Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onu ilk defa bir haziran günü Sazlı Pınar yolunda gördüm. Viran bir köprünün başında köylülerle konuşuyordu. Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. Yanından geçerken selam verdik. Jandarma arkadaşım: - Keyifler iyidir inşallah Bey, dedi. - Çok şükür çavuş... Sen de iyisin ya? Biraz önümden giden ihtiyar jandarma, köprünün öte başında atını durdurdu, beni bekledi. Eski bir çizme gibi sert ve kırışıklarla dolu yüzünde memnun bir gülümseme vardı: - Şu adamı gördün mü Doktor Bey, dedi. Hani Cenabı Hak, Kitabında Hazret-i Peygamber'in son peygamber olduğunu yazmasaydı ben, bu adama peygamber derdim. Reşat Nuri Güntekin'in kitabıdır...Akşam Güneşi
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Reklam
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Çakıcı, fakirlere yardım etmek isterdi, fakat kendisi de fakirdi. Hatta anasının nasıl zorla bir parça yoğurdu bulmakta güçlük çektiği zamanları bile görüyor, bu elim vaziyet karşısında, tegallüb(zorbalık) ve zulmünü idame ettirmek için kaymakama, jandarma kumandanına koyunlar gönderen mütegallibelere(zorba takımı) kin ve intikam ile bakıyordu. Köyde açlıktan ölenler, ilaçsız yatan hastalar, evlenemeyen fakir kızlar vardır. Bunlarla meşgul olmayan mütegallibeler, hiçbir ihtiyaçları olmayan sefillere neden hediyeler gönderiyorlardı...
ANADOLU'MDA KAZA Klasik direksiyon tutuşu gibi, bu taze sevmeler; tedirgin, utangaç... Hiç bırakmamak adına tutuşturmalı, direksiyon simidine... Bilen biliyor artık; simitler her zamanki yerine, acizane... Sert viraj dönüşlerindeki manevralar, dıştan içe çevrimli... Manevralar acemice, tereddütler inişli çıkışlı, Yol rampa, yokuş mu yokuş; 4x4 takviye vites mi gerekli?... Lakin araba hususi, Anadol... Bal renginde, kırmızı eğilimli... Direksiyondaki; sol içerisinde sağ olanı, yaşatma meyilli... Bu arada, Acemi aşıklara suni teneffüs mü gerekli? Her defasında ama her defasında; Sağa dönüş yapma yasağı ihlâl sonrasında; bir jandarma noktasına, Savruk, devrik, feci kaza feci... Kazalar geliyorum demez, zira... Çıkıştı jandarma azarla-sitem arasında; Acemi aşıklar hayrola? Yoğun trafik, bozuk düzen içerisindeki klasik direksiyon eğitimi; Acemice, Çok ama çok acemi... Yazık oldu Anadol 'a, Anadolu'mda yarınlara... N.K.(Feryad-ı naz)
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir araştırma eseri. 2005 yılında Şemdinli'de eski PKK militanı Seferi Yılmaz'ın kitabevinin bombalanması ile ilgili olarak yaşananlar detaylı bir şekilde anlatılıyor. PKK'nın olaydaki rolü, askeri istihbarat subaylarının başına gelenler, savcı Ferhat Sarıkaya'nın iddianamesi, olayla ilgili olarak emniyet, jandarma, genelkurmay ve siyasilerin açıklamaları yer alıyor. Özellikle Sabri Uzun'un açıklamaları dikkat çekici seviyede. Bunun dışında itirafçı Abdülkerim Aygan'ın söyledikleri sebebiyle aranılan kuyular ve kemikler de kitabın sonuna eklenmiş. Güneydoğu ve PKK hakkında bilgi edinmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Ölüm Kuyuları
Ölüm KuyularıSaygı Öztürk · Doğan Kitap · 200927 okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son derece güzel bir araştırma eseri. Hrant Dink cinayetini enine boyuna araştıran bu kitapta belgelerle Yasin Hayal ve Erhan Tuncel üzerinden olayın örgüsü iplik iplik açılıyor. Erhan Tuncel'in polisin kullandığı bir istihbarat elemanı olması ve bunun ortaya çıkmasından sonra Trabzon, İstanbul Emniyeti ile İstihbarat Daire Başkanlığı arasında yaşanan çekişme, müfettişlerin yanlı raporları sonrasında faturanın sadece İstanbul istihbaratına kesilmek istenmesi, Trabzon Jandarma'nın olayı bilmesine rağmen görev ihmali, Ramazan Akyürek ve Celalettin Cerrah'ın nedense soruşturulmaması, ifadeler ve yapılan işlerdeki çelişkiler, olayın Ergenekon terör örgütü ile olan ilişkisi gibi pek çok nokta detaylı bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca kitabın sonunda Hrant Dink'in kardeşleri olan Orhan ve Levent ile de yapılan bir röportaj mevcut. Bu karmaşık olayı merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları
Dink Cinayeti ve İstihbarat YalanlarıNedim Şener · Destek Yayınevi · 201019 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.