Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Arkadaşlarla sohbetler, romanın anlatıcısı 21 yaşındaki komunist şair Frances ve onun en yakın arkadaşı (eski kız arkadaşı) Bobbi hakkındadır. Frances, duygusal ve daha içe dönük olan, umursamaz, ruhsal sorunları olan, yalnız -Hatta yalnızlığını “Kimseye söylemedim, söyleyecek kimsem yoktu.”şeklinde ifade eder- benim “knk aynı ben ” karakterim,
Gözlerden uzak, ıssız, sessiz bir ada düşünün. Siyaset yok, kavga yok, gürültü yok, rant yok, kapitalizm yok, faşizm yok. Herkes bu adada diğer canlılar ile birlikte huzurlu bir hayat sürdürmeye devam ededursun, adadaki bir evin satılığa çıkmasından sonra adaya yeni yerleşen Başkan denilen şahsiyetin, sözde adaya demokrasi ve düzen getireceğini beyan etmesi üzerine güzelim adanın nasıl yok olduğunun hikayesini okuyoruz bu kitapta. Ütopya bir kitap okumaya başlarken distopya okuduğunuzu anlıyorsunuz.
Ah bu Hiyerarşi, kendini diğerlerinden üstün görme güdüsü, işin içine bir de siyaset girince vay ki toplumun haline. Birinin nasıl biri olduğunu anlamak istiyorsanız ona yetki verin. Eğer değişmeye başlarsa gerçek yüzünü ortaya çıkaracaktır. Sözde kurallar getirip, isteklerini diğerlerine kabul ettirmeye çalışacaktır. Önce cehennemi gösterip sonra cenneti vaat edecektir.
Güçlünün, güçsüzün üzerinde nasıl hakimiyet kurduğuna tanık oluyoruz. Adada her şey demokratik bir düzenleme yoluyla halledilmeye çalışılırken politik ve kişisel ihtirasların verdiği zararlar da çarpıcı bir biçimde gösteriliyor.
Bu kitapta Medeniyet denilen canavarın tek dişi ile bizi kemirip nasıl tükettiğini anlıyoruz. Şuan ki toplum da bu medeniyet denilen tufanın etkisine kapılıp gidiyor.
Bu kitapta demokrasinin, özgürlük düşüncesini tam anlamıyla yansıtmadığını, önemli olan şeyin özgür düşüncenin dile getirilebilmesini, onu kullanabilmeyi anlatıyor.
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim...
Üç gündür hiç elimden bırakmak istemeden bu özgün metni okuyordum. Çünkü kendisi merak duygumu perçinledi ve anlatımı sıra dışıydı. Eser 2022'de Women's Prize Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş. İyi de olmuş. Benny babasını kaybedince etrafındaki nesnelerin seslerini duymaya başlar ve bu onun için başa çıkmakta zorlandığı durumlara
Ben nasıl bir kitap okudum
Öteki Şeylerin Tarihi bir kahve sohbeti. Tarih, kültür, etimoloji, atasözleri, deyimler derken bir bilgini karşıma almış, hayranlıkla dinlercesine geçen vakitlerdeydim.
Sevgili Sema Soykan'ın kalemine bir kez daha hayran kaldım.
Sohbet daldan dala bir güzellikte yalnız ustalıkla işelenen bağlantılara sahip.
Sevme Sanatı, sevmek eylemini birçok açıdan inceleyen, sevmeyi felsefe ve psikoloji temelinde ele alan bir kitap. Bu kitabı okuyan herkesin şimdiye kadar adına sevgi dediği her şeyi tekrar gözden geçireceğini düşünüyorum.
Fromm II. Dünya Savaşını yaşamış Alman bir Yahudi. Çocukluğunu da üstüne titreyen anne babayla geçirmiş. Bununla ilgili
Geleceğe not: YİNE OKU!
Kitap bana aydınlanma üzerine aydınlanma yaşattı.. Meğer ne çok bilinçsiz yaşıyormuşum, ne çok doğru bildiğim yanlışlar varmış.. Üzerine kafa yormadığım fikirler...Aaaa o öyle miymişler..
Yazar olaylara, insanlara, bilime, kapitalizme vb. durumlara "müslüman penceresinden" çok güzel bakmış ve örnekleriyle bunu daha da somut kılmış.
Bir "müslüman" envai konuda acaba tavrım nasıl olmalıdır, diye soruyorsa bence kesinlikle okumalıdır. Zerre pişman olacağını zannetmiyorum..
Kitap denemeler şeklinde olduğu için ara ara okumak, sindirmek gerekiyor diye düşünüyorum. İleride tekrar okumak, altını çizmek isteyeceğimden eminim..
Allah kitabı razı olduğu bir şekilde yaşayanlardan eylesin, Amin.
İyi okumalar:)
Not
Aydınlanma örneklerim aklıma gelen:
-_- Mesela ben din ve yaşamı ayrı kefelere koyuyordum. Yani özel olarak evet ayrıdır ve karıştırılmamalıdır demiyordum ama olur ya farklı şeylermiş gibi geliyordu..Oysaki yaşam zaten İslâm. Hâlâ da bu fikir doğru ve haklı gelsede içim, yaşantım, çağın zihniyeti o kadar tersiyle içime işlemiş ki pat diye değişemem, zaman lazım..Ama işte bu bir kıvılcım benim için:)
-_- Çağın İslâm- dışı problemlerine İslam'ın cevabını araştırmak.. Çok doğru bir noktaya parmak basmış daha önce hiç düşünmemiştim.. Yani mesela bankalar ve faizleri meselesi..İslam buna nasıl çözüm üretir sorusu.. Tabi ki yaşanan bir İslam olursa faiz diye bir şey olmaz ki ona çözümler alternatifler getirilsin..
...daha birçok vardı, paylaşırım;)
Fikret Başkaya önemli bir zattır. Ülkemizde çok ön planda olmasa da eleştirel anlamda kaleme aldığı eseriyle değerli bir yazardır.
Bu eserinde, sömürgecilik üzerine geniş bir derleme yapmıştır. Kapitalizmin sömürdüğü küçük ülkeler, gelişmekte ya da azgelişmiş olarak nitelendirilirken dünyaya hükmeden ve piyasayı yönlendiren sömürgeci ülkeler gelişmiş ülkeler olarak tanımlanmaktadır. Bu gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeleri kendi istedikleri şekilde eğip bükerken hacimlerini de yıllar geçtikçe genişletmektedirler. Piyasaya yön veren, piyasanın hakimi konumdaki bu ülkeler kapitalizmi bu gelişmekte olan ülkelerin bağrına el bombası misali bırakarak, bu ülkeler üzerinden kendi güçlerini zaman geçtikçe arttırmaktadır.
Az gelişmiş ya da gelişmiş ülkeler, bu ülkelerin isteğine göre büyümelerini gerçekleştirmekte, sürekli olarak ise dışa borçlu pozisyonda, dışa bağımlı durumda bir gelişim göstermektedir. Bu da sömürgeci düzenin süreklilik arz etmesine sebep olmaktadır. Bu düzene yönelik istatistiki bilgiler de kitapta ziyadesiyle mevcut.
·
Puan vermedi
İki dünya savaşının ruhunu tüm çıplaklığıyla yansıtan bir yazardır Remarque. Garp Cephesi ile başlayan savaş serüveninin ikinci ve son halkası olan Cennetteki Gölgeler, diğer romanların kazası niteliğinde olan unsurları kapsar. Korku, sığınış, intikam ve insan ruhunun dinamizmini oluşturan birçok yıkımı içerir. Nazi Almanya'sından Amerika’ya
