Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur.
Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3
Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Osman Müftüoğlu
Cep telefonu neden uyku kaçırır?
Geceleri LED ışık yayan cihazlarla fazlaca haşır neşir olmak uyku ritmini de uyku kalitemizi de altüst edebiliyor.
Mavi ışık yayan LED lambalar son yılların en mühim icatlarından ama aynı zamanda en önemli belalarından biri.
LED’leri bulan üç Japon araştırmacı, bu buluşlarıyla Nobel Ödülü (2014)
2014 yılı, Eskişehir'de son günlerim. Adalar'da bir mekanda çalışıyorum o dönem. İşe gireli 3-4 gün falan olmuş. Doğum günüm... Akşam 10 gibi işten çıkacak ve Beyza ile buluşup, doğum günümü kutlayacağım. Laf aramızda beyzadan da çok hoşlanıyorum. Duygularımı açmak için de özellikle o akşamı seçmişim. Doğum günü çocuğu şımarıklığı denen bir şey
1.
dün gece yağmur yağdı kente,
sonra sabah, güneşte ayıklanmış,
bir kahvede düşünüyorum,
sen geleceksin ya, dalgınlık
kopuverdi bir daldan, sallanarak
geçen bayrak açmış bir bulut,
sonra ikindi ve akşam, bakarsın,
Anlatayım sana kadın nedir..????
KADIN namustur
KADIN var olma sebebimizdir
KADIN sırf namusuna laf gelmesin diye sevmediği bir adamla yıllarca aynı yatağı paylaşandır
KADIN çocukları üzülmesin diye aynı evi paylaşandır
KADIN görünüşü güçsüz ama yüreği en güçlü olandır
KADIN biz 1 saat çocuğumuza bakamazken o bizi 9 ay karnında taşıyıp sonrada büyütendir KADIN bize en güzel yemekleri yapandır
KADIN biz televizyonda kendi istediğimizi acarken iç çekip susandır
KADIN biz kahvede kafede paramızı harcarken O 100 lira biriksinde çocuğuma şunu alayım yada şu elbiseyi alacağım diyendir
KADIN hergün yollarımızı bekleyendir
Ama en önemlisi kadın sevgisi olmadan bir hiçiz biz..😏😊🌿🌺
Kişisel İşler 1.
Direk lafın ortasından başlıyorum. Çok acelem var. Bu yazdığım ilk kitap ve başka da bir kitap yazacağımı sanmıyorum. Derdim yazar olmak değil. İlgilendiğim şey hayatta kalmak. Hayatta kalmak derken bunun besin zincirine paralel bağlanmakla alakası yok. Direk doğrudan vücut bütünlüğümü muhafaza etmeye çalışıyorum. Organlarım
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
İnanmak, hayatın acı gerçeklerinden kurtulmak için düşlere tutunmak, anlamlı kılmaz mı hayatı?
Fransız bir iş adamı öğrendiği dili pratik etmek için, kaldığı otelin umumi tuvaletinin temizliğinden sorumlu bir kadın ile konuşmaya başlaması, Bayan Ming'in anlattığı fantastik gibi görünen çocuk öyküleri ile arkadaşlığa dönüşür.
Çin'in tek çocuk yasası ve kültür devrimi sırasında insanların yaşadığı acılar tanıdık. Yazar çok ince bir ustalıkla müthiş bir metin ortaya koyuyor.
İçeceğiniz bir kahvede size eşlik edecek, 1-2 saat içerisinde bitirebileceğiniz, etkisi uzun süre sizinle gelecek değerli bir Roman.
Sait Faik şöyle betimlemiştir Orhan Veli’yi: “İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğse benzeyen bir sırt, denebilirse ergenlik bozuğu bir yüz. İşte görünüşte Orhan Veli.”
Orhan Veli ise askerlik yaptığı yıllarda naif bir anlatımla hayatını şöyle dile getirmiştir: “1914’te doğdum. 1
Saatleri ayarlama enstitüsü yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar
Arkadaşlar ben bu kitabı okurken kitap içerisindeki karakterlerin çok fazla olmasından dolayı bir de kitabın başlarında Osmanlıca kelimelerin bol olmasından kitaba pek çok kere geri dönerek okudum
Osmanlıca sözcüklerin kitabın 1. Ve ikinci kısmında çok geçmesinden dolayı internetten