Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Ve işte böyle kazanacağız...
"Ve işte zaman savaşını böyle kaybedersin".
İthaki'nin yeni serisi olan Kapsül'ün ilk kitabı. İthaki genelde seri başlangıç kitaplarında büyük oynuyor. BKK, Modern, KK ve şimdi de kapsül serisi...
Kitabı ilk duyduğumda ismi ile çok ilgimi çekmişti. Çıkar çıkmaz alıp, çok bekletmeden okuduğum nadir kitaplardan biri oldu. Kitap Hugo,
80 syf.
10/10 puan verdi
Genc-i Genç
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil, yerli ve milli Jules Payot'tur. Ortak kaygılara mensup oldukları için böyle bir ifade kullanmayı kendimce hoş görüyorum. Nitekim Ali Fuad Başgil, Payot'un ve daha nicesinin kat be kat üzerindedir. İkisinin de kaygısı ülkelerinin gençleri ve talebeleridir.
İrade Terbiyesi ve Gençlerle Başbaşa kitapları
Yalnızlık, takıntı ve dürtü...
Siteye kaydolmadan önce listemde uzun süredir bekleyen, ilk aldığımda bir roman okuyacağımı sandığım ancak ilerde içinde bir roman dışında birden fazla öykü barındıran bir eser olduğunu anladığım bu kitap, bir kaç öykü haricinde pek de ısınamadığım bir kitap oldu benim için. Bu nedenle, söz konusu roman dışında beğendiğim öyküleri de
Gizli Bahçe şu aralar okuduğum en güzel Modern Klasik olabilir. Hem konusu harika hemde kitap baya akıcı. Hiç aklımda yokken arkadaşımın ısrarıyla aldım, bana kalsa kitabı okumam aylarımı alırdı
Kitabın konusu Mary adında ki kızımızın ailesinin vefatıyla eniştesinin yanına taşınmasıyla başlıyor. Eniştesinin evi kocaman ve evde kilitli odalar var. Burası önemsiz bir detay tabi asıl önemli olan ise herkesin dilinde olan ve on yıldır kimsenin girmediği gizli bir bahçe olması.
Mary doğası gereği çok hırçın, asi ve somurtkan bir kız çocuğu. Bu halde olmasının nedeni ailesinin ona karşı besledikleri sevgiyi güzelce yansıtamamaları. Ancak bu durum eniştesinin evine gitmesiyle tamamen değişiyor, aradan geçen günler sonra gizli bahçeyi keşfetmesi, yeni arkadaşlar edinmesi ve kuzeni Colin ile beraber birbirlerini iyileştirmelerini okumak çok keyifliydi. Bu tarz kitapları okuyunca çok mutlu oluyorum, kaç yaşında olduğumu unutup onlarla çocuk oluyorum resmen
Bana yaşımı, dertlerimi ve içinde bulunduğum konumu unutturup mutlu ediyorlar.
Eminim çoğunuz görmüştür bu kitabı. Okumayanlarınız varsa veya tereddüt ediyorsanız gözüm kapalı öneririm
Emre Koşak/ Değiniler.
Tarih, Düşünce ve Ekin yazıları.
1983 yılında Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde doğan, Emre Koşak ilk, orta ve yüksek öğrenimini Mersin'de tamamlamıştır. Birçok yerel ve ulusal yayın organında ve ağ ortamında yazılar yayımladı. Aylık tarih düşünce ve ekin dergisi, Ulukayın'ın yayın kurulu üyeliğini, baş yazarlığını ve düzeltmenliğini üstlendi. Televizyon ve radyo kanallarında programcılık, metin yazarlığı ve sunuculuk yaptı.
Kitabın kapağı, bir masa üzerinde dizili, bir kaçı açık kitap, ortada cumhuriyetin ilk yıllarına dair bir ilkokul resmi, en üstte de Mustafa Kemal Atatürk, Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı'nın portreleriyle içerik hakkında bilgi vermektedir. Kitaba genel anlamda bakıldığında, bir reddiye olarak değerlendirilebilir. Akıcı bir üslubu ve okuyucuyu düşündüren bir niteliğe sahiptir.
Kavram kargaşası ve tartışması başlığıyla verilen deneme ülkemizin içinde bulunduğu acı durumunda bir özeti niteliğindedir. Ne yazık ki millet olarak yeni kavramlar geliştirmek yerine, olan kavramlardan herkesin kendine göre anlam çıkardığı veya herkesin aynı kelimeleri farklı şekilde kavramlaştırdığına bir işarettir.
Sayfa sayısı (72) az olmasına rağmen okunup üzerinde düşünülmesi gereken bir eserdir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
·
Puan vermedi
Frankfurt okulu , Aydınlama,Marksizm ve pozitivist akıma sol eksenli bir eleştiriyle ve farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye tabi tutmuştur. Aydınlanmanın getirdiği sonuçlara dikkat çeken Frankfurt okulu,aydınlanmanın belirttiği şekilde insan refahını ve eşitlikçi bir düzen getirememesidir. Eleştiriye kapalı bir tutumla aydınlanma, önceki akıldışı olarak görülen fikirlerin doğrultusunda hareket ettiğini ve karşıt olarak gördüğü akıl dışı fikirler açısından karşıtına dönüşmüştür. Bu açıdan mitolojik bir hal almıştır. Aydınlanma doğrultusunda her şeyin akla indirgendiği fikri buna bağlı olarak gelişen ‘’pozitivist’’ düşünce biçimi sosyal bilimleri etkisi altına almasıyla insanı tıpkı doğal bir nesneymiş gibi ele alması açısından insan aklını da araçsallaştırdığını , araçsallaşan aklında kapitalist düzenin doğa ve insan emeği üzerinde tahakküm kurduğunu, daha çok sömürünün meydana gelmesini sağlamıştır. İnsan bir robot haline gelmiştir. Bilimselleşen bilinç , beraberinde refah yerine daha çok barbarlık meydana getirmiştir. Bilim ve teknik adeta bir ‘’ideoloji’’haline gelmiş ve yeni bir tahakküm şekli ortaya çıkarmıştır. Araçsal akıl , sorgulamadan uzak ,eleştirel düşünememesi insanın daha çok tahakküm altına alınması ve insanın yabancılaşmasını sağlamıştır.
