Mutlu Prens ancak vicdanı olan birine söylenebilir bir sözdü. Gerçi mutluluk ve vicdan ortak paydada çok nadiren bulunur. Fakat şöyle düşünelim vicdan rahatlığı ve mutluluk orantılı diyebiliriz. Bir kırlangıç ve mutlu prensin küçük hikayesi bu. Yoksulluğun önemli olduğunu vurgulayan küçük büyük hepimizin okuması gereken bir kitap.
5 küçük öyküden oluşan kitabın ilk kısmını anlattım.
İkinci kısım da ise kibirin bir nüktesine değinmiş diyelim. Bu çocuk kitaplarında en güzel bulduğum kısım ise havai fişeklerin, kurbağanın, patlangaçların bile konuşması. Hayata biraz da ters pencereden bakma olayı gibi. Farklı bir bakış açısı katıyor bana çocuk kitapları okumak.
Üçüncü hikayem ise bir bencil bir devin hikayesiydi. Bencilliğin kışın soğuğu kadar kötü olduğunu bizlere sunmak istemiş Oscar Wilde ve de küçük çocukların ilkbaharın ılığı kadar hoş ve masum olduğunu. Bir genç olarak bu çocuk kitabını okumak bana gerçekten haz veriyor.
Dördüncü hikayem bir bülbül ve gülün hikayesi. Bülbül aşka aşıktır da hani edebiyat bunu hep işler. Ama insan nankördür bir gülün kıymetini bilemez. İşte aşk denen şey de insana pek yakışmaz zannımca. Böyle basit ve dokunaklı bir hikâyeydi.
Beşinci öykü diğerlerinden daha hazindi benim için. Dostluk ve fedakarlık konusuna ilginç bir bakış açısı kazandırmış bir değirmenci ve küçük Hans'ın hikayesi beni etkiledi diyebilirim. Gerçek dostluğun neyle nasıl anlaşılacağı bilinemez, ölçülemez.