Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
#okudumbitti#
Bu yazarın kitabını ilk defa duydum. Gonca Çakır'ın Ev Arkadaşım adlı kitabına bitirdim. Hikaye esas kızın ağzından anlatılıyor.
Asya, iç mimarlık fakültesini kazanan bir genç kız. Asya'yı büyükannesi ve dedesi büyütmüş. Hikaye de Asya'nın başka bir şehire okumak için gitmesiyle başlıyor.
Asya neyse ki okula yakın bir apart buluyor. Ama oraya gittiğinde ise işler hiç istediği gibi gitmiyor.
Asya da kelimenin tam anlamıyla günümüzün maalesef özeti olan yurt bulamama sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Yurtlar çok pahalı ve Asya'nın da az bir süresi var. Tabi bu arada büyük babasına da yalan söylemek zorunda kalır.
O yüzden de yurda yerleşemiyor. Asya bir çare ararken emlakçı olan esas oğlan Fatih'le tanışıyor.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra da tekrar yemekte tesadüfen karşılaşıyorlar.
Fatih ise Asya'ya ev arkadaşı olmasını teklif ediyor. Asya ilk başta tereddüt ediyor. Ama mecburen teklifi de kabul ediyor.
Neyse ki eve geldiklerinde ise ikisi de iyi anlaşıyor ve hatta git gide birbirine aşık oluyor.
Asya'nın evine giren hırsız sahnesinde heyecanlanmadım değil. Asya'nın başına gelenlere çok üzüldüm.
Kızda nazar var kesin.... Şule'yi ne yazık ki hiç sevemedim. Murat ve Şule'nin yaptığı plan gerçekten de pes dedirtecek cinsten. Sonu ise beklemediğim bir şekilde bitti.
Tek kelimeyle müthiş bir kitaptı, kurgusu ve akıcı anlatımı ile ilk sayfadan itibaren kendine çekti, başyapıt olmaya aday bir kitap diyebilirim...
Beryl ve Jordan kardeşler küçükken anne ve babasını kaybedip Hugh Amca sayesinde yetiştirilmiş pırlanta gibi çocuklardır. Babaları bir gün annelerini bir kafede bekler fakat annesi gelmez ve bir mesaj
Seyir eden misin, seyreden mi bu alem de? Hepimiz bir yolcuyuz.
Hepimiz kendi oyunumuzun başrol oyuncularıyız. Oyun; doğduğumuz andan itibaren başlar ve ölene kadar devam eder. Öldükten sonra da geride bıraktıklarımız ile yaşatırız oyunumuzu. Bu bıraktıklarımız ya cehennemi yaşatır ya da cenneti. Hayatta kendimizi hep yalnız hissederiz oysa doğduğumuz anda dahi yalnız değiliz. Sonrasında hayatta yaşadıklarımız ya da bize yaşatılanlar bu oyunun içerisinde bir acı ya da sevinç olarak kalır. En masum anlarımız bebeklik anlarımızdır. Sonrasında zihin anlamaya başladıkça çocuk oldukça acı ve sevinçlerimiz bir dosya gibi zihnimize işlenir. Sonrasında hayatımız inandıklarımız ile şekillenir. Eğer inandıklarımızı doğru şekillendirirsek, doğru bir düşe inanıp bizim o anda doğrusu bu olduğuna inandığımızı düşündürürse hiç tereddüt etmeden devam etmeliyiz. Oyunu sevinç ile bitirmek bizim elimizde. Bu sebeple insan kurban olduğuna değil benim oluşum bu diyerekten kendine inandırılan kimlikten çıkmalı kendi kimliğini devam ettirmeli. Ne istiyorsa onu kendi isteyerek yaşamalı. Hayat bir yolculuktan ibaret seyir de bunu gösteriyor. Eğer seçimlerini doğru yaparsan kendi gerçeğini keşfedilirsen o zaman dönüşümü başlatmış olursun.
Seyir kitabında Mina’nın kendini bulma ve gerçekleştirme hikayesi beni derinden etkiledi diyebilirim. Her satırda kendimden bir parça ben buldum. An’da kalmamız gerektiğini kötüyü değil iyiyi düşünmemiz gerektiğini çok güzel bir dille anlatmış. Kendini bulmak isteyen herkes bu kitabı okumalı.
Kitabı çok beğendim ve okumayan her kese kesinlikle tavsiye ederim! Hayata bir de bu çocuğun gözünden bakın...
Kitap daha 5 yaşındaki Zezenin hayatın zorluklarını kendi hayal gücü ile bizlere anlatmasından ibaret. Kimilerine göre melek, kimilerine göreyse şeytanın çocuğu sayılan Zeze aslında çok iyi kalpli, her şeyle meraklanan, etraftaki her kesi ve her şeyi iyi gözetleyen bir çocuk. Yeni bilgiler edinmeye pek meraklı. Zaman zaman haylazlıklar yapar, bu yüzden ailesi ve etrafındaki insanlardan tarafından şiddete maruz kalır. Çok zeki olduğundan daha 5 yaşındayken okumayı kendi kendine öğrenir ve okula gitmeye başlar. Ayrıca ailesinin maddi durumu çok kötü, açlık ve sefalet içerisinde yaşıyorlar. Bu yüzden yeni küçük bir eve taşınıyorlar. Zezenin uslu durduğu bir kaç yer vardır ve onlardan biri de bu yeni evlerinin bahçesindeki şeker portakalı ağacının altıdır. O buraya gelerek başından geçen her olayı Minguinho ismi verdiği ağacına konuşur. Hayatında bizleri çok düşündürecek ve duygulandıracak bir takım şeyler oluyor...
Okudukça insanı hem güldüren, hem de ağlatan bir kitap. Ben okurken çok duygulandım.
8 Mart'a Özel
Temel Fikirler
Kadın Sünneti ve Erkek Sünneti sonuçları tamamen farklı yönlere uzanan iki tip patolojik duruma sebep olur. Bilindiği gibi erkek sünneti, penisin yoğun erojen derisinin bir miktar kesilmesiyle ucu derinin altından çıkarıp kalan deriyi gövdeye dikme sürecidir. Bu sürecin sonunda sünnet olan erkek cinsel organ derisindeki haz
Böyle büyük bir yazar için ne desek az kalır.Okurken adaletsizliği,sevgiyi,masumiyeti yani tüm duyguları kalben hissettim.İster istemez günümüzle kıyasladım.Adaletsizlik günümüzde de sarmış dünyayı.Belki ağalar yok ama zengin yine çok zengin fakir yine çok fakir.Evet aç kalmıyoruz fakat insanlarımızın çoğu yine kapılarda bekliyor uygun fiyata et alabilmek için.Evet yaşıyoruz ama gerçekten insanca mı?
225 syf.
10/10 puan verdi
"Peki aşka dair ne söyler akıl? Kahve ve sigara gibi toptan bırakmalı mı aşkı, yoksa bir kadeh şarap ya da çikolata gibi ara sıra tadına varılabilir mi? Aşk aklın karşısında mı durur? Bilgeler hiç akıllarını yitirirler mi yoksa yalnızca koca bebekler mi bu duruma düşer?"
Sorular gayet açık ve net fakat cevap niyetine dile getireceğiniz
Hazel Stone, henüz 18 yaşında bir genç. Ama annesinin ve üvey babasının birer uyuşturucu satıcısı olması bütün hayatını alt üst etmeye yetiyor. Üvey babası Charlie onu evde istemediği için annesi onu evden kovmuştur.
Bu kovulmadan birkaç gün önce koca pençenin çiftliğinde işe başlamıştır. Torunu Ian Parker’in yönetimi altında işi öğrenip
“Aoife'nin Ybarisan kızı ve Malachi'nin Islorian oğlu bir araya gelerek her iki diyara da barış getirecek.”
Bu kitapta hoşuma gitmeyen tek şey serinin geri kalanı yayınlanmadan önce okumuş olmam ve artık beklemek zorunda kalmam. Mecbur İngilizce bulup okuyacağız.
Kitaba gelecek olursak…
Aniden kimseyi tanımadığınız ama herkesin sizi
