Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Hamas Bağımsız Değildir…
Mehmet Ali Bal'dan çarpıcı Hamas-İsrail savaşı analizi: Hukukçu işadamı Mehmet Ali Bal, Hamas'ın başlattığı "Aksa Operasyonu" sonrası İsrail'in Filistin'deki soykırım saldılarının arka planını ve başta ABD olmak üzere küresel güçlerin bölgedeki çıkarlarını analiz eden bir yazı kaleme aldı. İsrail'in,
Reklam
Ketum olmak başka Sessizlik başka ! Kemalat süreci sessizlik, olgunluktur. Sessizlik, olgunlaşma ve amaca ulaşana kadar ki süreç ! Sessiz kalmak ve mahremiyeti açığa çıkarmak anlamsız. Henüz olgunlaşmamış bir şey gündem dışıdır. Zira her an amaçtan vazgeçebilirim. Çünkü kayıplar da hesaplanmalı ! Bedel ödemeden olmaz, Kayıp hesaplarını iyi yapan başarılı olur. Sosyoloji okumaları,
YAŞANANLAR VE BAKIŞ AÇISI
Realiteler, çoğu zaman insanoğlunun talep ve beklentilerine aykırı gelişir. İsteriz ve bekleriz ki işlerimiz her zaman yolunda gitsin, sağlıklı ve dinç kalabilelim, sevdiklerimizden hiç ayrılmayalım, huzur ve mutluluğumuz her daim devam etsin. Kısaca, dünyada cenneti yaşamayı arzularız. Ne var ki dünya zıtlıklar diyarıdır. İyi ile kötü, güzel ile
Ermeni Olayları
1915'te yaşananlar bir soykırım değil, Birinci Dünya Savaşı içinde olup biten kanlı bir hesaplaşmaydı. Bu hesaplaşmada Ermeniler Çarlık Rusya'yı, Kürtler ise Osmanlıyı tercih etti. Ekim Devriminin (1917) gerçekleşmesiyle Lenin Rus ordusunu Anadolu içlerinden çekince Ermeniler de peşi sıra kendi topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. Ne var ki savaş süreci boyunca yaşanan çatışmalarda ve tehcir sırasında hem Ermeniler, hem de Müslümanlar büyük kayıplar verdi. Bu dönemde bir milyon Ermeni'nin tehcirinden veya öldürülmesinden söz ediliyor, fakat büyük çoğunluğu Kürt olmak kaydıyla iki milyon Müslümanın Ruslarca ve Ermeni yönetimlerce öldürülmesinden veya göçertilmesinden kimse söz etmiyor. Üstelik Ermeniler tehcir sırasında batılı kuruluşlardan yardım görürken, göçertilen Müslümanlar aç biilaç yollara düşürülmüştü. Onlar da açlıktan, hastalıklardan ve eşkıya saldırılarından nasibini aldılar. Eğer Taşnak Partisi bu savaşı kaybetmemiş olsaydı biliniz ki bugün bir Kürt soykırımından söz ediyor olacaktık. Yani Kürtler yaşadıkları topraklarını tamamen kaybedeceklerdi; çünkü Çarlık Rusya ve Taşnak Partisi Adana'ya kadar durmayacaktı. Olaya bir de bu açıdan bakmakta yarar var; gerçeği bulmak istiyorsak tabi. Eyyüp Altun
Eyyüp Altun
Eyyüp Altun
Divê nê ji bîr kirin, çi bibe jî, nê ji bî kirin..
Türk Şehirlerindeki Irksallaştırılmış Rejim İçinde KürtlerYukarıda ifade ettiğim gibi polis şiddeti, jandarma şiddeti veya asker şiddeti ırkçı rejimin inşasında Kuzey Kürdistan’da gündelik uygulamalardır. 1920’ler ve 1930’lardaki savaş süreci boyunca birçok Kürt, Türk devleti tarafından Türk nüfusun egemen olduğu bölgelere sürüldü. Bu süreçte
Reklam
Yas üzerine
Kaybettiklerimiz, içimizdeki varoluşlarını, bizim için anlamlarını yitirmiyorlar. Bir insan öldüğünde dışarıda olanla iç dünyamız arasında bir uyumsuzluk baş gösteriyor. Yas sürecini bu uyumun tekrar aranması olarak düşünelim. O zaman sadece ölümün değil, bir ayrılığın, bir hayalin, bir idealin, hayatımızda kapanan bir sürecin, yitirilen bir
Görsel Sanatçı Ali Cabbar:
Görsel Sanatçı Ali Cabbar; Deniz Gezmiş’in 25 yıllık yaşamını tefrikalar halinde fotoroman olarak kendi sitesinde yayımlıyor. “Aşk Olsun Çocuk” adlı fotoromanda Deniz Gezmiş’in hayatıyla birlikte 1940’lardan 1970’lere Türkiye’de ve dünyada dönemin siyasal atmosferine de yer veriliyor. Ali Cabbar “Eğer o ‘arka planı’ anlarsak, yaptıklarının bugün
Ölüm deyince...
edebifikir.com/sorgulama/sorgu... “Bize ne başkasının ölümünden demeyiz çünkü başka insanların ölümü en gizli mesleğidir hepimizin başka ölümler çeker bizi ve bazen başkaları ölümü çeker bizim için.” (İsmet Özel) Yazarlarımıza ölümü sorduk… “Ölüm deyince…”
Edebifikir
Edebifikir
yazarları üzerinden tüm hepimize
Bazı hesaplar mahşere kalırsa birileri orada kurtulacağını sanıyor. Adl-i İlahi asla şaşmaz ve milimetrik hesapla işler oysa. Bize düşen bireysel ve toplumsal hayatımızda zulmü, fesadı, fuhşu engelleyip adaleti, merhameti ve güzelliği ikame etmektir. Bazı duraksama, sapma ve kayıplar yaşasak da tevhid ve adalet için, izzet ve şeref için verdiğimiz mücadele sürüyor, sürecek inşallah. Kaynak: Görülen görülmeyen hesabıyla 28 Şubat darbe süreci - KENAN ALPAY
Reklam
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ Jean Paul Sartre Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.
SAVAS MAĞDURU ÇOCUKLAR
"Bir yerlerde bombalar patlarken, biz patlayan bomba kimyasal mı değil mi diye tartışırken unutulan bir gerçek: Savaş mağduru çocuklar. Ne yazık ki günümüzde savaşlar yalnız askerler arasında değil, tüm ülkece yaşanır oldu. Bombalara, kurşunlara maruz kalan sivil halk çareyi ülkesini terk ederek arıyor ancak kaçış süreci oldukça sıkıntılı. Açlık, hastalık, şiddet gibi birçok tehlike arz ediyor. Ve bu da birçoklarınca kaçış sürecinin tamamlanamamasına, "ümitlerinin çalınmasına" neden oluyor. Savaş ortasında çocuk olmak, her an ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olmak ve cansız beden görmeye alışmaktır. Bu haliyle de savaşın etkilerinin fizyolojik olduğu kadar psikolojik boyutu var. Çocuklar, bir çocuğun yüklenebileceğinden çok daha büyük acılar altında yetiştiğinden olması gerekenden çok daha erken büyüyor. Veya hiç büyüyemiyorlar… Böylesine kayıplar, böylesine insanlık ayıpları yaşanırken savaşın kazananı olamaz." Fatma Çelik