mehmed tal'at paşa
Talat Paşa'nın ne kadar seçkin bir kişi olduğunu söylemeye gerek bile yoktur. Herkes bilir ki kendisi ayda bin beş yüz kuruş maaş alan Selanikli bir telgraf memuru iken on yıl veya daha az bir süre zarfında sadrazamlığa yükselmiştir. Hiç şüphe yok ki bu yükseliş inkılâp ve Kanun-ı Esasi'nin ilanı sayesinde gerçekleşmiştir. İnkılâplar ise Talat'ın da üyesi olduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti sayesinde yapılmıştır. Ancak Mehmet Talat olağanüstü derecede akıllı, azimli ve gayretli biri olmasa İttihat ve Terakki'nin tartışmasız lideri olamazdı. Bu Cemiyet Osmanlı Devleti'ni tam on yıl idare etti. Aynı süre boyunca Cemiyetin idaresi de Talat'ın elindeydi. Her zaman resmi başkanı olmasa bile Talat Cemiyetin ruhunu temsil eden fiili başkanıydı. Sadrazamlık makamına gelmeden önce Talat her konuda ilk ve son kararı veren kişiydi. Öyle ki sadrazamlığa geldikten sonra nüfuzu artmıştır bile denilemez. Tam tersine, sadrazamlık Talat'ın bazı zayıf noktalarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu yüzdendir ki ben Talat'ın sadrazamlığı kabul etmesini bir hata olarak değerlendiririm.
Sayfa 186Kitabı okudu
İttihat ve Terakki dedikleri cemiyetin gizli devirlerinde ona dahildik. ihtilaller oldu. ihtilallerle beraber memleket meseleleri çıktı. Bu gelişmeler sırasında birbirimizi, yakın rütbelerle, yüzbaşı, kolağası, binbaşı, tanır hale geldik. Mesela, mektepte hiç görüşmemiş olduğumuz halde orduya yüzbaşı olarak çıktığımın ilk senesinde en iyi tanıdığım insanlardan birisi, rahmetli Fethi Okyar idi. Fethi Okyar, Atatürk'ten bir, benden üç sene evveldi. Onlar Üçüncü Ordu'da bulunuyorlardı. Ben ikinci Ordu'da idim. Birbirimizle muhabere ediyorduk.
Sayfa 9 - Dünya Kitapları 1. Baskı ( Genişletilmiş) 2004
Reklam
“Toplantı sırasında Kanun-i Esasi'nin yeniden yürürlüğe konulduğunu yani Meşrutiyet'in ilan edildiğini duyanlar hep bir ağızdan avazları çıktığı kadar haykırıyorlardı: Yaşasın Kanun-i Esasi. Yaşasın Terakki ve İttihat Cemiyeti.”
Meclis'ten geçen yasalardan Anayasa değişiklikleriyle ilgili olan­lar dışındakilerin ortak amacı, 1908 devrimiyle tanınan özgürlüğü kısmen olsun kısıtlayıcı ve daha yeni bastırılan karşıdevrim ha­reketinin yinelenmesini önleyici olmalarıydı. Bu yasalar, ayrıca İttihatçıların, hükümete daha merkeziyetçi bir nitelik kazandırma ve İmparatorluğun çeşitli unsurlarını "Osmanlılaştırarak" ülkeye bir bir­lik ve bütünlük getirme çabalarını da yansıtmaktadır.
Anayasa'da yapılan değişikliklerin amaçlarından biri de devletin yürütme organını zayıflatıp, yasama organını daha güçlendirmekse, bu amaç beklenilenin ötesinde bir başarı sağlamıştı. İttihatçılar, 1908 Temmuz'undan beri giriştikleri ıslahat hareketinin başarıya ulaşması için Saray ve Babıali'deki tutucu güçleri dengeleyebilecek kuvvetli Meclis'in şart olduğunu düşünmekteydiler.
İttihatçılar, Babıali'nin elindeki gücü ele en az Saray'ınki kadar kı­sıtlamaya niyetliydiler. 1909'da Kamil Paşa'ya, düşmesine yol açacak kadar karşı koymalarının nedeni de buydu. Anayasanın bazı mad­delerinde yapılan değişiklikler, Babıali''nin gücünün iyice azaldığının bir göstergesiydi.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.