Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
Tanrının varlığı ve etkinliği konusundaki tartışmalar aydınlanma döneminde daha farklı bir sürece girmeye başlamıştı. Özellikle D. Hume'un nedensellik konusundaki itirazları ve Kant'ın antinomileri tanrının varlığı ile ilgili delilleri felsefî anlamda zayıflatmaktaydı. Bunun ötesinde, kilise kaynaklı din-bilim çatışmasından bilimin açık ara farkla galip çıkması dinden ciddi bir kopuşa yık açmaya başlamıştı. Aslında meşhur bilim adamlarının ifadeleri incelendiğinde, doğrudan tanrının varlığına değil, kilisenin baskısına yönelik itirazların olduğu hemen anlaşılacaktır.
Reklam
Evrenin zamanda bir başlangıcı ve uzayda bir sınırı olup olmadığı sorusu daha sonra filozof Immanuel Kant tarafından 1781 tarihli anıtsal (ve anlaşılması güç) eseri Saf Aklın Eleştirisi'nde geniş ölçekte incelenmişti. Kant bu türden soruları saf aklın antinomileri (eşdeyişle, çelişkileri) olarak adlandırmıştı; zira ona göre hem evrenin bir başlangıcı olduğunu söyleyen tezin hem de evrenin hep var olduğunu söyleyen karşı tezin eşit ölçüde güçlü argümanları mevcuttu. Kant'ın söz konusu tez için ortaya koyduğu argüman, evrenin bir başlangıcı olmasaydı, her olaydan önce sonsuz bir zaman periyodu olacağıydı ki, bu da oldukça saçmaydı. Karşı tez için öne sürdüğü argüman da evren bir başlangıca sahipse bu başlangıçtan önce sonsuz bir zaman periyodu olacağıydı ki, bu durumda da evrenin neden başka zamanda değil de belirli bir o anda başlamış olduğu açık değildi. Aslında Kant'ın hem tez hem de karşı tez için sunduğu argümanların her ikisi de aynı argümandır. Her iki argüman da perde arkasındaki şu varsayıma dayanır: zaman, evren hep var olmuş olsun ya da olmasın, sonsuza kadar geri gider.
Her iki bakımdan da bu antinomiler duruş noktalarını olduğu gibi yöntemlerini de daha yakından aydınlatacak, ve herşeyin çevresinde döndüğü başlıca noktayı ona dayatılan yararsız biçimden kurtaracak daha sağın bir eleştiriyi hak ederler. İlk olarak Kant'ın dört evrenbilimsel antinomisine kategorilerin şeması dediği şeyden aldığı bölümleme
Sayfa 146 - İdeaKitabı okudu
❝ Evrenin zamanda bir başlangıcı ve uzayda bir sınırı olup olmadığı sorusu daha sonra filozof Immanuel Kant tarafından 1781 tarihli anıtsal (ve anlaşılması güç) eseri Saf Aklın Eleştirisi'nde geniş ölçekte incelenmişti. Kant bu türden soruları saf aklın antinomileri (eşdeyişle, çelişkileri) olarak adlandırmıştı; zira ona göre hem evrenin bir başlangıcı olduğunu söyleyen tezin hem de evrenin hep var olduğunu söyleyen karşı tezin eşit ölçüde güçlü argümanları mevcuttu. Kant'ın söz konusu tez için ortaya koyduğu argüman, evrenin bir başlangıcı olmasaydı, her olaydan önce sonsuz bir zaman periyodu olacağıydı ki, bu da oldukça saçmaydı. Karşı tez için öne sürdüğü argüman da evren bir başlangıca sahipse bu başlangıçtan önce sonsuz bir zaman periyodu olacağıydı ki, bu durumda da evrenin neden başka zamanda değil de belirli bir o anda başlamış olduğu açık değildi. Aslında Kant'ın hem tez hem de karşı tez için sunduğu argümanların her ikisi de aynı argümandır. Her iki argüman da perde arkasındaki şu varsayıma dayanır: zaman, evren hep var olsun ya da olmasın, sonsuza kadar geri gider. Bu duruma ilkin St. Augustinus şu soruyla işaret etmişti: "Tanrı evreni yaratmadan önce ne yapmaktaydı?" Augustinus bu soruya "Tanrı bu türden soruları soranlar için Cehennemi hazırlamaktaydı" cevabını vermemişti. Bunun yerine zamanın Tanrı'nın yarattığı evrenin bir özelliği olduğunu ve evrenin başlangıcından önce var olmadığını ifade etmişti. ❞
Kant'ın Antinomileri
"Hiçbir özgürlük yoktur, tersine evrendeki her şey yalnızca doğa yasalarına göre olur."