizm kitabı; Evanjelizmin ortaya nasıl çıkıp geliştiğini, anacının ne olduğunu, misyonunun halen devam edip etmediğini, nerelerde hüküm sürdüğünü deliller göstererek açıklamaya çalışan, araştırma ve inceleme kitabıdır.
Evanjelizm, kelime anlamı olarak; hristiyanlıkta kutsal kitaba yönelmektir. Bu terim farklı protestan
Kitap, kalıtsal aile travmalarının kim olduğumuza etkileri ve sorunların üstesinden gelmenin yollarını çok güzel bir şekilde yaşanmış hayat hikayelerinden yola çıkarak bize anlatıyor.
Kitabı okumadan önce Epigenetiğin hayatımıza bu kadar etki ettiğini bilmiyordum. Yani bu ne demek oluyor ? Bu : Anneniz- Babanız veyahut Atanız (Dede -