Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
"Momo ya da zaman hırsızlarının ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf öyküsü"
Ütopik kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? Olması mümkün olmayan ya da gelecekte olabilir diye tarif ediliyor sanırım. Bu tariften dolayı mı korkunç geliyor bana yoksa yaşıyor olmamızdan dolayı mı? Momo hakkında bir ütopya eseri diye bir bilgi daha önce okumadım ama ben öyle düşünüyorum. Yazar sonsöz kısmında "Ben size bütün bunları olup bitmiş gibi anlattım. Oysa gelecekte olacakmış gibi de anlatabilirdim. Benim için ikisi arasında büyük bir fark yok." diyor.
Momo bir çocuk kitabı gibi duruyor. İçerisinde çizimler, hayal ürünü olan duman adamlar, kabuğunun üzerindeki yazılar sayesinde konuşan hatta yarım saat sonrasını bilebilen bir kaplumbağa ile tam bir çocuk kitabı. Verdiği mesaj ise "Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti." Zaten çocuk kitapları hep böyle değil midir?
Hem ütopya dedim hem de çocuk kitabı. Ütopya deyince aklımıza gelen 1984 ile Cesur Yeni Dünya ile uyuşmadı değil mi?
Büsbütün kitaptan bahsedersem okumazsınız diye korkuyorum ama bu kitap bir gerçeği anlatıyor, özellikle de gittikçe dijitalleşen bu çağdaki zaman hırsızlarından yani zaman tasarafundan aslında.
Okuyanları kesinlikle yoruma bekliyorum, böyle çok eksik kaldı sanki yorumum.
"Geçmiş demek geçip giden anlar demektir. Gelecek ise henüz gelmemiş olan anlar. Şimdiki zaman olmazsa ne geçmiş olur ne de gelecek."
Şimdiki zamanın kıymetini bilenlere
Kendinize iyi davranın
Çürük Vişne/ Veca - Emine Tavuz
Çürük Vişne/ Veca - Emine Tavuz
Esila, babasından hem fiziksel hemde ruhsal olarak şiddet gören bir kız. Hayatına tam bu zamanda giren Asrın ile her şey karışıyor. Ben kitabı hiç sıkılmadan okudum. Evet bazı yerlerinde klişe şeyler var ama ben klişenin kölesi birisi olarak bundan çok rahatsız olmadım çünkü klişe okumayı seviyorum dfhdusyuhj. Kitabın akıcı ve merak uyandıran bir anlatımı var ve betimlemeler tam dozundaydı. Esila'ya arada gıcık olmadım desem yalan olur ama insanlık hali herkes mükemmel değil fjsdjbfd. Asrın'ı ilk kitapta yorumlayabilecek kadar tanımadığımı düşündüğüm için onun hakkında konuşamayacağım. İlk kitapta yan karakterler biraz silik kalmasına rağmen 2. , 3. ve 4. kitapta bu olmuyor ondan endişe etmeyin. Kitapta özellikle başlarda çok duygusallaştığım yerler çok oldu ve yazarın duyguları çok iyi yansıtabildiğini düşünüyorum, kitabın konusundan çok yazarın kalemine hayran kaldım. İlginizi çektiyse mutlaka bir şans vermenizi öneririm. Kendinize mükemmel davranın.
4/5
instagram blog hesabımdaki gönderiye ulaşmak için;
instagram.com/p/CLWvAV4JD0i
Gençlik Serüveni/ 02:02 Ayçiçeği Karnavalı - N.G.Kabal
Ayçiçeği Karnavalı’na gerçekten bayıldım. Biraz okumak için geciksemde iyiki okumuşum. Çok fazla bakış açımı değiştiren ve şuanda olabildiğim konuma teşekkür ede ede okudum. Çünkü Çok daha kötü şartlarda dünyaya gelip günde sadece 1 cent kazanabilirdik bir fabrikada çalışıp. Çok fazla altını çizdiğim yerler oldu ve çok akıcıydı. Neredeyse 1.5 günde birdim kitabı. Zaten Nagi’nin kalemi o kadar güzel ve farklı ki bana 2 paragraf verseniz ve hangisi Nagi’ninki deseniz çok rahatlıkla bulabilceğim bir kalemi var. Okurken çok güldüğüm yerler oldu ve şu günlerde gülmeye ihtiyacımız varken alıp okumanızı tavsiye derim. Kitabın konusu yanlışlıkla yer değiştiren ikizlerden biri olan Dolunay’ın Çiçek'in yerine geçip çok lüks bir yaşam sürerken yoksulluk ile tanışması diyebiliriz. Kitabın dili ne çok sade ne de çok yoğundu, zaten Nagi'nin bu konudaki seviyeyi iyi ayarladığını düşünüyorum. Çok akıcı su gibi akıp bitebilecek bir kitap olmasının yanında karakterlerine de bayıldım ve hepsini benimsedim ve o kadar onlarla bağlandığım için kitabın bitmesine çok üzüldüm. bazılarına göre son eksik gelmiş, bende isetrdim biraz daha uzun olsun ama bence güzel bir sondu, bazende çok uzatmamak lazım diye düşünüyorum. ve sanırım 03.03’te biraz buradaki karakterleri görecekmişiz ancak tam emin değilim yanlış bilgi vermek istemem. Nagi yine yapacağını yapmış, mükemmel bir kitaptı. Okuyun, okutun. kendinize mükemmel davranın.
5/5
instagram blog hesabımdaki gönderiye ulaşmak için;
instagram.com/p/CJvq47Whr2-
Açık Yaralar ve Dikiş İzleri - Beyza Aksoy
Kitap,bir barda çıkan bir olay sırasında Pars’ın Liva’nın çantasına bir USB atması ile başlıyor. Kitap çok olaylı ilerliyor. Ben çok sevdim şahsen. Kitap çok akıcıydı ayrıca kurgu ve olay örgüsü hızlı hızlı ilerliyor ayrıca tüm karakterlere aşık oldum özellikle Naz ile Zamir’in hikayelerini çok merak ediyorum. Liva’ya ara sıra kızsam da yaşadığı şeylerin zorluğuna rağmen ayakta kalabilmesi beni çok etkilemişti. Okumaktan zevk aldığım bir kitap olmuştu acilen 2. nin çıkması lazım yoksa dayanamayıp wattyden okumaya başlayacağım. Besa her zamanki gibi kalemiyle karakterlerin yaşadıklarını çok iyi bir şekilde okura yansıtıyor ben tüm karakterlerin ruhlarını hissettim. Bence Naz karakteri çok yanlış anlaşılıyor ben Naz’ın geçmişini çok merak ediyorum. Kitabın dili ağır değildi asla, ama çok basit de değildi betimlemeler gereksiz uzatılmamıştı herşeyiyile yerinde bir kitaptı herkese tavsiye ettiğim bir kitap. Okuyun, okutun. Kendinize mükemmel davranın ve kitaplarla kalın.
5/5
instagram blog hesabımdaki gönderiye ulaşmak için;
instagram.com/p/CJQw5uyhB8a
Onun Şeytanları - Beyza Aksoy
Besa’nın tüm kitaplarını bitirdikten sonra böyle nasıl bir boşluğa düşüyorum anlatamam. Konusundan birazcık bahsetmem gerekirse Alena hayatı boyunca aile baskısı ile büyümüş, akıllı bir kız ve aslında onun hayatını okuyoruz. Bu kitabı okurken hepimizin birazcık Alena olduğunu anladım, çünkü hepimiz başka birisinin hayatındaki yan karakter değil miyiz aslında? Çok güzel bir kitaptı… Eğer bu kitabı Duygu’nun ağzından okusaydım büyük ihtimal Alena’dan nefret edicektim ancak Alena’nın gözünden okuyunca aslında Duygu’dan nefret ettiğimi anladım. Kitap hep o nefret ettiğimiz kızların düşüncelerini yansıtıyor bize. Kitabı normalde Wattpad’de okumaya başlamıştım ancak bazı nedenlerden dolayı 8. bölüm gibi yarıda bırakmıştım ve 2. kere okumak çok çok iyi geldi. Bu kitap bence o herkesin kafasındaki kalıplaşmış aynı tezleri bam diye çürütebilecek ve ön yargı bu kitapta o kadar güzel anlatılmış ki herkesin bakış açısını kökten değiştirebilecek kadar kuvvetli bir kitap bence. Herkese tavsiye ettiğim ve düşüncelerinizi, hayatınızı değiştirebilecek bir kitap. Özellikle son sayfarda Eylül’ün ağzından da bir parça okumak o kadar güzeldi ki orada da çok etkilenmiştim zaten diğer kitaplardaki yan karakterini okuduğumuz bir kitapta diğer yan karakteri silikleştirmek olmazdı. Biraz karışık bir cümle kurdum ama okuduğunuz zaman beni anlayacağınızı biliyorum. Çok güzel bir kitaptı okuyun, okutun ve Besa’nın diğer kitaplarınıda okumayı unutmayın mutlaka. Kendinize mükemmel davranın kitaplarla kalın.
5/5
216 syf.
·
Puan vermedi
Hepimiz zor dönemlerden geçeriz zaman zaman. Duygularımızı algılamayı hiç bırakamayacağımıza göre hep de böyle olacaktır. Düz bir yolda yürümüyoruz, bazen tepeler tırmanıyor, bazen bataklıklar aşıyoruz. Bazen öyle anlar geliyor ki tüm zorluklar üstümüze yıkılmış gibi hissediyor, altından kalkamıyoruz. Bazen bunu tetikleyen büyük travmalar olabilirken bazen de çok göze batmayan minik değişimler olabiliyor. Hatta çocukluktan başlayan bastırılmış duyguların ortaya çıkıp hayatları kabusa çevirmesi bile mümkün olabiliyor bir minik söz ile. Bu; asla utanılacak bir mesele değil.
Her yükü tek başınıza taşımak zorunda değilsiniz. Bu yük ne olursa olsun. O yükü artık kaldıramadığınızı hissetmeye başladığınızda yük ile birlikte düşmeden önce birinden yardım istemekte fayda var. Bir ucundan tutup hafifletecektir muhakkak. Bu kitabı okumaya başlayacaksanız da yanınızda yeni başlayacağınız bir defter bulundurmayı unutmayın.
İş her zamanki gibi kendimizde bitiyor. Lütfen, kendinize güzel davranın.Sizin şifanız sizde. Siz, çok değerlisiniz. Sen, çok değerlisin!
Yabancı/ Veyl - Öznur Yıldırım
Yabancı/Veyl, Yabancı serisinin 2. kitabı bu nedenle konusundan bahsetmeyeceğim profilimde Yabancı/Şahreman yorumumda konuya bakabilirsiniz. Öznur'un kalemi çok güzel, olay akışı çok güzel. Her ne kadar yoğun bir anlatımı olsada kurgu bunun üzerini örtüyor ve kitap kendini okutuyor. Kitabı okurken her şey güzeldi ancak hep bir mantık hatası olduğunu biliyordum yani içime sinmeyen bir bölüm oluyordu hep, ancak içime sinmeyen bu bölüm kitabın sonunda tek bir cümle ile mükemmel bir şekilde açıklandı. Herşey yerine tık tık oturdu ve ben olduğum yerde dondum kaldım. Kitabı alıcaksanız lütfen bir google'dan mı bakıyorsunuz nerden bakıyorsunuz bilmiyorum ama bir yerden bakın ve ona göre alın çünkü Ediz zaten piskolojik olarak sorunları olan bir karakter, aynı şekilde Doğa'nında piskolojik sıkıntıları var ve Ediz bir katil ve Doğa'yı kaçırıyor. Mantıken bir katilin kurbanına iyi davranması saçma olmaz mı? Bu kitap ta o izlediğiniz polisiye filmlerinden bir farkı yok. Nasıl o filmlere "Zaten Film." diyorsanız bu da zaten kurgusu bu şekilde olan bir kitap nasıl filmlerde seks sahneleri oluyorsa bu kitaplarda da olabilir ki zaten bu kitapta seks sahnesi falan yok ve tecavüzü de meşrulaştırmıyor kesinlikle. Lütfen okuyacaksanız önyargılarınızı bir kenarıda bırakıp okuyun. Önyargılarınızı kırarak okursanız keyifle okuyabileceğiniz bir seri olur. Ben 3. kitap yani Yabancı/ Elyel'i çok merak ediyorum ayrıca şu an wattpad'den de takip ediyorum. Kendinize mükemmel davranın kitaplarla kalın.
4,5/5
instagram blog hesabımdaki gönderiye ulaşmak için;
instagram.com/p/CIN05nYB0T0
Yabancı/ Şahmeran - Öznur Yıldırım
Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse; Ünlü bir avukat olan Levent Çağıran'ın ölümünden sonra oğlu Ediz Çağıran intikam için Ankara Emniyet Müdürünün kızı Doğa Güngör'ü kaçırır. Öznur'un dili gerçekten çok iyi ve özellikle yaşına göre. Kitapta herkesin yaşadığı bir sorun olan betimlemeler... evet betimlemeler gerçekten uzundu ve bu da bir süre sonra okurken yormaya başladı. Mesela ortada bir diyalog dönüyor ve tamamen sallıyorum birisi "Nasılsın" diyor ve Doğa o an atıyorum karşısındaki kişinin ayakkabı bağcığından saçına kadar birsürü şey düşünüyor ve daha sonrasında "İyiyim" diyor ve siz neye cevap verdiğini anlamak için bir daha geriye dönmek zorunda kalıyorsunuz. Ama bence betimlemeler kitabın tek sorunuydu ve sık sık tekrara düşülse de Öznur'un akıcı anlatımı bunun üstünü örtüyor. Öznur konuyu hiç uzatmadan giriş yaptığı için okurken sıkılmıyorsunuz ve olaylar sakince aktarıldığı için okurken ayrı bir heyecanlı oluyor. Kitabın içerisnde şiddet var ancak cinsellik tam anlamıyla yok. Yabancı Şahmeran'ı okurken hep bir mantık hatası olduğunu düşünüyordum ancak tüm mantık hataları 2. kitapta bir cümleyle yerine oturdu buna zaten Veyl yorumunda daha ayrıntılı deyineceğim. İki kitabıda 7'dan fazla kez okudum ve okurken asla sıkılmıyorum ilk okuduğumda yaşadığım heyecanı 100. kez okusamda yaşayacağımı biliyorum. Benim için çok önemli ve özel bir kitap ilginizi çekiyorsa bir şans vermeniz gereken kitaplardan. Okuyun, okutun ve kendinize mükemmel davranın kitaplarla kalın.
4,5/5
instagram blog hesabımdaki gönderiye ulaşmak için;
instagram.com/p/CH210dcBI77
Hayat güldürdü de biz mi gülmedik?" |237 :)
"Eğer okuduğumuz kitap bizi kafamızın ortasına inen bir yumruk gibi sarsmıyorsa, niye boşuna okuyalım ki?
Bizi mutlu etsin diye mi? Tanrım! Mutlu olmak için kitap okuyorsak hiç kitabımız olmasın daha iyi; bizi mutlu eden o kitapları yeri geldiğinde kendimiz bile yazabiliriz.
Bizi yıkıma uğratan ve derin bir kedere boğan kitaplar okumalıyız;
