Ziraat her yerde yüksek seviyede ve bilimin güçlü etkisinde bulunmaktaydı. Bu konuda daha fazla söyleme imkanımız olmadığından elimizde bulunan bilgilere dayanarak bazı tespitlerle yetineceğiz. "İslam Devleti'nin her vilayetinde sulama sisteminden sorumlu devlet memuru bulunmaktaydı... XI. asırda Sevilya'da ortaya çıkan tartışma 50'den fazla meyvenin üretiminin nasıl yapıldığını, bazı bitki hastalıklarının tedavisi ile alakalı olarak bazı yöntemlerini açıklamaktadır... İran'da ipek kozasının üretimi gerçek bilim seviyesine yükseltilmişti. Buna bağlı olarak İran, hemen hemen bir asır boyunca Avrupa'nın ipek ihtiyacını karşılamaktaydı. İdrisî, eczacılık bilimi bakımından önemli olan 360 bitkiyi tarif etmiş, Sevilya'lı Ebu Abbas ise kendini deniz altındaki florayı araştırmaya vermişti, (lakabı En- Nebatî idi)... 1190 yılında yine Sevilya'lı olan İbn-ı el-Avvan, bitki, meyve, gübre çeşitlerini açıklayan "Kitabü'l- Felah" (Köylü'nün Kitabı) 1 yayınlayarak meşhur oldu. Bu ziraat uzmanı, ziraat bilim hakkında ortaçağın büyük öğretmeni sayılabilir... Bugünkü ziraatın olağanüstü gelişmiş olması, İspanya'nın Arap medeniyetine borçlu olduğu kalıcı faydalarından bir tanesidir". Bunu ifade eden Rissler sonuç olarak şunları söyler: "Nimet ve bolluk Nil, Dicle ve Fırat vadilerinde, İran ve Suriye yaylarında, büyük şehirlerin atölyelerinde ve limanlarında hâkim idi".