Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni üzen şey, hemen hemen bütün evlerde mutsuz insanların yaşadığını görmekti. Birinde bir kadın, kocası kendisini aldattığı için sürekli ağlıyordu. Bir diğerinde, durum tam tersineydi. Bir başka evde, ayyaş oğlundan öldüresiye dayak yiyen çalışkan bir anne, ıstırabını komşulardan gizlemeye çalışıyordu. İnsanlığın yarısı ağlıyordu. Bu ağlayan yarıyı tanıdığımda, o kadar sinir bozucu buldum ki, acaba (sadece meşru mutluluk kendilerinden esirgendiği için aldatan ve karılarından ya da kocalarından başkalarına karşı sevimli ve vefalı olan) aldatan eşler mi haklı diye düşündüm
Sayfa 361
Başkalarına korkunç şeyler yapmayı kendi hakkı gören bireyler doğru oldukları, hakli oldukları, inançları konusunda kendilerinden son derece emindirler. Irkçı, ırkçı şeyler yapar çünkü genetik üstünlüğüne inanır. Dindar fanatikler kendilerini patlatır ve onlarca kişiyi öldürürler çünkü şehit olarak cennetteki yerlerinden emindirler. Erkekler kadın bedeninin hakları olduğuna inandıkları için kadınları taciz eder, tecavüz ederler.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Selamün Aleyküm Erenler
Sevdiği gibi sevilen ve ötesinde sevdirilen bir kul olmak kaç kadına nasip olur bilinmez, çünkü zamanında Hz. Rabia'ya İkinci Meryem diyenler Rabia'dan sonra İkinci Rabia olarak anıldı ve ondan sonra gelen hiçbir kadın veli Allah en iyisini bilir onun haklı şöhretine ve aştığı makamlara nail olmadı
Sayfa 18 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
mikrop teorisi
Yüzyıllar boyunca bir çok hastalığın nedeni bir sır olarak kaldı. Bazıları hastalığı zehre, bazıları kötü havaya, bazıları da Tanrının hoşnutsuzluğuna bağladı. 1840'larda Viyana'da çalışan Macar kadın doğum uzmanı Ignaz Semmelweiss, doktorların katıldığı doğumlarda kadınların, ebelerin katıldığından daha çok lohusa hummasına (genellikle
Sayfa 194 - Kronik KitapKitabı okudu
Ne olduysa , kim ne yaptıysa yahut ne yaşadıysa, en çok kendine güvenmiyordu? Kendini onun kadar zekice ve mantık yolunda yargılayan, hırpalayan birini daha tanımamıştım. Ne güçlü bir savaşçı, bir kadın dedim içimden. Ama tüm silahları kendine doğrultmuş bir bilge savaşçı. Ölmenin bir son değil, tercih edilebilen, bir hakikat olduğuna inanan. Haklı mıydı? Ölmek bir tercih, bir başkaldırı olabilur miydi insanlara ?
Evet Yılmaz Güney iyi bir öğretmendi.
Meslektaşımız Yılmaz Güney’i unutmayacağız. Öğretmen olduğumuzu bilenler şimdi, “Bu da nereden çıktı? Biz sizin öğretmen olduğunuzu bilirdik ama artist olduğunuzu bilmezdik” diyecekler. İlk bakışta haklı bir sorudur bu. Oysa temelde yanlıştır. Çünkü biz Yılmaz Güney’le artistlikten değil, öğretmenlikten meslektaşız. Evet Yılmaz Güney iyi bir öğretmendi. Hem de öğretmenlik yaptığı okulun dersliği duvarlarla çevrili değildi. Alabildiğine geniş, içine genç, yaşlı, kadın, erkek, kara, sarı demeden her cins ve her boyda insanı dolduran bir derslik... Güney, çekirdekten yetişme bir öğretmendi. Geniş halk kitlelerinin eğitimi gibi ağır bir görev üstlenmişti. İlkin bilmeyerek sonra bilerek sarıldı işine. Gün geçtikçe işinin ehli olmaya başladı. Sesine ezilenler kulak verdiler. Ezilenlerin içinden geldiği için onların dilinden anlıyordu. Teker dönmeye, döndü geometrik bir artışla ivmeye durdu. Bu durum kendi iç çelişkisini birlikte getirdi. Işıttıkça yanıyordu. Hakim sınıfların giyotini işledi sonunda.
Sayfa 14 - Dönüşüm Yayınları
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
Elli iki yaşında bir kadın düşünün. Yirmi beş yıl boyunca bir odanın içinde annesi tarafından hapsedilmiş. Bahsettiğim gerçek bir hapis. Pencereler bile asla açılmıyor, tuvalet yok, yemek odaya gidiyor, odadan asla adımını atmıyor bu kadın. Hatta odanın içinde bile ayağa kalkmıyor sadece yatıyor.. Yirmi beş yılın sonunda bir mektup kadının tutsaklığından haberdar olunmasını sağlıyor. Sonrasında dava süreci başlıyor.Kadının ordan çıkarılırkenki durumu içler acısı.. Kadının saçı iki upuzun örük ama artık saç değil iki koca keçe.. Sadece yirmi beş kilo beslenemediği için.. Yattığı şiltenin altında biriken yemekler ve dışkı bir çürük yığını oluşturmuş.. İçeri giren kişi kokudan hemen geri çıkmak zorunda kalıyor.. Bu kadın bu odada yirmi beş yıl boyunca yaşıyor.. İşin en garip kısmı ise annesi bu davadan ceza almıyor. Diğer vaka ise daha garip.. Genç bir adam patronu ve ailesini bir anda hiçbir şey yokken öldürüyor.. Dava sürecinde irdelenenler kısmında bu genç adamın yaptıklarının haklı olabileceğiyle ilgili yerleri görmek en şaşırtıcı kısmıydı.. • Yazarın girdiği davalardan seçtiği iki vakayı okuduk eserde. İkiside birbirinden korkunç davalardı. Ve dava süreci ile verilen karar aşaması da benim için oldukça ilginçti.. Bir eleştirme yapmam gerekiyor eserle ilgili; korkunçluk seviyesi yüksek bir vaka olduğu halde anlatım biraz eksik kalmış gibi. Yirmi beş yıllık bir mahsurluk daha çarpıcı anlatılabilirdi. Mutlaka okuyunuz, keyifli okumalar
Mahsur Kadın
Mahsur KadınAndré Gide · Timaş Yayınları · 2023123 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.