İbn Hazm, Resail, IV, 364.
Burada bir bereket olması için ondan bir nakilde bulunmak istiyoruz: "Müstekfi lakaplı Muhammed ibn Abdirrahman ibn Ubeydillah ibn Nâsır'ın elinde bir zindanda tutuklu idim. Beni öldürmeyeceğinden emin değildim. Çünkü zalim, sıradan, dini cehaleti fazla, güvenilir olmayan, tetkik etmeden işler yapan biriydi. Ona göre bizim suçumuz (önceki halife) Müstazhir ile olan dostluğumuzdu. Haramiler bu zelil adamı etkileri altına alınca Müstazhir'e başkaldırdı ve onu öldürdü. Sonra da iktidani ele geçirdi, ardından da dediğimiz gibi bizi hapsetti. Hapisteyken, dinî hükümler açısından altında pek çok büyük manalar barındıran ve hakkında öteden beri pek çok şeyler söylenip duran, son derece zor ve tüm fikhi konularla bağlantısı olan külli bir mesele hakkında düşünüyor idim. Gündüzler ve geceler boyunca konu hakkında fikir yordum. Sonra nasıl anlaşılacağı konusunda zihnimde bir ışık belirdi, ardından hakikat bütün aydınlığıyla ayan oldu. Kendisinden başka ilah bulunmayan, yaratan, başlangıcı olmayan, her şeyi düzenleyip idare eden ve zatından başkasına yeminin caiz olmadığı Allah'a and olsun ki hapiste bahsettiğim bu durumda iken, zihnimin meşgul olduğu o hakikati bulmam ve doğruyu anlamam nedeniyle yaşadığım o sevinç, bulunduğum halden serbest bırakılmaktan daha mutluluk vericiydi. İşte biz bu kitabımızı ve diğer pek çok eserimizi vatanımızdan, ailemizden ve çocuklarımızdan uzaklaştırılmış bir vaziyette gurbette telif ettik. Hem de zulüm ve düşmanlık nedeniyle canımızdan korkar bir vaziyette."
ETKİYLE TEPKİ ARASI Bu soruları yanıtlamak için izninizle Victor Frankl’in etkileyici öyküsünü sizinle paylaşmak istiyorum. Frankl, Freud psikolojisi geleneklerine göre yetiştirilmiş bir deterministti. Bu psikoloji, çocukken başınıza gelen her şeyin karakterinizi ve kişiliğinizi biçimlendirdiğini ve temelde bütün yaşamınızı kontrol ettiğini öne
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Kaktüs çiçek açar
Bir acı yaşadığında insan, yaşadığı acı her ne olursa olsun kendisini, incinmemek adına korumaya alır. Öyle ki "Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer." sözü düsturu haline gelir. Her kim elini ona uzatacak olsa şefkat için dahi olsa çıkaracağı dikenlerden nasibini alacaktır. O dikenlerin arkasına ulaşmak azmi ve isteği sonsuz olan ancak ulaşacaktır. İşte bu kitap buna belki en güzel örnek. Yarali bir insan hayatında her yaptığı şeye yarasından bir damla kanı karıştırmadan huzuru bulamaz. Kaktüslerde çiçek açar, açmaz mı? Şu hayatta en sevdiklerimdir kaktüsler. Hatta bir çiçek, bir bitki olacak olsam yahut beni anlatabilecek bitki hangisi diye sorsanız kaktüs derdim. Çünkü kaktüs kendisine yetebilendir. Bugüne kadar bende her zaman kendine yetebilen oldum. Bu kitabı alış amacımda ismiydi açıkçası. Ardında bir acı, altı çizili cümleler, bir kaç alınacak ders sürprizi oldu. Okuyacak olanlar ve okuyanlara keyifli okumalar dilerim.
Kaktüsler de Çiçek Açar
Kaktüsler de Çiçek AçarSongül Ünsal · Olimpos Yayınları · 20193,699 okunma
·
Puan vermedi
Günümüzde Amerikan mahsulü iki ideoloji gençler arasında yayılmaktadır; Alt Right ve Liberteryenizm. Alt Righ daha otoriter ve muhafazakarken Liberteryenizm bireysel özgürlük söylemine sahiptir. Fakat bu iki ideoloji insan doğasının rekabet, çatışma, egoizm gibi olumsuz özelliklere sahip olduğu konusunda ortaklaşırlar. Bunlara göre insan Sosyal
Karşılıklı Yardımlaşma
Karşılıklı YardımlaşmaPyotr Kropotkin · Kaos Yayınevi · 2001117 okunma
Liszt’ten Marie d’Agoult’ya*
Orada artık ne mekan vardı ne zaman, ne de sözcükler… ama Sonsuzluk vardı orada… Aşk… Unutma… Hoşlanma… Tanrı sevgisi!! Son olarak da Tanrı vardı!!! Ruhumun aradığı biçimdeki Tanrı… (…) Hiç yaşayamayacağız demek ki!… Ölmenin ne demek olduğunu da bilmiyoruz! (…) Susalım ve taparcasına sevelim ve susalım yine! (…) Cennet, cehennem her şey, her şey sizde, yine sizde… This is to be! to be!!! (…) İşte o gün (bir an önce gelse) insanlardan uzaklara kaçarız, yaşarız, severiz ve ölürüz tek başımıza! (*Franz Liszt ile Agoult kontunun karısı Agoult kontesi Marie de Flavigny 1833’te Paris’te tanıştılar. Kontes iki yıllık kararsızlıktan sonra kontrol edemediği bir tutkunun etkisiyle her şeyi yüzüstü bırakarak Liszt ile Cenevre’ye kaçtı. Genç ve ünlü müzikçi ile kontesin aşkları 1844’te sona erdi.)
Sayfa 246
son iç döküşler
hani hayat ve ona tutunuş anlamında ipin incele incele kopuşları olur ya bu da öyle bir şey; ama benimki biraz düşünülenin aksine. çoğuna göre ip kopması hayata artık tutunamamak gibi görülse de ben her kıyımda ve her kopuşta ipe değil anlamlara tutunuyorum. içimi ne zaman hayattan bir şeyler kesse, acıtsa, kırsa hemen anında olmasa da bir şekilde
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.