Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Saray Koleksiyonu'nda İslamiyet'te saygı gören din büyüklerinin gömlekleri de yer alır. Bunlardan biri Veysel Karani'ye aittir. Yemen'in Karan köyünde doğan Karani'nin, ölüm ve doğum tarihleri bilinmez. M.S. 7. yüzyılda, Cahiliye dönemini ve İslami devri yaşamış, ancak Hz. Muhammed'i hiç görmemiş bir din büyüğüdür. Sade yaşamı içinde doğruluktan hiç ayrılmamış, ölene kadar annesine bakmıştır. Hz. Muhammed, Hz. Ömer ve Hz. Ali'ye, ölümünden sonra hırkasının Veysel Karani'ye verilmesini vasiyet etmiştir.
Sayfa 91
''Karan...'' Saat on ikiyi vurduğunda,Karan dudaklarını boynumdan çekti.Gözlerimin içine baktı.Yüzünü tekrar avuçladım ve dudaklarımı alnına yaklaştırdım,alnına küçük bir öpücük bıraktım,bu yaptığım şey için kendimi cezalandıracaktım,bu bir çılgınlıktı.Diğer Merve kalbini tuttu,şu an sadece ikimiz vardık.Kimse yoktu.Ne
Sayfa 610
Reklam
Şimdi elimi o enkaza uzatsam, elimi yakalaycak olan ilk anının hangi anı olacağını bilmediğimden, cesaret edip elimi enkazın altına uzatamıyordum.Karan Ali Çakıl bu enkaza benziyordu.
"Bana bu gece Ali de." "Ama senin adın..." "Benim adım Karan Ali," dedi aniden. "Ama Ali'yi hiçbir yerde kullanmıyorum.Kullanılmasına da izin vermiyorum." "Ali ismini sadece annem kullanırdı," diye fısıldadı, sesi öyle kırgın gelmişti ki, kırılan çocukluğu ruhuma battı.
"Ölmüş de sayılmam."
"Kimim ben?" -"Karan Ali Çakıl'ın küçücüğü." "Peki Karan Ali Çakıl kim?" -"Işıkları söndürüp, kendi karanlığına senin gözlerinle ışık tutan adam." "Işıkları söndüren sen değilsen ya?" -"Bir şekilde ikimiz de karanlıktayız, öyle değil mi Asi?" "Karan.." -"Söyle." "Yaşıyor musun şu an?" -"Ölmüş de sayılmam."
Sayfa 256 - Asi Merve Karakuyu, Karan Ali ÇakılKitabı okudu
Nemrut Mustafa Paşa başkanlığında toplanan mahkeme sadece Mustafa Kemal'i değil, Ali Fuat Paşa, Kara Vasıf, Alfred Rüstem, Adnan Adıvar ve Halide Edib gibi birçok vatansever direnişçiyi de idama mahkum etti. 24 Mayıs' ta karan onaylayan Vahdettin' in irade-i seniyyesindeki detaylar, İstanbul'un Milli Mücadele'yi halkın gözünden düşürmek için kullandığı argümanları görmemiz açısından oldukça öğreticidir. Milli Mücadelecilerin fitne ve fesatla suçlanması çok şaşırtıcı değildir;
Reklam
İyi ki...
"Karan Ali Çakıl,iyi ki doğdun."Dudaklarımı alnından kaydırdım,burnuna küçük bir öpücük kondurdum.Cesurca.Karan sessizce beni izliyordu.Burnunun ucunu üçüncü kez öperken,"İyi ki,"diye fısıldadım.Diğer Merve gözlerini kıstı,ardından o da fısıldadı."İyi ki." Sertçe yutkundu."Bana Ali de,"dedi aniden.Duraksadım.Gözlerinin içine bakarken allak bullak olmuştum. "Ne?" "Bana bu gece Ali de." "Ama senin adın..." "Benim adım Karan Ali,"dedi aniden."Ama Ali'yi hiçbir yerde kullanmıyorum.Kullanılmasına izin vermiyorum." Şoka uğramış bir şekilde öylece bakakaldım.Siyah gözlerinde bir geçmiş vardı,henüz geçmediği harelerine oturan yaraların kabuklarının kenarından damlayan kandan belliydi.Dudaklarım aralandı ama konuşmama izin vermedi.Kafasını yavaşça boynuma yerleştirdi,burnunu boynumdaki kalın damara bastırıp derin bir nefes aldı. "Ali ismini yalnızca annem kullanırdı,"diye fısıldadı,sesi öyle kırgın gelmişti ki,kırılan çocukluğu ruhuma battı. Parmaklarım yavaşça onun saçlarına doğru kaydı.Saçlarındaki asi telleri yavaşça okşarken boğazım düğüm düğümdü. "Ali,"diye fısıldadım,cam kırıkları nefes boşluğumdaki deliğe saplanmaya başladı."İyi ki." Bana tutundu,yüzünü tamamen boynuma gömerken bana ihtiyacı varmış gibi tutundu,bana sığındı,bana kendini bıraktı. "Bana sadece sen Ali de."
Sayfa 141Kitabı okudu
"Kimim ben?" "Karan Ali Çakıl kim?" "Peki Karan Ali Çakıl kim?" "Işıkları söndürüp, kendi karanlığına senin gözlerinle ışık tutan adam." "Işıkları söndüren sen değilsen ya?" "Bir şekilde ikimiz de karanlıktayız, öyle değil mi Asi?" "Karan," "Söyle," "Yaşıyor musun şu an?" "Ölmüş de sayılmam," "Gözlerin bulutlanıyor Asi, ağlayacak mısın? "Ben bu yarayla yaşamaya alıştım," "Ölmedim." Sanki karşımda yaşayan bir ceset vardı. Ve siz, bir cesedi öldüremezdiniz.
Sayfa 257 - Asi ve KaranKitabı okudu
Karan. Ali. Çakıl. Başka söze gerek yok.
"O ceylan bakışlarının içine kazıdığın çukurları, yarattığın mezarları, gömüldüğün kuyuyu önce gözlerinde gördüm." Alnını alnıma yasladı "O çukurları yanaklarına da kazarsan eğer, o güzel gamzelerini bir mezar olarak kullanır da bunu kimseye belli etmezsen eğer..." Siyah gözleri artık bir bıçak kadar keskindi." Madem gözlerindeki mezara benden önce biri yerleşti. Bırak yanakların benim olsun. O mezara gömülen ilk kişi ben olayım."
Sayfa 221 - KaranKitabı okudu
Reklam
Ben neden Karan Ali Çakıl'a sahip değilim...
"Evet, siktiğimin karaktersiz ebeveynine sahipsin," dedi başını iki yana sallayarak. "Ama bana da sahipsin."
Sayfa 256 - KaranKitabı okudu
"Her şeyin iyi olması için daima burada olacağım. Yanında. İyi olmadığında, iyi olması için. İyiyken, iyi kalabilmesi için. Tamam mı küçücüğüm?" Ben babamdan görmemiştim böyle sahiplenmeyi "Etrafında olacağım. Hep" "Hep mi?" "Hep" Elim onun yanağına kaydı ve yavaşça sakallarını okşadım."Teşekkür ederim Karan Ali Çakıl" diye fısıldadım. Alnını hafifçe alnıma vurup sertçe yutkundu. "Velet" "Yetişkin"
Sayfa 216 - Asi ve KaranKitabı okudu
Atamın dediğine bak: "İran gibi mi yapacaklar?!?!" Şeey...
Milletinin sırtından ve kafasından koparıp atmayı düşündüğü eğitime bir örneği de gene aynı konuşmasında vermiştir" Hoca efendi bu fikrini izah için "Vettini vezzeyini ilah ayetini kendince tefsir ettiler. Incir ve zeytin çekirdeğinden ayer sikardilar. Birindeki kesreti digerindeki vahdeti a dustur er. Ayetin mediûlu bu mudur? Değil midir? Bir şey dermeyeceğim. Yalnız bu seyahatim esnasında bittesadur bu ayetin mazmununu ben diğer bir hoca efendiden sor muştum. Bunun için yarım saat kadar mütalaaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ömrünü medreselerde ulûm-i diniyye tederrüs ve tedrisiyle geçiren bir zat bir kitabın bir satırını Türkçe ifade edebilmek için böyle bir ihtiyaç dermeyan ederse, millet, efrâd-ı millet ne desin? Onun için efendiler genç neslin dimağını yormadan onun her şeyi ahz ve bel'e müsait elvâhı, hakikat izleriyle tezyin olunmalıdır. 26 Bunun aksi yönde gelen tekliflere ne derece öfke ve şid- detle baktığı da 18 Eylül 1924 Perşembe günü aynı Karadeniz seyahati esnasında Rize ve Atina (bugünkü Pazar ilçesi) müftülerinin medreselerin tekrar açılmasını isteyen dilekçelerine verdiği cevapta açıktır: Tevhini tedrisat mı istiyorsunuz? Bu millet mektep yap- mayacak mı? Şimdiye kadar geri kalmamızda en büyük âmilin ne olduğunu bilmiyor musunuz? Hayır! Medrese ler açılmayacaktır, iaşənizi mi düşünüyorsunuz? Müsterih olun, ibadetinizle uğraşın, bırakın bu milleti. Yoksa bu karan Veren Meclis'te sizden büyük âlimler mi yok? Millet bildiği gibi yapacak. Bu sözleri hiddetle sarf ettikten sonra yanında duran valiye dönerek, "Bu adamlar burasını İran gibi mi yapmak istiyorlar?" demiştir.
......... GEÇ
1 Gel ey sufi gurur u kibri terk et bu hevadan geç Tayanma ilm ü mala kalma benlikde sivadan geç 2 Hazer kıl zahide buğz eyleme merdân-ı Mevlâ'ya Sakın bağrı yanık uşşakı incitme cefâdan geç 3 Aman inkara gelme aşıkanın kavl ü güftarın Çü sen fehm edemezsin remz-i nutk-ı evliyâdan geç 4 Güzel sevmez şarab içmez safa bilmezsin ey Sufi O tab'ı gam ü meyt-i kalbi terk et şu beladan geç 5 Dâlalet bir beladır başa amma defi asandır Gel ey cahil mürid-i aşk olup ol ibtiladan geç 6 Deme tesbihi terk ile ele almam ben ol camı Hicab-ı aklı çak et marifet bul bu riyâdan geç 7 Olan çün talib-i didar eder aşkın şerabın nüş Bakayı bul şafa bezminde şüretden edadan geç Gam-ı aşk ile mahzûn kulları bil Adile ali Hulûs-kârân sözün gûş etmeye baki i'btilâdan geç
Sayfa 474Kitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.