Amerika'nın Türkiye Valisi İsmetttt...
Soruyorum: Atatürk'ün başbakanlıkta istemediği birini, ordu nasıl Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne oturtmuştur? Üstelik Atatürk'ün yakın çevresine rağmen! Biliniyor ki bu çevre İsmet İnönü'yü hiç sevmiyordu.
Cumhurbaşkanlığı teklifi
O zamanki Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya, bu arada bana geldi. Cumhurbaşkanı olmamı teklif etti. Kendisine şu cevabı verdim: 'Ben muvazzaf bir askerim. Ordu ile siyasetin birbirinden ayrı tutulmasını, memleketin esenliği için en mühim bir esas sayıyorum. Gayem, ordunun memleketin teknik bir korunma vasıtası halinde gelişmesi için çalışmaya devam etmektir. Bahsettiğiniz siyasi vazifeyi kabul edemem.' Şükrü Kaya ısrar etti: 'Siz kabul etmezseniz, iş tesadüfe kalır. Mesela Meclis, mebuslardan Satı Kadın'ı cumhur reisi seçse ne yaparsınız?' 'Ne yapacağım? Eğer Meclis'in ekseriyeti Satı Kadın'ı bu vazife için münasip görürse benim vazifem hiç münakaşa etmeden onu kabullenmektir.' Hadiseler bildiğiniz seyri izledi. Büyük Millet Meclisi, İsmet İnönü'yü cumhur reisliğine seçti. Ben de kendisini cumhurbaşkanı kabul ettim.
Sayfa 82
Reklam
Tevfik Sağlam'ın İsmet İnönü'ye aşağıda anlatılacak olan 1941 tarihli raporu ile Philipp Schwartz'ın anılarında Tevfik Sağlam'a yönelik üstü kapalı eleştirileri birlikte okunduğunda Tevfik Sağlam ile özellikle Tıp Fakültesi'ndeki mülteci Alman bilim adamları arasında bir anlaşmazlık olduğu anlaşılmaktadır. Tevfik Sağlam 1941 tarihli İnönü'ye sunduğu raporda İstanbul Üniversitesi kadrosuna alınan mülteci Alman bilim adamlarından bazılarının bilimsel yetersizliği üzerinde ısrarla durmuştur. Üniversite Reformu'ndan sonra yaklaşık bir yıl süre ile Tıp Fakültesi dekanlığını yapan ve bu arada yeni gelen mülteci Alman bilim adamları hakkında asgari bir kanaate varmış görünen Tevfik Sağlam ile mülteci Alman bilim adamlarının seçiminde en önemli rolü oynayan Philipp Schwartz ve diğer bazı mülteci Alman bilim adamları arasında bazı anlaşmazlıkların ortaya çıktığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır.
Sayfa 67
Tevfik Sağlam mektubunda öncelikle üniversiteden uzaklaştırılmasını anlatmaktadır. Sağlam 1934 Mayıs ayının sonlarına doğru İstanbul'a gelen Sağlık Bakanı Vekili Refik Saydam'la bir görüşme yaptığını, bu görüşmede Saydam'ın kendisine o günlerin Milli Eğitim Bakanı Hikmet Bayur'un iki iç hastalıkları kürsüsünü birleştirerek Tevfik Sağlam'ı kadro dışında bırakacağını söylemektedir. Bayur ayrıca Atatürk'ün de Tevfik Sağlam'ı sevmediğini eklemiştir. Refik Saydam, Bayur'un söylediğinin aksine Atatürk'ün Tevfik Sağlam hakkında olumsuz bir görüşü olmadığını belirtmiştir. Ayrıca Başbakan İsmet İnönü'nün de böyle bir durumdan haberi olmadığını Saydam'a söylemiştir. Sonuçta Tevfik Sağlam üniversiteden uzaklaştırıldıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir yazı almıştır. Bu yazıda Sağlam'ın kürsüsünün kaldırılması ve üniversite dışına çıkarılmasının "zarureti maliye sebebiyle" olduğu gerekçesine sığınılmıştır.
Sayfa 65
392 syf.
·
Puan vermedi
EL SIKIŞACAKSIN, APTAL!
Kitap “Ben Alparslan Türkeş’in yakınıydım, o nedenle milliyetçi camia bana saygı duysun” demek için yazılmışa benziyor. Rahmetli eski bakan Yaşar Okuyan’ın 12 Eylül döneminde yaşadığı zorluklar ile hesaplaşması, bana göre sayfalarda daha gerilerde kalan bir mesele (Liderlerin çok yakınında yer alan her ikinci insan gibi, Y. Okuyan’ın A. Türkeş’e
O Yıllar
O YıllarYaşar Okuyan · Doğan Kitap · 201026 okunma
"Hani! Şeyh Said'e İngiliz Ajanı" Diyordunuz!?. Şeyh Said, harekât esnasında dini kurtarmak davasını açıkça ortaya atmış bulunuyor. “Hilâfet kalkmıştır, din tehlikededir. Dini kurtarmak lazımdır.” Davaları bu. Şeyh Said isyan hareketini böylece bütün memlekete milli bir hareket olarak değil, bir din hareketi olarak gösteriyor… Şeyh Said, isyanını doğrudan doğruya İngilizlerin hazırladığı veya meydana çıkardığı hakkında kesin deliller bulunamamıştır.
Sayfa 201 - Bilgi Yayınevi
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.