Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Neden eldiven takıyorsun, Bay Brekker?" Kaz kaşını kaldırdı. "Anlatılanları duymuşsundur eminim." "Hepsi de birbirinden tuhaf." Onları Kaz da duymuştu: Brekker'in ellerinde kan lekeleri vardı. Brekker'in elleri yara izleriyle kaplıydı. Brekker yarı iblis olduğundan parmak yerine pençeleri vardı. Brekker'in dokunuşu kükürt gibi yakardı; çıplak teniyle en ufak bir temas bile bedeninizin yanmasına ve ölmenize neden olurdu. "İstediğini seç," dedi Kaz. "Hepsinde biraz gerçeklik payı var."
Sayfa 78 - Kaz BrekkerKitabı okudu
Reklam
-“Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker.” -“Evet, ödeyeceğim. Bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.”
"Bir adamın cüzdanını çalmanın en kolay yolu nedir?" "Boğazına bıçak dayamak?" diye sordu Inej. "Sırtına silah dayamak?" dedi Jesper. "İçkisine zehir katmak?" diye önerdi Nina. "Hepiniz iğrençsiniz," dedi Matthias. Kaz gözlerini devirdi. "Bir adamın cüzdanını çalmanın en kolay yolu ona saatini çalacağınızı söylemektir. Dikkatini çeker ve istediğiniz yere yöneltirsiniz..."
Sayfa 155Kitabı okudu
ROMEO Parıldamayı öğretiyor bütün meşalelere Bir Habeşin kulağındaki pırlanta gibi, Asılmış gecenin yanağına sanki; El sürülmeyecek kadar güzel, Dünyaya fazla gelen değerli bir taş bu, Akranlarından çok değişik ve başka, Ak bir güvercin kargalar arasında. Durduğu yeri kaçırmayayım dans bitince, Şu kaba elim kutsansın onunkine değince. Gönlüm hiç sevdi mi bugüne dek? Sevdiyse, yalanlayın gözlerim. Görmedim çünkü Bu geceye dek gerçek güzelliği.
Reklam
Çocukluğumun geçtiği bu sokaklar hiç bu kadar güzel gelmemişti gözüme. Daha dün üstüne basınca paçamı çamur içinde bırakan şu kırık parke taşının altından çiçekler filizlenmiş. Şu kurumuş ağacın dalları ne zaman yeşerdi böyle? Ağaca tünemiş kargalar bülbül gibi şakımaya başlamışlar. Etrafındaki her şeyi güzelleştiriyorsun be Leyla. Bırak ben de biraz güzelleşeyim. Hep yanında olayım demek istedim yani. Anladın onu değil mi?
Küllerinden yeniden doğan kargalar, üstün zekâları sayesinde kötülüğün elinden kurtulup özgür yaşamayı başarabilirler.
Necâsete müştak olan kargalar , Has bahçede gül kadrini ne bilsin...
Reklam
Beden ruhun zindanıdır. Beni şimdi ona bağlayan zincir￾leri neden koparıp atmayayım, ruh ve beden neden birbirine hoşçakal demesin? Böylece ruhum ülkede ve bu gökyüzünde özgürce, aylak aylak dolaşabilir. Evet, canı nereye isterse bedenin bitmez tükenmez sınırlamaları olmadan gidebilmek: Susadım, içecek su istiyorum; açım, yemek istiyorum; çıplağım, kıyafete ihtiyacım var; yağmurda açıkta kaldım, barınağa ihtiyacım var; hastayım, doktor bulmalıyım. Otobüse binmeliyim ama param yok. Okul ücretlerini, vergileri ödemeliyim ... Her şeye boşverip çekip gitmek daha kolay değil mi?
Akranlarından çok değişik ve başka, ak bir güvercin kargalar arasında.
Kaz başını çevirdi. Birbirlerine yakın oturuyorlardı, omuzları neredeyse değiyordu. Inej'in gözleri o kadar kahverengiydi ki neredeyse siyahtılar. Ayrıca saçlarını da ilk defa salmıştı. Normalde hep tepesinde toplardı. Birinin bu kadar yakıında olma fikri bile tüylerini ürpertmeliydi aslında. Halbuki o, biraz daha yaklaşırsam ne olur, diye düşündü. "Duanı istemiyorum," dedi Kaz "Ne istiyorsun öyleyse?" Eski yanıtlar hemen aklına geldi. Para, intikam, Jordie'nin kafamın içindeki sesinin sonsuza dek susmasını. Fakat içinde farklı bir yant oluştu; şiddetli, ısrarcı ve nahoş. Seni, Inej. Seni.
Sayfa 243Kitabı okudu
"Yaşadığınız hayat, hissettiğiniz nefret... bunlar zehir. Onları daha fazla içemem."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.