Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
insanların, Faelerin varlığından haberi yoktu çünkü Düzen şu ana kadar onları korumayı başarmıştı. Evet, kurtaramadıklarımız da oluyordu ama genel olarak bakınca, insanların güvenliği konusunda harika bir iş çıkarıyorduk. Ama dün gece karşılaştığım Fae Kadimlerden biriyse ve etrafta onlardan daha fazlası varsa ya da artık demire karşı duyarlı değillerse başımızın belada olduğu kesindi.
Dex YayınlarıKitabı okudu
David neredeyse kayıtsız bir şekilde başıyla onayladı, ardından çarşambaya kadar çalışmayacağımı hatırlatıp odadan çıktı ve beni hiçlikle baş başa bıraktı. Botlarımı ararken midemdeki rahatsızlık hissinin hâlâ dinmediğini fark ettim. David’in diğer departmanlarla irtibat kuracağını söylemesi bile beni sakinleştirmemişti. Asıl önemlisi, botlarımı yatağımın yanındaki küçük sehpanın altında bulduğum sırada, David’in Kadimlerin ortalıkta dolaşıyor olması ihtimali konusunda pek de endişeli görünmediği düşüncesini üzerimden atamamamdı. Oysaki bu, çok daha büyük bir şeyin başlangıcıydı.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Onu gördüm,” dedim. “Kolaylıkla insanların içine karışabilir. Doğrudan ona bakıp hal ve hareketlerine dikkat etmezsen, bir Fae olduğunu bile anlayamazsın.” David yüzüme baktı. “Gerçekten ne gördüğünü bilmiyoruz.” Karşı çıkmak için ağzımı açtığım sırada elini havaya kaldırdı. “Bilmiyoruz, Ivy. Ama bu, bana verdiğin raporu umursamadığım anlamına gelmiyor. Diğer departmanlarla iletişim kurup bunun gibi bir şeyler yaşayıp yaşamadıklarını öğrenmeye çalışacağım ama onlardan haber alana kadar bunun gizli kalması gerekiyor.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
“Onların Ötedünya’da sıkışıp kaldıklarını sanıyordum,” dedim. “Geçitler kapandığında onlar...” “Öyleydi.” David pencerenin kenarına gitti ve soluk mavi renkteki saydam perdeyi araladı. “Birkaç tanesinin kendini fark ettirmeden burada kalmış olması mümkün ama bu ihtimal oldukça düşük.” Midemdeki rahatsızlık hissi iki katına çıktı. “Ama imkânsız değil?” Perdenin yeniden kapanmasına izin verip elini kıvırcık saçlarından geçirdi. “Pek mümkün değil. Bizim tarafımızdan tespit edilmeden bunca zamandır hayatta kalmış olması çok uzak bir ihtimal.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
Uzun zamandır söylendiğini duymadığım kelime karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ben henüz bir çocukken Holly ve kocası Adrian, en eski ve ölümcül Faeler hakkında hikâyeler anlatırlardı - sarayların savaşçı şövalyeleri, prensesler ve prensler, krallar ve kraliçeler. Bunlar, istedikleri şekli alabilen ve aklımızın dahi ere-meyeceği yeteneklere sahip Faelerdi. Ölümlülerin dünyasındaki Faelerin hiçbiri, en azından bildiğimiz kadarıyla, Ötedünya’daki Kadimler kadar uzun yaşamıyordu. Temel olarak Kadimler, ölümlülerin dünyasına geçerlerse eşi benzeri görülmemiş bir kargaşaya neden olabilecek Faelerdi. Dün gece karşılaştığım Fae’nin Kadimlerden biri olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum ama...” Korku damarlarımda dolaşıp midemin sıkıntıyla düğümlenmesine neden oldu. Suyumu bir dikişte bitirip bardağı kenara koydum ama su bile rahatsızlığımı geçirmedi. “Bir Fae’ye demirle vurmak hiçbir işe yaramıyorsa durdurulamaz olacaklar.” “Hayır, Kadim olacaklar,” dedi David ve ayağa kalktı.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Evet. Tam olarak öyle oldu. O bir insan değildi, David. Teni gümüş rengi olmayan, hiç yoktan tabanca yaratabilen ve demir kazıktan etkilenmeyen bir Fae’ydi. Demir onu yakmadı. Onu Ötedünya’ya bile göndermedi. Hiçbir işe yaramadı.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
Öne doğru eğilip dirseklerini dizlerine dayadı. “Onun bir Fae olduğundan emin misin, Ivy?” “Evet! Eminim, David. Hiç yoktan bir tabanca yarattı ve kazığımı ona fırlattım. Kazık göğsüne isabet etti ama ona hiçbir şey yapmadı. Kazığı göğsünden çekip çıkardı ve bir kenara fırlattı.” Ağzını açtı ama söyleyecek uygun bir kelime bulamıyor gibiydi.
Dex YayınlarıKitabı okudu
“Bir de gördüğünü iddia ettiğin şeye gelirsek, olayların o şekilde gelişmiş olması mümkün değil,” dedi. “Fae herhangi bir nedenden ötürü yanında silah taşıyor olmalı ve evet, bu oldukça endişe verici ama beklenmeyen bir durum değil. Er ya da geç insanlara özgü silahları kullanmaya başlayacaklarını biliyorduk.” Hayal kırıklığı isilik gibi bedenimi ele geçirdi. “Fae cazibe büyüsü kullanmıyordu. Belki de kullanıyordu ama bunun önemi yok. Teni gümüş rengi değildi. O... Bilmiyorum. Bronzdu - zeytin rengindeydi.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
“Neyse, Ren Owens Colorado’dan geldi. Bizim departmana atandı.” Ah. Colorado. Daha önce hiç gitmesem de orayı hep görmek istemiştim. Hem Ren Owens nasıl bir isimdi öyle?
Dex YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Dün gece olanlara gelince... David, karşılaştığım Fae...” “Harris’e ve Ren’e anlattıklarını biliyorum ama...” “Ren mi? Ren de kim?” O anda neden bahsettiğini anladım ve dudaklarım sessizce ismini bir kez daha telaffuz etti. “Yeşil gözlü tip mi?” David gözlerini kısıp başını yavaşça yana eğdi. “Pekâlâ, aslında çocuğun gözlerinin rengine dikkat ettiğim söylenemez ama dün gece sen merdivenlerde kan kaybederken Harris’le birlikteydi.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
“Beni aradığında Harris ile konuştum. Yaranın epeyce kanadığını ve koştuğun için kötüleştiğini söyledi.” David’e bakarken yanaklarımın kızardığını hissettim. “Koşmamın nedeni korkak olmam değildi. O...” “Korkak olduğunu söylemedim, Ivy. Adamın elinde bir silah varmış. Kurşunlarla savaşamazsın.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Kapı açılınca dikkatim oraya yöneldi. Parlak ışık demetlerinin arasından geçerek yatağıma yaklaşan gölgeye bakmak için gözlerimi kıstım. Kesinlikle bir melek gibi görünen Yeşil Gözlü’nün yüzü hayalimde belirdi ve midem bir anda tepetaklak oldu. Bu his hoşuma gitmedi. Ama yatağıma yaklaştıkça yüz hatları belirginleşen kişi Yeşil Gözlü değildi. Gelen, korkusuz liderimiz David Faustin’di ve her zamanki gibi sinirli görünüyordu.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Vurulmuştum. Ah, Tanrım - cildi gümüş rengi olmayan ve hiç yoktan tabanca yaratabilen bir Fae tarafından vurulmuştum. Bu önemli bir haberdi ve her şeyi değiştiriyordu. Faeler artık cazibe büyüsüne ihtiyaç duymuyorsa onları diğer insanlardan nasıl ayıracaktık? Soluk renk gözleri olanlar sadece onlar değildi ve ayrıca, kontak lens denilen bir şey vardı. Daha da önemlisi, Harris’e Fae’yi yaraladığımı ama bunun hiçbir işe yaramadığını söylemeyi unutmuştum.
Dex YayınlarıKitabı okudu
Gözlerimi açtığımda karşımdaki pencerelerden giren güneş ışığında toz parçacıkları dans ediyordu. Bir an, nerede olduğumu ya da buraya nasıl geldiğimi hatırlayamadım ama parıldayıp uçuşan toz parçacıklarını izledikçe, anılarım yavaş yavaş geri gelmeye başladı.
Dex YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1.471 ile 1.485 arasındakiler gösteriliyor.