"Özellikle bir anne baba çocuğunu diğer çocuklarla kıyaslamaya başladığı anda mayınla döşenmiş bir yola girmiş demektir; bu tür bir mayının ne zaman patlayacağını bilemezsiniz. Kaygı doğal ama kaygının esiri olmamak ve kıyaslamamak gerekir."
Paranoid -Şizoid Konum
Klein'a göre, paranoid - şizoid pozisyon, bebeğin ilk üç ayında baskındır. Evrende bebek, ölüm içgüdüsünün etkisi altındaki saldırganlık içgüdüsü dolasıyla yoğun kaygı yaşamaktadır.
Sayfa 298 - Nobel YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Georg Büchner’in Lenz’i:
Gayet aklıbaşında görünüyor, insanlarla konuşuyordu; her şeyi ötekilerin yaptığı gibi yapıyordu, ama içinde iğrenç bir boşluk vardı, artık hiçbir kaygı duymuyordu, hiçbir arzu; varoluşu zorunlu bir yüktü ona. — -- Öylesine yaşayıp gitti. (Werke und Briefe, Münchner Ausgabe (Herausge. Pörnbacher et al.), dtv, 1988, S.158)
Depresyon ve kaygının üç tür nedeni var: biyolojik, psikolojik ve toplumsal nedenler. Bunların hepsi gerçek ve hiçbirinin kimyasal dengesizlik gibi kaba bir fikirle tarif edilmesi mümkün değil. Toplumsal ve psikolojik nedenler uzun bir süredir ihmal ediliyor, oysa biyolojik nedenler onlar olmadan devreye girmiyor gibi. Bu nedenlerin antika bir
Sayfa 310Kitabı okudu
Yani depresyon ve kaygı dahil olmak üzere bu tür sorunların nedeni başlı başına çocukluk travması değil -çocukluk travmasının hasıraltı edilmesi. Utanç doğurduğu için kimseye söylenmemesi. Zihninizin bir köşesine kilitlediğinizde travma orada iltihaplanıyor ve utanç duygusu da büyüyor. Vincent'ın bir doktor olarak zaman makinesi icat edip geçmişe dönmesi ve travmayı önlemesi (maalesef) mümkün değil. Ama hastalarının saklanmayı, utanç duymayı bırakmasına yardımcı olması mümkün. Daha önce değindiğim gibi, aşağılanmışlık duygusunun depresyonda büyük bir rol oynadığına ilişkin çok sayıda kanıt bulunuyor.
Sayfa 293Kitabı okudu
Asıl ihtiyaç duyduğunuz şey bağ kurmak. Oysa bizim kültürümüzde çeşitli eşyalara ve daha yüksek bir statüye ihtiyaç duyduğunuz söyleniyor ve gerçek ihtiyaçlarınız karşılanmadıkça -kendinizden ve toplumdan gelen- bu iki sinyal arasındaki uçurumda depresyon ve kaygı boy gösteriyor. Hayatınızda neyi neden yaptığınıza rehberlik eden tüm değerleri bir pasta gibi düşünmeniz gerek, diyor Tim. "Her değer o pastanın bir dilimi gibi. Yani maneviyat diliminiz var, aile diliminiz var, para diliminiz var, hedonizm diliminiz var. Bu dilimler hepimizde mevcut." Materyalizm ve statüyü saplantı haline getirdiğinizde o dilimin boyutu artıyor. Ve "dilimlerden biri büyüdüğünde, diğer dilimlerin küçülmesi gerekiyor". Yani eşya almaya ve daha yüksek bir statüye kafayı taktığınızda, pastanın ilişkilerinizle, anlam bulmakla ya da dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekle ilgili dilimleri küçülüyor.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
"Tıpkı ateşin, kendinden başka bir fiziksel soruna işaret etmesi gibi kaygı da bilinçdışı bir çatışmayı belirtir."
Sayfa 78 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Kalbi hissizleşmiş ,ruhunu kaybetmişti. Düşünmek istemiyordu. "Her şeye son vermek "niyetiyle evden çıktığı zamanki enerjiden eser kalmamış, hatta kaygı bile kaybolmuş onların yerine tam bir uyuşukluk kaplamıştı.
Kafamda belirsiz, ama kaygı verici düşünceler doğuyordu. Çevremdeki her şeyden sıkıntı, bir yerelere kaçıp gitme, gizlenme arzusu yaratarak ruhumu zehirliyordu.
Yangın kalıntılarının bir köşesindeki ufacık yeşil otlar üzerinde güzel şiirler okuyan ozanlar yok mudur? Gerçeklerden kaçalım diye değil. Acılar zaten apaçık ortada. Bizler ne olursa olsun, kaygı duymadan yaşamaya niyetliyiz. Kaçmıyoruz. Yaşamı beklemeye alıyoruz. Bu kaygısızlık. Bizim duygularımıza tam olarak uyan ve hızla akan berrak suyun dokunuşuna sahip sanatın sadece artık asıl gerçek olduğunu hissediyoruz. Bir hayata ya da bir isme ihtiyacı olmayan kimseleriz. Öyle olmasaydık, bu zorluğun üstesinden asla gelemezdik bence. Havada uçan kuşlara bakın. İdeolojiler, felsefeler, yani "-izm"ler mühim değil. Böyle şeylerle üzerini kapatmak işe yaramaz. Sadece bir dokunuşla, o insanın saflık derecesi anlaşılır. Sorun dokunmaktır. Ritimdir. Etrafa zarafet saçmayan şeylerin hepsi taklittir."
Reklam
Bebeğin ağlaması, bağırması, hareketlenmesi dışarıdan, “öfkelendi” gibi görünse de bunlar çoğu zaman aslında kaygı veya korku duygusuna karşılık bir savunma halidir. Aynı şekilde itme, yay yapma, kafasını çevirme, ebeveyne “git” deme ve ayaklandıysa uzaklaşma gibi hareketler de kaçma halleridir. Çok yüksek strese karşı da tepkisiz, yüz ifadesiz durma-kalma ise donma ile verilen bir savunma tepkisidir. Hepsinde de önemli olan, bu tepkilerinin onun sinir sisteminin algısı olmasıdır. Biz yetişkinler için son derece güvenli olan bir durum (sert yüz ifadeli akrabayı ziyaret), bir bebeğin algısında son derece yüksek bir tehdit durumunu tetikleyebilir (bu adam bana saldıracak!)
İNSANA HAS BİR ŞEY...
- "(...) İnsan, otomatizm ve içgüdü sınırındaki bitki ve hayvandan farklı; seçme yapabilme özelliğiyle şuurlu harekete memur... Bu yüzdendir ki kaygı, "hâl"de gelecek olana yer verme, insana has bir şey..."
Sayfa 71 - 4.Levha, Hâdiselerin Mantığı -Leylâ ile Âdem- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Bir duble rakı koy bana ben saçlarınla oynayayım Meze falan istemem sadece konuş benimle Ne anlatırsan anlat yeter ki eksilmesin Kulaklarımdan sesin bak her şeyim buna bağlı Ne hükmü var mesafenin, iste sen ben hallederim İste sen masallardaki ejderhaları bile döverim Bir kendime yetmez gücüm başka her şeye yeter Sen iste gerekirse kendimden de vazgeçerim İnsanlar ne tuhaf hepsinde ayrı kaygı Umrunda değiliz kimsenin Allah aşkına gör artık Bir sen varsın işte bir ben bir de senin gülüşün Gülüşün diyorum gülüm, bak tam burda ağlıyorum Valla bak ağlıyorum senin haberin bile yok Kimselerin haberi yok diyorum ya hepsi tuhaf Tuhaf yer bura bu dünya bilmem ki nasıl anlatsam Ah bilmiyorum gülüm ben hiçbir şey bilmiyorum Tek seni seviyorum ben başka bir şey bilmiyorum.
İthaki yayınları
Bowlby'nin bebekler için 3 aşamalı ayrılığı 1) Kaygı- kaybetdiği kişiyi aramaya başlar 2) Umutsuzluk- geri dönmeyeceyine inanır ve üzülür 3) Kopma- geri gelen kişiye soğuk davranır
Panik atağım bana eziyet ediyor, bu doğru
Bir başka deyişle, kaygı sadist ve mazoşist eğilimlerin de eşlik ettiği bir duygudur. Kişiliğin bir bölümü diğer bölümüne eziyet ederek hem sadist hem mazoşist eğilimlere doyum sağlanır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.