İnsan Kalabilmek Öyküsü:
''Uzayın boşluğuna savrulup yok olmuyordu acılar. Nereye gidiyordu peki bunca acı, bunca yaşanmışlık neyi değiştiriyordu.? Biz insansak bunlar kimdi.? Bunlar insansa biz kimdik.? Hepimiz insansak.. Hayır, hepimiz birden insan olamazdık, insan türü dışında yeni bir tür oluşuyordu muhakkak. İnsan türünü küçümseyen, hor gören yeni bir canlı vardı artık, kendini yarı tanrı gibi gören bir tür belki de. Konforlu küçük saraylarını ''ötekilerin'' üzerine inşa eden uyduruk, sahte tanrılar. Yarı tanrı olmakla ezilen olmak dışında, bir seçenek yok muydu artık.?''
Sayfa 133Kitabı okudu
MlŞA VE LENA Mişa benim çocukluğumun ilk yıllarından itibaren okul arkadaşım olan Lenayla evlendi. Lena, Mişayla l 970lerin sonlarında, her ikisi de üniversitedeyken dünya evine girdi. O sıralarda Mişa, daha Yabancı Diller Enstitüsünde öğrenciyken Almancadan çeviriler yapan, film seslendiren ve geleceği çok parlak görünen, çok akıllı, yetenekli
Reklam
MlŞA VE LENA Mişa benim çocukluğumun ilk yıllarından itibaren okul arkadaşım olan Lenayla evlendi. Lena, Mişayla l 970lerin sonlarında, her ikisi de üniversitedeyken dünya evine girdi. O sıralarda Mişa, daha Yabancı Diller Enstitüsünde öğrenciyken Almancadan çeviriler yapan, film seslendiren ve geleceği çok parlak görünen, çok akıllı, yetenekli
Yüzyılın başlarında doğup, bir imparatorluğun çöküşüne ve Cumhuriyetin kuruluşuna tanık olanlar erken olgunlaşmışlar. Babam da 20 yaşında hayata atılıvermiş. Yaz tatilinde Yozgat'tan İstanbul'a kendini dar atan babam, 17 Ağustos 1928 tarihli mektubunda Mehpare'ye şunları yazar:"ErenköyÜ ne gittim. (Salih amcasının evine) Dört gün kaldım.
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.