Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Köy Enstitüleri üzerine yazılan kitaplar.
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963 2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi 3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi 4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
Cumhuriyet, mucizedir
29 Ekim 1923 sabahı… Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
Reklam
Yerli Malı Haftası
I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır. Bu amaçla Atatürk başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplandı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı. 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlandı. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirildi
Atatürk araştırmacısı gazeteci yazar Yaşar Gürsoy, 1927 yılından Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün son nefesine kadar yanında olan Cemal Granda kitabını kaynak göstererek Atatürk'ün ekmek zammına verdiği tepkiyi şu satırlarla anlatmıştı: Türk halkı yıllarca savaşıp bitkin düşmüştü… Yeri geldi o halk, bir
Ey Büyük Atatürk; Açtığın Yolda, Gösterdiğin Hedefe!
İlk okul 4 ya da 5'nci sınıftayım. Muhtemelen Kasım Ayı. Hava soğuk, ellerimiz üşümüş. Çocuğuz, eldivenler montların cebinde. Hava kapalı, bulutlar gökyüzünü kapkara bulutlarla örtmüş. Hafiften yağmur çiseliyor, hızlanmasına daha var. Bütün öğrenciler sıra ile diziliyor. Birinci sınıflar, ikinci sınıflar, üçüncü sınıflar... Orta okul üçüncü
Alıntıdır...
LATİFE HANIM Latife Hanımın hiç böyle modern görünümlü resmini hiç görmemiştim... Tanınmasın, rahatsız edilmesin diye, Atatürk'ün isteğiyle “Fatma Sadık” adıyla pasaport düzenlenmişti, yurtdışına giderken “Latife” kimliğini değil, “Fatma Sadık” kimliğini kullanıyordu. Konser, tiyatro kaçırmazdı. Kenter Tiyatrosu'ndan sezonluk koltuk
Reklam
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra İsmet İnönü: Senelerden beri hizmet ettiğimiz padişahtan biz bu hakkı isteseydik, mükafat olarak bizi ya ipe çekerdi ya denize atardı. Türk kadınları, sizin için mutluluğun yolu açılmıştır, çünkü başınızda Atatürk vardır.
ATATÜRK’ ÜN İKİ FAKİR ÖĞRENCİYİ OKUTMA ANISI Yıl 1934. O dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus’ tadır Bakan ise, Niğdeli Zeynel Abidin ÖZMEN’ dir. Bakan, makamında çalışırken kapı çalınır. Bakan gür sesiyle: – " Giriniz! " der. ATATÜRK’ ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Bakan konuklara yer gösterir. Hoş beşten
FARK 🕊️ 1946'da ismet inönü çok partili demokratik hayata geçmeye karar verince bir grup parlamenteri Avrupa' ya incelemeye gönderir. Grubun içinde sonradan Başbakan olacak Prof. Sadi Irmak da vardir. Sadi Irmak, TRTde yayınlanan, Nazmi Kal'ın hazırladiğı "Atatürk'ten Anılar" programında şunları anlatır: "Çeşitli Avrupa ülkelerinden sonra Ingiltere'ye geçtik. Iktidar ve muhalefet milletvekilleri ile top- lantılar yaptık. Bir şey dikkatimi çekiyordu. Toplantılarda hep muhalefet milletvekilleri konuşuyor, iktidar milletvekilleri susuyorlardi. Sordum: - Hep muhalefet milletvekilleri konuşuyor, siz iktidardakiler niye az konuşuyorsunuz? Bir iktidar milletvekili cevap verdi: - Bizde demokrasi böyle işler. Muhalefet konuşur, iktidar iş yapar. #alıntı
Kıssadan Hisse Demişler…
Seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan Süleyman Demirel, meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. İnönü sorar; - Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun? Demirel, - Bilmiyorum! Beklemediği bir soruyu yanitsız bırakan Demirel içten içe bozulmuştur. Birkaç gün sonra yine mecliste İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; Efendim, meclisin 220 merdiveni var! der. - Kime saydırdın? diye sorar İnönü. Demirel: - Bizzat ben saydım efendim! Der. Ve bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar; "Bak Süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım."
726 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.