Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı kitaplar etkisi hiç azalmayan huzursuzluk ve karamsarlığa neden olurlar. Vaat ettikleri temel duygu mutsuzluktur bazı kitapların. Bazı kitaplar ruhumuzu karartır ve çürümeyi hızlandırır. Yinede kayıtsız kalmamız mümkün değildir onlara. Gülümseyerek Kafka okuyamazsınız...ötekinin acımasızlığını Oğuz Atay (tehlikeli oyunlar), Yusuf Atılgan ergeç hepimizin delireceğini(Anayurt Oteli), hatta deli olduğumuzu (aylak adam) haykırarak anlatmaktadır bize...
Sayfa 117Kitabı okudu
Dünyanın hiçbir haritasında bulunmayan Kafka'nın şatosu, yeni devleşme ve makine uygarlığının imge-klişesine göre tasarlanmış olan bu Amerika'dan daha az gerçekdışı değildir. Karl, senatör amcasının evinde, son derece karmaşık bir makine olan bir çalışma masası bulur, yüz kadar düğmenin yönettiği bir o kadar kutu-göz vardır, hem pratik hem de hiç işe yaramaz, hem tekniğin, hem de anlamsızlığın mucizesi olan bir nesne. Amcasının çalışma masası, labirente benzeyen kır evi, ve Occidental Oteli'nden (korkunç karmaşık mimari, şeytancasına bürokratik örgütlenme) akıl almaz bir büyüklükte yönetimi olan Oklahoma Tiyatrosuna kadar, bu romanda on kadar sihirli makine saydım. Böylece, yansılamalı oyun (klişelerle oyun) aracılığıyla, en büyük tema'sını, içinde insanın yittiği ve yiteceği içinden çıkılması olanaksız toplumsal örgüt tema'sını ilk kez ele alıyor. (Oluşsal bakımdan: Şatonun korkunç yönetiminin kökeni amcasının çalışma masasının komik mekanizmasında bulunmaktadır.)
Reklam
Hayat, ölüme mazeret değildir.
Sayfa 11 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Adalet yaşayanların işine yarar, ölülerin değil.
Sayfa 10 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Yeryüzü tanrıyı oynamaktan hoşlanan insanlarla dolu.
Sayfa 10 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
“Adalet yaşayanların işine yarar, ölülerin değil.”
Reklam
Çoğumuzun yaşlanmak hakkında düşünmeye fırsatı olmaz. Bunun pek bir düşünülecek tarafı da yoktur bazılarımıza göre. Sevdiğimiz müziğin aniden hiçbir yerde dinlenmez olduğunu görerek anlarız bunu.
Bir katil cinayet işleyerek kendini tanrı yerine koyar, başkasının yaşayıp yaşamayacağına karar vermiş ve onu yaşatmak için onun yazgısını biçimlemistir. Havuzda boğulan birini kurtarmak, trafik kazası geçirmiş birine ilk yardım yapmak ya da intihar etmek üzere çatıya çıkmış birini tutmak aynı şeydir. Onu kurtarsanız da öldürseniz de yazgısının o andan sonrası sizin varliginizla şekillenir. Bu yüzden insanlar mağdur olanları severler ve mağdurları yukarılara taşırlar.
"Onu bütünüyle kabul eden, güvenli bir yuva gibi onu bekliyorum. gelmiyor."
"1971 yılıydı sanırım. Bunalım içindeydim, şimdi yazarsam kapkara şeyler yazarım, diyordum tanıdıklarıma. Bol bol da Kafka ve Proust okuyorum o sıralar. Sonunda Anayurt Oteli' geldi. Bu romanla bu bunalımı bir çeşit de Zebercet'e aktarmış oldum. 'Aylak Adam' bir çeşit günlük yaşamın eleştirisiydi, bir karşı çıkıştı. Yani kültürlü bir aydının bazı toplumsal kurallara, evliliğe, eli paketli olmaya vb. karşı çıkışı; özgürlüğe tutkunluğuydu.''
Reklam
Kısa sürede dostluk kurduğu ve bir gün ülkeye geri dönerken de kendisine eşlik etme sözü verdiği kaptan. "Unutma Kaptan.." demiştir Nâzım Gheorghe'ye, "... ülkeme bir gün senin geminle döneceğim." Bor Oteli bu sözün gerçekleşmeyeceğini fark ettirir Nâzım'a, mavi liman ulaşılamazdır artık. "Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Kubbeli, çınarlı mavi bir liman. Beni o limana çıkaramazsın...
kitap hediye ederken çok ekmeği yenenlerden
"mualla sana bir görev veriyorum. bu masaldaki kişileri ve onlar gibi olanları koru." imza ilkokul öğretmenine aitti.
Başkalarına her zaman en yeni, harika, asla ölmeyecek olan bizi vermek isteriz. İşte bu yüzden doktorluk ve sigortacılık asla ölmeyecek mesleklerdir.
Sayfa 38 - BilgiKitabı okudu
Bütün hayatlar kumar gibidir, basit bir bahis. Yazgıyla oynanan bir iki el kağıt. Kartları dağıtan kişinin de kimde ne olduğunu bilmediğinden blöf yaptığı bir oyun.
Sayfa 36 - BilgiKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.