toplumun günah keçisi olarak görüyor.
Kadını toprak sanıp, iliklerine kadar sömürüyor.
Kadına stres topu, mutfak robotu, cinsel obje muamelesi çekiyor.
Kadını varlığında değil, sadece yokluğunda fark ediyor.
Yarattıkları öfke, nefret ve korku ortamında,
Kadınlara esaret yaşamı sürdürülüyor.
Kadınlar dövülüyor, sövülüyor, kovuluyor, ya da
Bazı hasta zihinli erkekler, asırlardır kadını kendilerinin duygusal işçisi,
evlerinin bekçisi,
toplumun günah keçisi olarak görüyor.
Kadını toprak sanıp,
iliklerine kadar sömürüyor.
Kadına stres topu,
mutfak robotu,
cinsel obje muamelesi çekiyor.
Kadını varlığında değil,
sadece yokluğunda fark ediyor.
Yarattıkları öfke,
nefret ve korku ortamında,
kadınlara esaret yaşamı sürdürülüyor.
Kadınlar
dövülüyor,
sövülüyor,
kovuluyor,
ya da vurulup öldürülüyor.
Sadece fiziksel şiddetle değil,
Zihinsel ve duygusal istismarla
defalarca bıçaklanmalarına rağmen,
YARALARINI GÖSTEREMİYOR KADINLAR.
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne olacaktı? Şayet aile ortamı antrenman sahası olmasa erkek çocuk
hükmetmeyi, kız çocuksa boyun eğmeyi nereden öğrenecektir?
Ya çocuk yurtları olsaydı? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak işlerini paylaşsaydı? Ya masumiyet saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve
duygu kol kola gitseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyleselerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Bu bataklığın suyu da çamuru da;
-Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.-
-Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir.
.
Bazı hasta zihinli erkekler, asırlardır kadını
Bu bataklığın suyu da çamuru da -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran zihniyetten geliyor.
Bazı hasta zihinli erkekler, asırlardır kadını kendilerinin duygusal işçisi, evlerinin bekçisi, toplumun günah keçisi olarak görüyor.
Kadını toprak sanıp, iliklerine kadar sömürüyor.
Kadına stres topu,
Daha fazla mutfak eşyasının kırılması, ayak kayması, boğuşma; annesinin nefessiz kalmış ancak çaresiz ve ısrarlı sesi:
"Yapma... Hayır, oraya vurma... İçimde bir bebek var..."