KAÇ MİLYON KADIN BİR ANNE EDER?!
Dokuz ay karnında taşıyan, ağayı da beyi de doğuran, “ah” edip usanmayan, “yavrum doğacak” diye cefadan sefa çıkaran, mesai mefhumu bilmeyen, ek ders almayan, “Bu iş branşım değil!” deyip kenara çekilmeyen, sorunca söyleyen, konuşmayı öğreten, acıkınca doyuran, üşüyünce ısıtan, daralınca kucaklayan, yorulunca soluklatan, hıçkırınca ağlayan, kirlenince yıkayan, ağlayınca okşayan, dizlerinde uyutan, kış gecelerinde masal anlatan, Hayber önlerinde Ali’ye yoldaş kılan, Malazgirt’te Alparslan’ı otağında ağırlayan, Selahaddin’i Kudüs ordusuna hazırlayan, hasta olunca başucunda dua okuyan, gecikince gözü yollarda kalan, sokağa çıkarken “Dikkatli ol yavrum!” diye arkamızdan bağıran, okula giderken çantamıza yiyecek dolduran, akşam dönüşümüzü kollayan, gündüz bağda-bahçede uğraşan, gece olunca “yavrum üşütmesin” diye kazak dokuyan, şefkatli elleriyle giydiren, uyurken seyreden, konuşunca sevinen, üzülünce hüzünlenen, hiçbir sözümüze “bana ne?” demeyen, derdimizi dert edinen, cennetin yolunu gösteren ANNELERİMİZ bize insan olmayı öğreten, nasıl MÜSLÜMAN kalacağımızı gösteren en fedakar öğretmenlerdir. Evini bakıcıya havale edip erkeklerle kariyer yarışına giren kaç milyon kadın bir ANNE eder?!
Alıntı