Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Nerden nereye!!!
“Kahraman Tazeoğlu” kendi deyimimle “ergen tripli kız yazarı…” Onun yazdığı bir kitap… Aldım elime okumaya başladım. Daha ilk sayfadan saçma sapan aşk cümleleri… Öyle abartı öyle sıradan öyle pespaye ki aşkın hiçbir duygusunu size yaşatamıyor. Okudukça nefesim daralıyor. Biraz sayfa geçtikten sonra öyle saçma sapan cümlelerden
Arkadaşımın ısrarı üzerine elime tutuşturup çok güzel lütfen oku dediği bir kitap oldu kesinlikle zaman kaybı hiç hoşlanmadım belki benim tarzım değil bilemiyorum ortaaokul-lise çağındaki birçok genç kızın bayılacağı türden bir kitap ama diyaloglar gerçekçi değil. Kurgu gerçekçi değil hele aşk diye anlattıkları bayağı komik geldi.
Dediğim gibi eğer hayal dünyanız geniş ve o alemde yaşamayı seviyorsanız belki hoşunuza gidebilir...
250 syf.
8/10 puan verdi
" Bir zamanlar benim olan ellerin, şimdi neden ellerin? " :)
-Bukre.
Merhaba :) Lise 3'e giderken popüler olan Bukre kitabını duymuştum. Hatta yukarıdaki alıntıyı da duyduğumda çok beğenmiştim. Bukreyi bitirmedim ama yukarıdaki alıntıyı da hiç unutmadım. Neden böyle damdan düşer gibi başlamışım incelemeye anlayamadım ama
Yekta Kopan'ı çok severim. Ancak bu kitabında acımasızca eleştireceğim. Acımasız olmasının nedeni çok sevdiğimden kaynaklanıyor orası da ayrı bir durum. Şimdi efendim, sen naif, entelektüel bir insansın, deneme yapacağım diye neden okuyucu zekasını hiçe sayıyorsun. Tüm kelimelerin "G" harfi ile başlamasıyla ilgili bir deneme yapmış ki çok sinirlendim böyle bir kalemin bunu yazmasına. Ne bir anlamı var, ne kattığı bir şey. Bomboş. Lisedeyken, kızları etkilemek için deniyorduk bunları. Ayrıca "istemem ben uçurtmayı sen bana uçurt yap" nasıl kötü bir cümledir. Ahmet Batman, Kahraman Tazeoğlu'na kötü diyorduk, sen yapma bari. Bunu beğenip sayfalarına ekleyenlerin IQ seviyelerine bir bak sayın Kopan, bir daha böyle kalp krizleri geçirtme bizlere. Her ne dersek diyelim, "Perde 2, Sahne 4" gibi hikayeler de mevcut çok şekilli, çok güzel. Beni duygu karmaşasına sürüklediği için affedemiyorum. Hatta bir ara yazım yılına baktım, çok mu eski ergenlikten mi kaldı acaba diye. Ama değilmiş. Çok kısa bir süre de olsa Yekta Kopan okumayı bırakmayalım diye düşündüm şu uçurtma yazısını görünce. İşte biz sadakatsiz okuyucuların nabzını hep yüksek tutmak gerekiyor. Yoksa haddimiz olmadan böyle eleştiriler yapmamıza vesile oluyorsunuz.
Nerden başlanır bilemiyorum açıkçası bu insanı derinden etkileyen hikayeye..
Ama ben yinede lisanım el verdiğince anlatmaya çalışayım..
Öncelikle kitabın içinde hayata dair çok önemli ayrıntılar olduğunu söylemekle başlamak istiyorum..
Kitabın nerdeyse her sayfasında içinize işleyen çok şey bulacaksınız bunu biliyorum..
Sıradan normal bir aşk
Kahraman Tazeoğlu, Bukre Kalp.
Yazarın daha önce Simru adlı kitabını okumuştum. Gerçekten çok beğenmiştim ve elimden düşürmek istemediğim, bir sonraki sayfasında ne olacak diye merak ede ede bitirdiğim bir kitaptı. Kahraman Tazeoğlu hakkında naçizane kısa bir yorum yapmak gerekirse bence çok iyi bir yazar, çok güçlü bir kalemi var, kurgu anlamında oldukça başarılı, aşk dediğimiz olay hemen hemen herkesin başından geçmiştir. Tabiki de istisnalar vardır ancak bunlar umumi kaideyi bozmaz. Yazarımız da insanları aşk üzerinden tabir-i caizse vuruyor. Ancak bu kitabında aşkı biraz abarttığını düşünüyorum. Kitaptaki süslü cümlelerin fazlalığı ve Denk gelme ihtimali çok az olan hususlara kitapta yer verilmesi benim pek de hoşnut olmadığım unsurlar arasında gösterilebilir. Bu duruma ilaveten kitaptaki olayların her ne kadar okuyucunun ilgisini çekecek cinsten olması gerekiyorsa da zannımca aşk gibi önemli bir konuya biraz daha gerçekçi yaklaşılması dahilinde çok daha başarılı bir eser meydana getirilebileceği düşüncesindeyim.
Ben bu kitabı beğenmekle beğenmemek arasında kaldım. Tavsiye eder miyim derseniz, tavsiye ederim. Çünkü her kitabın kişiye farklı bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum. Kim bilir belki de bu kitap size çok farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. O yüzden okumadan bilemeyiz...
Kimse görmez, kimse bilmez toprağın altında doğup yine orada ölenleri. Güneşten habersiz çürüyüp gidenleri.
Bebek yavaş yavaş büyür ana karnında. Sancıyla doğar. Yavaş yavaş büyür çocuklar düşe kalka, yavaş yavaş yaşlanır insan. Ama kaç yaşında olursa olsun bir anda ölür herkes. Ölüm bir anda keser nefesi.
Karabulutlar yavaş yavaş birbirinin içine geçer. Ama şimşek birden çakıverir. Bir an için aydınlatır gökyüzünü ve sönüp gider. Bir yıldız ansızın kayıp gider. Ardında kalırsa, sadece bir dilek kalır. İnsan sonsuzca yaşar kısacık ömrünü ama ölüm bir anda son verir sonsuzluğa. Yeni bir hayat başlar, başka bir sonsuzlukta. Ardında kalırsa, sadece bir dua kalır
Kahraman Tazeoğlu.. kalp kalp kalp!!
Mor
Kahraman Tazeoğlu
Başlarda anlaşılmasa da romanı yakalamayı başardım. Biraz sıkıcı gelebilir ama kötü değil okudukça seviyorsunuz. (ben sev-dim).. 8/10 tavsiye edebileceğim romanlar arasında..
Bu arada rica ediyorum Kahraman Tazeoğlu sevmiyorsanız okumayın.. Hem sevmeyip hem okumak nedir ya!
Yazarında dediği gibi "Kimi seviyorsan kalbinin ülkesi orası oluyor." ..
Alıntı
"Bugünü anlatmak ister misin?"
"Anlatmak yeniden yaşamak olacak"
İnsan kendini hayata bağlayan, ruhuna iyi gelen şeye sıkıca tutunur. Bazıları tutunduğu bu şey sâyesinde anlamlı bir yere varır, bazıları da dayandığı bu şey yüzünden büyük bir imtihan yaşar. İkisini de yaşatır/öğretir hayat, güvendiğine yaslanır ve güvendiğinden de kırılırsın.