Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülçin SARI

Bilgelik için kayını deneyin, zekâ için çamı, cesaret için üvezi, cömertlik için fındığı, sevinç için ardıcı, kontrol edemediğiniz şeyleri bırakmayı öğrenmeniz gerektiğindeyse, eski deriler gibi katman katman soyulup dökülen gümüşi-beyaz kabuğuyla huş ağacını. Ama eğer peşinde olduğunuz ya da kaybettiğiniz şey aşksa, incire gelmelisiniz, her zaman incire.
Reklam
Evrene verecek değerli bir şeyiniz, bir şarkınız veya şiiriniz olduğunda, onu herkesten önce bir altın meşe ile paylaşmalısınız. Cesaretiniz kırılmışsa ve kendinizi savunmasız hissediyorsanız, bir Akdeniz servisi veya çiçekli bir atkestanesi arayın. Her ikisi de şaşırtıcı derecede dayanıklıdır ve size atlattıkları tüm yangınları anlatacaklardır. Ve eğer hayattaki sınavlarınızdan eskisinden daha güçlü ve daha nazik çıkmak istiyorsanız, bunu size öğretebilecek bir titrek kavak bulun o kadar inatçı bir ağaçtır ki, onu yok etmeyi amaçlayan alevleri bile savuşturabilir.
Sayfa 376Kitabı okudu
İnsanoğlu savaşarak her nerede verimli toprakları muharebe alanına çevirse ve tüm yaşam alanlarını yok etse, hayvanlar her zaman onların arkalarında bıraktıkları boşluğa yerleşmiştir. Kemirgenler, mesela. İnsanlar bir zamanlar onlara neşe ve gurur veren binaları harap ettiğinde, fareler oraları kendi krallıkları ilan edecektir sessizce.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü hayatta önemli olan alkışlanmak değil, alkış toplayıp toplayamayacağımız belirsizliğine rağmen, risk alma cesaretine sahip olmamızdır."
Reklam
Kont ve Sofya
Ama annen çok haklıydı, insan potansiyelini varaklı bir salonda Şehrazad'ı dinleyerek ya da odasında Odysseia'yı okuyarak keşfedemez. İnsan bunu, Çin'e seyahat eden Marco Polo ya da Amerika'yı keşfeden Kolomb gibi, bilinmeyen diyarlara yelken açarak yapabilir.
Ancak hangi makul nedene dayanırsa dayansın, tarihte hiçbir tavsiye herkes için geçerli olamaz. Şarap şişeleri gibi, insanlar da farklı yıllarda ve farklı yerlerde doğdukları için birbirlerinden çok farklı olacaklardır.
Kont yeryüzünde insanoğlu olduğu sürece, sürgünde de insanlar olacaktır, diye düşündü. En ilkel kabilelerden en gelişmiş toplumlara, birilerine pılını pırtısını toplayıp sınırı geçme sini ve doğduğu topraklara bir daha ayak basmamasını söyleyen birileri mutlaka çıkacaktı. Ama bu beklenen bir şeydi belki de; ne de olsa sürgün, Tanrı'nın insani komedyanın ilk bölümünde Adem'e, birkaç bölüm sonra da Kabil'e verdiği cezaydı. Evet sürgün insanoğlu kadar eskiydi. Ama Ruslar, insanı kendi evinde sürgüne gönderme kavramı üzerinde uzmanlaşan ilk ulus olmuştu.
Sayfa 204Kitabı okudu
"Ateş olsan... kadar yeri yakarsın!" Bu sözü kimileri cürmün kadar... şeklinde yanlış kullanıyor. Doğrusu, "Ateş olsan, cirmin kadar yeri yakarsın." 'Cürüm' suç, kabahat demektir ve konu ile ilgisi yok. Cirim ise (Arapça aslı cirm) hacim, boyut anlamındadır ve 'senin çapın ne ki, ateş olsan çapın kadar yeri yakarsın' gibi bir küçümseme ifadesidir.
Delikanlı, sevdiği kıza aşk mesajı atar. Biraz havalı olsun diye de ona "medfun" (!) olduğunu belirtir. Kızın kelime haznesi iyidir. Cevabı yapıştırır: "Vah vah! Nereye defnettiler seni?" Delikanlı şa şırır: "Anlamadım?" Ve kız, dersi verir: "Senin o söylemek istediğin MEDFUN değil, MEFTUN'dur. Medfun, defnedilmiş, gömülmüş demektir; meftun ise gönlünü kaptırmış, tutkun, åşık anlamında. Şimdi söyle bakalım, sen meftun musun, medfun mu?" Birisine tutku derecesinde, vurgun seviyesinde âşık olmak 'meftun olmak demek... Bu kelimeyle ilintili 'Fettan, fitne ve fesada teşvik eden, karıştırıcı anlamındadır. Ya da kendine hayran eden, cilveli, cazibeli kadınlara deniyor. 'Fitne' ise karışıklık, kargaşalık, insanların arasını bozma ve fesat manasındadır.
Reklam
Azıcık pişmanlığa benzemiyor mu bu rahatlık diye düşündüğüm oluyor. Hayır hayır! Pişmanlığın tadı da başkadır. Ah küsüşüne, küstürdüğüme pişman olabileceğim bir arkadaşım olsa da gidip ayaklarına kapansam!.. Çocuklar gibi "Yalvarma!" dese de yine konuş- masa. O güzel pişmanlık hissi çocuklukta kaldı. Şimdi nerede? Ara ki bulasın. Sonuna kadar küsüp yeni dostluklar kuracağız. Bu iş sonuna kadar böyle gidecek. Kim bilir belki de bu böyle olduğu için, tecessüsümüz hiç eksilmeden yeniden yeniye doğduğu için yaşamak insanlarla beraber güzel değilse bile çekici (cazip ma- nasına) bir şeydir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Yandan çarklı durdu. Bir iskeleye insan boşalttı. Insan aldı, insan!.. İnsan! Her şeyin fakir elbiseleri gibi lime lime, nem almuş sıvalar gibi parça parça döküldüğü zaman, yalnız sen varsın insan, Yalnız sen varsın. Yalnızlığımın, ihtiyarlığımın, sevimliliğimin, egoizmimin ortasında daha dün şehvetle sarıldığım, kokusundan hazzettiğim; yıldızları, yandan çarklıyı, derin suları, heykelleri, gotik binaları, ağaçlık tenha yolları, pek sevdiğim yeşil yeşil, kırmızı kırmızı, turuncu turuncu yanan işaret fenerlekırmızı, turuncu turuncu yanan işaret fenerlerini geride bırakıp, sana, yalnız sana âşığım.
Meger Rus igal kumandanı Moskova'da, üniversitede Filoloji eğitimi almış. Çok iyi Arapça, Farsça biliyormuş. Hz. Mevlânâ'nın, Şeyh Sadi'nin, Hafiz'in beyitlerini ezberlemiş. Kasabamızda görevini yaparken canı Oradaki Ermenilere "Burada Farsça, Arapça bilen var mı?" diye sormus "Burada bir müftü var, ancak o
İşgal kuvvetleri kumandanı; ama kasabada hiç kötülük yapamıyor, düşmanca davranamıyor. Buna engel olan bir şey var. Bu tamamıyla, Hz. Mevlana'yı, Şeyh Sadi'yi, Hafız'ı gerçekten anlamış olmanın alametidir.
Sizleri yatıştırmak için bir çözümüm var: Sabırsızlanmak fiilini dilek-şartın hikâyesinde bütün zamirlere göre olumsuz biçimde çekimleyin ve yüksek sesle tekrar edin. Tabii yavaş yavaş. Sabırsızlanmasaydı Sabırsızlanmasaydım Sabırsızlanmasaydın Sabırsızlanmasaydık Sabırsızlanmasaydınız Sabırsızlanmasaydılar
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.