Matematikle arası pek de iyi olmayan Can'ın, Ömer Hayyam, Leonardo Fibonacci ve Pisagor ile yaptığı zamanlar ve mekanlar arası yolculuklarda başına gelenler oluşturuyor hikayeyi. Ama ne macera... Her yerden fırlayan tavşanlara esir düşmek mi dersiniz, menzil hesaplaması yapılırken fırlatılan topların hedefinde kalmak mı dersiniz, gizemli 9 koridorunda yaşam mücadelesi vermek mi dersiniz, ne ararsanız var. Hatta göbeğini kaşıyarak söylenen sayıları içerisinden çıkarabilen Yüce Pi bile var.
Hem çok detaya girip sıkıcı olmadan hem de daldan dala atlamadan az ve öz bilgi verilmiş kitapta çocuklara. Çok fazla isim, teori, buluş ve ilginç bilgiye boğulmamış kitap. Eğlencenin yanında öğretilmek istenin sınırlı tutulması kitabın çocuklar için yorucu olmaması açısından iyi olmuş. Büyük isimlerin Can'a olan yaklaşımı üzerinden aslında öğrenme ve öğretme sürecinin nasıl daha güzel olabileceği de gösterilmiş. Mesela Matrakçı Nasuh'un çarpma metodu Pisagor tarafından Can'a öğretilirken biz de öğreniyoruz. Son sahnede az da olsa Matrakçı Nasuh'un kendisini de görüyoruz.
Çocuklarda Matematik sevgisi uyandırmak için yazılmış kitaplar okudum son aylarda. İçlerinde en başarılı bulduğum, sevdiğim, okurken gerçekten devamını merak ettiğim bu kitap oldu. Yer yer çocuklara da itici ve yapmacık gelecek bir üslubu vardı ama genel olarak oldukça eğlenceli ve heyecanlıydı. Çocukların seveceğini, önemli bazı şeyler de öğreneceğini düşünüyorum. Kendim de en kısa zamanda devam kitabını okuyacağım çünkü hikaye tam kıvamında ve çok heyecanlı bir yerinde bitti :)