Güç zehirlenmesi ;
Güç zehirlenmesi, kibir, hakimiyet tutkusu birer tümör gibidir. Tedavisi kolay olmuyor. Kemoterapi gerekiyor, uzun ameliyatlar gerekiyor. Hiçbir hasta bu zorlu tedavi sürecinde mutlu olmaz. Ancak tümörlerini hastanede bırakıp çıktığında sevinir, mutlu olur. Ağrıları bittiğinde kader kalemlerine teşekkür eder.
V.ayhan
Bir hastalığı önlemek amacıyla uygulanan tedaviyle hastalığa yakalandıktan sonra uygulanan tedavi tamamen farklıdır. Kansere yakalandıktan sonra uygulanan tedavi yöntemleri: ameliyat (operasyon), ilaç tedavisi (kemoterapi), ışın tedavisi (radyoterapi) ve kanser hücrelerinin yerine ve durumuna göre hormon tedavisidir. Birinci derece akrabalarında bağırsak, meme veya pros tat kanseri olan bir insan, kalıtımsal olarak kansere yakalanma riski altındadır
Kemoterapi… İşın tedavisini de ekleyebilirsiniz. Kemoterapi kötü hücreleri öldürmek üzere tasarlanmış. Yani zamanımızın tehlikesi kanserin en etkili tedavisi, hastayı zehirlemek oluyor. Kanserli hücreleri öldürürken, sağlıklı hücreleri de öldürerek hastayı da öldürmezsek iyi. Durun daha bitmedi. Kemoterapi zehri, bağışıklık sisteminin hücrelerini de öldürüp parçalara bölerken mantar hala orada. Perişan haldeki bağışıklık sistemi tabii ki mantara karşı güçlü bir karşılık veremediği için, o da vücudun başka yerlerine yayılıyor. Ameliyattan ve kemoterapiden sonra tamamen iyileşmiş gibi görünenler de olabiliyor, ama bağışıklık sistemleri çok yorulmuş oluyor. Başka bir deyişle hastaları iyileştirmesi beklenen kemoterapi, onları öldürüyor. Bizi sağlıklı tutması gereken bağışıklık sistemini öldürüyor.
Sayfa 470 - DestekKitabı okudu
Ed'in "yara açıyor, içinizi yakıyor ya da zehirliyor" şeklindeki çarpıcı tabiri, şu anda prostat kanseri karşısında sunulan üç ana tedavi türünü anlatıyor: ameliyat, ışın tedavisi ve kemoterapi.
Sayfa 147
Bu dünyaya yalnız geliyoruz ve yalnız ölüyoruz. Hastalanırsak, tek başımıza savaşırız. Ebeveynlerimiz bizim için kemoterapi tedavisi göremez. Saçlarını kaybeden, kovaya kusan ya da okulda kıçları tekmelenen onlar olmaz. Bir kaza geçirdiğimizde kan kaybeden, ameliyat masasında yaşam savaşı veren, bir uzvunu kaybeden onlar olmaz. "Senin yanındayım" birinden duyduğum en aptal cümledir.
Seksen yaşındayım ve geçen yıl, yetmiş sekiz yaşında ölen eşim, son nefesini vermeye yakın, “var mı bir isteğin?” diye sorduğumda, kedilerden nefret eden bana dedi ki, “lütfen kedimize iyi bak…” Evimizdeki kedinin, eşimin değil, ikimizin de kedisi olduğunu, evladımız olduğunu daha yeni anlayabildim. Meğer bir kedide eşimin kokusunu, sevgisini,
