İmparatorluğun son güçlü adamı sanki sandıkasını aralayıp başını kaldıracak,onları bu miskin ve şaşkın mahmurlukktan uyandıracak,ufku işaret edip güçlü sesiyle, “Yürüyün!” diye İstanbul semalarını yırtacaktı. Marşlarla,ecdadın dualarıyla Arşa yükselecek,cesaretle! Ama nereye? Ne kadar? Ya kaybedenler? Acılar,hüzün fırtınaları? Bu defa kazanılacak mıydı? Kayıplar geri dönecek,matem gözyaşları mutluluk gözyaşlarına dönüşecek miydi?