İşte bu yönetici Firavn’un dediği gibi açık bir şekilde: "Ben Allah’tan başka bir ilahım" demese bile bu ameliyle haddini aşmış ve ilahlık iddia etmiştir. Böylece tağut olmuştur. Onu inkâr etmek, onu tekfir etmek ve onu tekfir etmeyenleri tekfir etmek, onunla güç dahilinde savaşmak gereklidir. Zira Allah-u Teâlâ'nın haramını helal kılma konusunda kanun yapan, Allah-u Teâlâ’nın hükmüne muhalif hüküm koyan bu yöneticiye her kim bu konuda itaat eder, onu tekfir etmez veya onu tekfir etmeyenleri tekfir etmezse aynen onun gibi kâfir olur. Çünkü o kimse Allah-u Teâlâ'nın, bir kimsenin İslam’a girmesi için yerine getirilmesini farz kıldığı bir şartı ki bu tağutu inkârdır yerine getirmemiştir.
"Tağutluk iki şekilde karşımıza çıkmaktadır: Bazı insanlar Allah'ın davetine kulak asmaz, kendi heva ve heveslerinden (kafalarından) hükümler koyarlar. Sonra da kanun ve din haline getirdikleri bu ilkeleri insanlara dayatırlar. İşte bu gibi kişi, kurum ve güç toplulukları tuğyan içinde olurlar ya da kendilerini tağut haline getirenlerdir."
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Sana indirilene (Kur'ân) ve senden önce indirilen (kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister." - 4/Nîsa, 60 Bir Yahudi ile bir münafık arasında anlaşmazlık çıkar. Yahudi, Peygamber'in (sav) "emin" olduğunu bildiği için ona başvuralım der. Kendi aleyhine karar verileceğini bilen münafığın ise Yahudi ilim adamı Ka'b b. Eşref'e başvurmak istemesi (bazı rivayetlerde bir kâhine başvurmak istemesi) üzerine ayet iner. Bu ayet açık bir şekilde Allah ve Resûlü'nden başka hüküm veren ve kanun koyanların tağut olduğunu ifade eder. Öyleyse ister şahıs ister bir kurum (parlamento, aşiret) olsun Allah'ın kanunlarının dışındaki tüm kanunlar ve bu kanunları yapanlar tağutturlar.
İslam’ı gerçek anlamıyla hiç bir zaman anlayamamış,bu nedenle de kanun yapma yetkisinin sadece Allah’a ait olduğu inancını bilmeyen bir çok insan,Allah’ı sadece kainatın yaratıcısı olarak kabul eder ve bununla da Müslüman olduklarını zannederler.Onlar kişisel ve sosyal yaşantılarında Kur’an tarafından tâğut,put…olarak nitelenen kişilerce yapılmış kanunlara(insanların kanunlarına,beşeri kanunlara) tâbi olmaya,isteyerek devam ederler.Örneğin bütün hayatı boyunca Atası Cengiz’in kanunlarına tâbi olan ve uygulayan Hulâgu,halk tarafından müslüman bir hükümdar,ondan da öte,kendisine itaat edilmesi farz olan Ulu’l-emr olarak kabul edilir.Halbuki Hulâgu’nun yaşantısı da ölümü de küfür üzerine olur.O öldüğü zaman Moğol gelenekleri gereği kadınları da öldürülerek onunla birlikte gömülür.
Sayfa 333Kitabı okudu
İslam her şeyin üstünde, insanların kendilerini tamamen Allah'ın hakikatine adamalarını ve yalnızca O'na hizmet ve ibadet etmelerini arzu eder. Yanı sıra İslam Allah'ın kanununun insanlar tarafından uygulanan kanun olmasını ister. Aynı zamanda İslam, adaletsizliğinin kökünün kazınmasının, Allah'ın gazabına uğramış kötülüklerin süpürüp atılmasını, faziletler ve sosyal değerlerin Allah rızası ile beslenmesini talep eder.
Sayfa 39
Lâilaheillallah!
Bir insan Allah'ın yanında tek geçerli din olan İslam dinine girmek istiyorsa şu kelimeyi nukketmek zorundadır; Lailaheillallah Muhammeden Rasulullah Tevhid, aşağıdaki 3 ana başlık altında Allah’ı birlemektir. İsim ve sıfat tevhidi: Allah’ı Allah’ın isim ve sıfatlarında birlemek Rububiyet tevhidi: Allah’ı Allah’ın fiillerinde
Reklam
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.