Merhabalar… yine sonunda bitti dediğim bir kitap, aslında isminden de anlaşılacağı üzere, ortaçağdaki kadınların kendilerine ait, düşünsel edebi hayata dahil olmalarını sağlayacak özel alan, özel düşünce sabiti, özel bir fikri sahiplenme gibi durumlarının olmayışına baş kaldırdı diyebiliriz. Kadınların geri bırakılmışlığına, hayatlarını erkeklerin dizayn edip biçtikleri rolleri kadınlara dayatmasına, kadınların kendilerine ait özel bir hayatlarının olmayışına isyan. Ya da Feminist manifesto tarzı ancak edebi alanda kadınların niçin geri kaldığı/bırakıldığı tezi üzerine kurgulanmış, “kadın edebiyatçı niçin yetişemiyor? Daha kütüphaneye giremiyoruz” diyen yazar, gayet sitemkar yazmıştı,sonunda ise bir kaç kadın yazarın kitaplarının incelemesi ve haydi kadınlar, yazabilirsiniz diye şevklendirici örnekler vardı, Belkide benim yayınevinin çevirisi güzel değildi. İndigo dan okudum kitabı,Demem o ki beni sarmadı.
Kendine Ait Bir Oda kitabının incelemesi ile sizlerle olacağım..
Bu incelemeyi Kadınlara, Kendisini Kadın gibi hisseden ve Kadınları Anlayan, Onları Savunan, Birlikte Her zorluğa Göğüs Gerebilecek Herkese İthaf edeceğim....
Görüşmek üzere...
