Üsküdar,bir ulu rü'yâyı görenler şehri!
Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri.
Üsküdar, gözleri dolmuş,tepelerden bakarak,
Görmüş İstanbul'a yüzbin meleğin uçtuğunu;
Saklamış durmuş, asırlarca,hayâlinde bunu.
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,576 okunma
"Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri ,
Seni gıptayle hatırlar vatanın her şehri,
Hepsi der :"Hangi şehir görmüş onun gördüğünü ?
Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü. "
Üsküdar, bir ulu rü'yâyı görenler şehri!
Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri,
Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü?
Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü!"
Elli üç gün ne mehâbetli temâşâ idi o!
Sanki halkın uyanık gördüğü rü'yâ idi o!
Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri!
Seni gıptayle hatırlar vatanın her şehri,
Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü?
Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü.
Elli üç gün ne mehâbetli temâşa idi o.
Sanki halkın uyanık gördüğü rüyâ idi o.
Şimdi beş yüz sene geçmiş o büyük hatıradan;
Elli üç günde o hengâme görülmüş
Bir gün Fateh Sultan Mehmetdən soruşurlar ki, İstanbulu nə üçün fəth etdiniz?
Sultan bu sualın qarşısında düşünmədən belə cavab vermişdi: "Əvvəlcə o mənim qəlbimi fəth etdiyi üçün".
Son günün cengi olurken, ne şafakmış o şafak.
Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak.
Görmüş İstanbul'a yüzbin meleğin uçtuğunu,
Saklamış durmuş, asırlarca, hayalinde bunu.
(...).
Fakat bunun için evvela sanatçının varlığı yeni bir şekilde görmesi ve bu görüşünü anlatma kabiliyetini haiz olması lazımdır. A.H. Tanpınar, Yahya Kemal'den bahsederken onun canlandırma gücünü şöyle över:
"Muhayyilesi istediği anda geçmiş zamanın emrine girerdi. Bu acayip muhayyile hemen her dakika aslında çok basit, fakat hepimiz için çok şaşırtıcı gerçekler keşfederdi. Hepimiz Üsküdar'ın ve bütün Anadolu yakasının, Beşiktaş'a ve Çekmeceler'e kadar, hatta Davutpaşa'ya kadar bütün Rumeli tarafının fetihten evvel elimizde olduğunu bilirdik. Fakat üzerinde düşünmemiştik. Üsküdar'ın İstanbul'un fethini gören şehir olduğunu ve muhasara topları şehri döğerken, Boğaz köylerinde beş vakit ezan okunduğunu, Hisarlarda ihtiyarların bugünkü gibi abdestlerini tazeleyip camie gittiklerini ondan öğrenecektik."
Yahya Kemâl, "İstanbul'un Fethini Gören Üsküdar" şiirine "Bir ulu rüyayı görenler" diye başlar. Bir başka güzide semti anlattığı Koca Mustapaşa şiirinde ise "Seyredenler görür Allâh'a yakın dünyâyı" der. Şairin burada iki manevi beldeyi anlatırken kullandığı seyretmek, görmek ve rüya kelimeleri çok önemli. Çünkü rasyonel yaşıyoruz. Akıl, zihnimizi zindana çevirmiş durumda. Gönül yıkık, kalp paramparça. Aradığımızı, sadece akılla arıyoruz. Oysa gayret için aşk kâfidir. Aklıma gelmişken, vaktiyle Üsküdar'da bir şeyh efendi dervişine altı ay Allah demeyi yasak etmiş. Derviş şaşkın. Nasıl olur, nasıl olur diye yanıyor. "Evladım" demiş şeyh baba, "sen kafanda kendince bir put yaratmışsın, ona Allah diyorsun."
Üsküdar, bir ulu rü'yayı görenler şehri!
Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri,
Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü?
Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü!"
Sayfa 16 - İstanbul Fetih Cemiyeti İktisadi İşletmesi