- "Bizler.." dedi, "Kanımızı terleriz. Bunu bir alışkanlık haline de getirdik. Terimiz sizinki gibi histeri kokmaz ama, kan kokusunu sevmeyi de öğrenebildik bu arada. Hah, itildik, övüldükçe! Uçlarda, sınırda yaşamaya zorlandıkça, horlandıkça, kabullendik bunu!."
Tamam, haksızlıklara uğradığını kabul edelim. Hatta işin içinde yaralamalar, incitmeler, belki de kötü niyet bile vardı. Peki, bu insana ömrünün so­nuna kadar senin hayatına hükmetme hakkını ve­ recek misin? Aff etmekle kendimize iyilik yapmış oluruz. Eğer affetmezsek, yerimizde saymayı ka­bullendik demektir! Olduğumuz yerde kalırız ve başkalarına hayatımıza hükmetme hakkını veririz. Belki bu insanlar çoktan ölmüştür ya da başka bi­riyle mutlu bir evlilik yaşıyordur. Bir tek biz bu af­fedemeyenler dönemecinde takılıp kalmışızdır.
Reklam
Yeterince katlanmayı başarınca her şeye alışmak kolay oluyordu. Biz de soğuğu ve karanlığı kabullendik. Gecenin farklı ışığını, solgun mavisini sevmeyi öğrendik. Ay ışığı altında dünya daha masum görünüyordu. Dünyayla ve karanlık günlerle barışık olmak, mutlu olmanın tek yoluydu. Hepimizin güneşi tekrar görmekten bile çok istediği tek şey de avuçlarımızda, kalplerimizde birazcık huzur bulunmasıydı.
Sayfa 242Kitabı okudu
Geri120
203 öğeden 201 ile 203 arasındakiler gösteriliyor.