Ulaşamadığımız şeylere ad vererek teselli buluruz.
Sayfa 125 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
"yiğit ellerinde kırılan kılıcını çocukları yeniden dövecek."
Greenwich Meridyeni / Jean Echenoz
Fransız yazar Jean Echenoz’un ilk romanı olan Greenwich Meridyeni yayımlandığı 1979 yılında Feneon Ödülü’ne değer görülmüştür.
Kurgusu oldukça kafa karıştırıcı aslında; ancak hem çok sürükleyici hem de dil bakımından oldukça incelikli bir roman.
Pasifik‘te ıssız bir adada geçen romanda biraz Robinson’dan biraz da ünlü dedektiflik romanlarından izler görüyoruz. Kimin kim olduğu, kime çalıştığı son sayfaya kadar hiç renk vermeyen bu ustaca kurguda zamanın muğlaklığına, kiralık katiller, dedektifler, gizli örgütler ve türlü entrikalar keskinlik kazandırıyor. Ve şaşırtıcı finaliyle de zaman ve mekanı uzlaştırma çabasındaki insanoğlunun imdadına koca bir meridyenin dahi yetişemediğini görüyoruz.
Kraliçe’nin Huysuzluğu ile tanıştığım bol ödüllü yazardan okumalarım devam edecek ki canım 
Betül haskalaycı birçoğunu yayımlamışsa bu edebi şölene kayıtsız kalmayalım değil mi?
Edebiyat dolu bir hafta olsun🩵
#alıntılarım
“Ulaşamadığımız şeylere ad vererek teselli buluruz.” ( Renkler mesela)
“Bu meridyen tam bir rezalet, bir başarısızlığın kanıtı. Dünyayı bu derme çatma çizgilerle bölmek zorunda kalmış olmak zaman ile uzamı asla uzlaştıramamış, asla bir araya getirememiş olduğumuz anlamına geliyor.”
“Bu tam olarak Paul’e yazılmış bir mektup değildi. Paul sadece yazma bahanesiydi, tıpkı yazmanın da başka bir şeyin bahanesi olması gibi.”
#ketebeyayınları #greenwichmeridyeni #jeanechenoz #ödüllüromanı #birdahaoku
Betül haskalaycı
@birdahaoku
“Bu meridyen tam bir rezalet, bir başarısızlığın kanıtı. Dünyayı bu derme çatma çizgilerle bölmek zorunda kalmış olmak zaman ile uzamı asla uzlaştıramamış, asla bir araya getirememiş olduğumuz anlamına geliyor.”
Sayfa 178 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
“Ben en çok çınar ağacını özlüyorum.”
“Çınarın daha vahşi diğer ağaç türleri gibi sürüler halinde bulunmuyor olması onun uysallığının, sanki tevekkülünün kanıtıydı.”
Sayfa 177 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
“Tasasız, tanıdık çınar, baobab ağacının -ya da çok uzağa gitmeden, servinin - tam tersi olduğu için, diğer bütün ağaçlara göre trajediden çok daha uzaktır.”
Sayfa 177 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Gündüz ile gece, köpek ile kurt arasındaki o rahatsız edici kısa geçiş anında, ışığın hissedilmeyen, ani dönüşümünü izlediler. Uzam donuklaşarak daralıyor gibiydi; bu uzam sanki bedenlerle nesneler bütünüyle soyut bile olsa bu sıkışık, dar geçitten geriye dönemezlermiş gibiydi; geçit soyuttu, çünkü ona karşı hiçbir kas harekete geçirilemezdi; bu zaman kesiti de diğerleri gibiydi, pek ele gelir değildi, dokunulabilir ya da geri itilebilir, ele alınıp yoğurulabilir değildi.
Sayfa 119Kitabı okudu
“.. demek ki salınma hareketi denizin dalgalanmalarıyla dünyanın dönüşünü birleştiriyordu, onun da ötesinde elbette çok az fark edilebilen başka hareketleri, dünyanın güneş çevresindeki dönüşünü, galaksideki güneş sisteminin bu sistemin içinde bulunduğu olası başka sistemin hareketlerini de hesaba katmak gerekiyordu; ayrıca uzayda, daha geniş, daha genel, ama o ikisinin belki de bilmeden olağanüstü derecede duyarlı oldukları, bilinmeyen diğer hareketler de vardı.”
Sayfa 175 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
“Bu tam olarak Paul’e yazılmış bir mektup değildi. Paul sadece yazma bahanesiydi, tıpkı yazmanın da başka bir şeyin bahanesi olması gibi.”
Sayfa 138 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Renklere mesela…
“Ulaşamadığımız şeylere ad vererek teselli buluruz.”
Sayfa 125 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
“Gece her şeyi telafi ediyor.”
Sayfa 119 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu