Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KIRIK DÖKÜK HİKAYELER
1-VİCDAN Kafasını kaldırmakta zorlanıyordu. Son nefeslerini zorlukla alıyordu. O, son nefesleri olduğunu hissedebiliyordu. Eminim, içinde kocaman bir keşke vardı. O da benim gibi geç kalmıştı. Acil tıp teknisyenleri onu kaldırmakta zorlandıkları için kapımı çaldılar çünkü ben karşı komşuydum. Hemen koşup salondaki yatağının başına vardım.
İçimden gelen dizeler.
14.05.2024 cezaevinde kurs verdiğim günlerden biri daha bittiğinde infaz koruma memurunu beklerken ilk kez açık olan pencereden şöyle bir bakayım dedim, gördüğüm manzara alt kattaki koguslarin küçücük duvarlar şeklinde bahçeleri ve her koğuşun içinde mahkumların farklı farklı aktiviteler yapıyor olmasaydı. Bir an kendimi dizi sahnesi izliyor gibi hissettim. Yaşadığımız hayatın güzelliğini, özgürlüğün ne demek olduğunu o an çok iyi anladım. Benim ders verdiğim kişiler de asla unutamayacağım kadar istekli ve öğrenmeye açık insanlar. Hani cezaevi deyip geçiyoruz ya işte öyle değil, içinde farklı hayatlar farklı hikayeler barındırıyor. Kısa zamanda burası bana çok şey öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Buraya not etmek istedim her zaman halimize şükür etmeliyiz, emin olun ki sizlerden çok daha ağır şartlarda insanlar var ve pes etmeden her gün o ağır şartların içinde bile öğrenme isteklerini koruyup kendilerini geliştiriyorlar. 👏👏
Reklam
Uyduruk Hikayeler
Bir hikaye uydurdum kafamın içinde Dilsiz, dudaksız Kimse gözlerimin içine bakıp da okumaya cüret edemedi Bir hikayem vardı, herkes gibi işte. Figüran bile olamayacakları baş kahraman yaptım Herkes gibi işte. Bolca yanıldım, herkes gibi Ve ağladım, aldatıldım, Aşka inandım, yarı yolda kaldım. Öyle sıradan, öyle herkesçe bir hayat yaşadım. Yaşım başımı çoktan aşmış Kalbim ölünce anladım.. M.Yellowstone
'Bana gururlu şeyler söyle; Mutlu hikayeler, Huzurlu güzellikler, Bilirsin işte öyle şeyler, Umudu anlat, İnancı..'
Hasan Ali Toptaş ve Taciz İddiaları
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm. Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla; 1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi. 2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
CANSİPARANE...
- Cansiperâne, nasıl bir roman, kısaca bahseder misiniz? - İçinde çözüm ipuçları verilen onlarca sosyal mesele olan enteresan bir roman… Özünde (özünde diyorum dikkat edin) Nakşibendîlerin kitabı… Yüzünde de var Nakşibendîlikten bahis: İsmail Ağa’da hafız olarak yetişen, Hızır Hoca’dan, Metin Hoca’dan ders alan bir tribüncünün ibret verici
Reklam
Hikayelerin sonundaki nokta, başındaki büyük harf olmak uğruna
Yazgıların birbirinden bağımsız ve bir o kadar da iç içe geçmiş halleri bana her nedense hep onu hatırlatır. Matematik öğretmenim Hicabi Bey’i. Onun da hikayesi bir biçimde benim hikayeme değmiş belli ki. Yoksa o duru Türkçesini ve kibarlığını neden hatırlama ihtiyacı duyayım ki? Neden asılı kalsın aklımda o meşhur cümlesi:  “Matematik
425 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.