İçinde tarih gizli, yaşanmışlıklarla dolu bir kitap. Kitabı bir yandan çok okumak istiyorsunuz; bir yandan okurken de içiniz cız ediyor duyduklarınız karşısında. Kendinize soruyorsunuz, tüm bu olaylar olurken avrupa sadece bu yaşananları izledi mi? Hiç mi kılını bile kıpırdatmadı? Bu faşistliğe gözlerini nasıl yumdular? Boşnaklara yapılan onca zulüm, işkenceyi Birleşmiş Milletler nasıl izledi? Oysa ki Boşnaklar ve Sırplar aynı ırktandı sadece dinleri farklıydı. Okurken tüylerim diken diken oldu. Bu kitapta yazılı olan gerçek öyküyü sizin de okumanızı içtenlikle tavsiye ediyorum. Okurken bu yaşananları aklınız almıyacak. Suada gibi yetenekli bir piyanistin yaşadıkları üzerinden anlatılan bu romanı gerçekten okuyun.