Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Kezban
Kezban
@kezbaninkitaplari
instagram.com/kezbaninkitapla...
"Okumadan geçen bir gün, yitirilmiş bir gündür."
263 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
160 syf.
·
Puan vermedi
Kısacık, kurgusu ve betimlemeleriyle etkileyici kitap okumayalı epey olmuş. Bunu kitabı okurken aldığım keyiften daha iyi anladım. Öncelikle kolay okunan bir eser değil. Yazarın kaleminin gücünü psikolojik ve felsefi dilini okuduğunuzda anlıyorsunuz. Kitaptaki kurguyu anlamanız ve kitabın keyfini almanız adına sakin bir yerde okumanızı tavsiye ederim.
Baş karakterimiz Eren’in gözünden olanları , yaşadıklarını ve şahit olduklarını okuyoruz. Tramvayda bir yolculuk hikayesi olsa da Latife’nin börek yapıp sattığı yerde oturup börek yiyor, eşi ölen amcanın porselenlere olan bakış açımızı değiştirmesini anlattıklarıyla farkediyor doyumsuz bir sohbete dalıyoruz. Camideki hocanın Eren’e isim verirken olanlar ( ki bizim Eren kız ), kiliseye gittiği ve orada şahit oldukları, çingene kızdan aldığı çiçekler , babannesi ile olan anıları , doktor Selim’in yaşadıkları derken bir yolculukta yaşanabilen ve yaşananları okuduğumuz keyifli bir okuma yapıyoruz.
160 syf.
·
Puan vermedi
Deneme türünde kitaplar okumayı sevenler için İnşirah ile geldim bugün. Kitap sohbet tadında ilerlediğinden okuması kolay oluyor ve okuyucuyu yormuyor. Başlıklar verilerek kısa kısa yazılar mevcut. Bu yazılar sonrasında minik şiir ya da sözler bulunuyor. Kısa bir kitap olduğundan çabuk okuyup bitiyor.
Yazarlar iki kardeşmiş ve birlikte kaleme almışlar. Manevi yazılarda bulunuyor kitabın isminden anlaşıldığı üzere. Ama çok fazla tasavvufi bir kitap olmadığını düşünüyorum ben.
Türü severlerin seveceğini düşünüyorum.
480 syf.
9/10 puan verdi
Jane Casey’in Maeve Kerrigan serisinin dördüncü kitabıyla geldim bugün. Polisiye sever bir okur olarak vazgeçilmez yazarlarımdan olduğunu söylemeliyim. Her ay bir kitabını okumaya çalıştığım ve bana eşlik eden güzel arkadaşlarımla seride dördüncü kitabı geride bıraktık. Ve benim en sevdiğim kitap oldu okuduklarım içerisinde. Yazarın kaleminin gittikçe güçlendiğini bu kitabında daha iyi hissettim. Kurgu ile birlikte olayların akışı merak unsurunun bitmemesi ile sayfalar akıp geçiyor. Maeve’nin özel hayatına dair bilgiler okumak ise sevdiğim bir diğer yanı.
Katilin yakınınızda birlikte çalıştığınız biri olduğuna dair şüpheye düşüren bir kurgu düşünün inanılmaz güzel değil mi? Her ne kadar Maeve gibi ben de şüpheye düşmüş olsamda hiç beklemediğim bir kişiydi. En baştan katili bulmuş olsam da insan acaba mı demekten kendini alamıyor.
Konusuna dair spoiler vermemek adına konuşmuyor olsamda türü severlerin okumasını isterim.
Okur Takip Önerileri
240 syf.
9/10 puan verdi
Aile çocuk kitaplarına bir tık daha fazla ağırlık veriyorum bu aralar. Eksiklerimi hissettiğim ve bunları gidermek için kitaplara sığındığım bir dönem de karşıma çıkan doyurucu bir kitap ile geldim. Her ne kadar internet, tablet , bilgisayar kullanımı kızımda şu an olmasa da ilerde kullanımı artacağından neler yapmam gerektiğine dair bilinçlenmek istedim. Bunun yanı sıra televizyon bağımlılığını yenmek zor. Ve maalesef en tehlikeli yer haline geldi. Ekran bağımlılığını yenmek ve bunun için neler yapmamız gerektiğini, internet kullanımında çocuklarımızı bazı hoş olmayan sitelerden, kişilerden korumak adına almamız gereken kurallar ve sınırları maddeler halinde ve örneklemelerle anlatmış yazar. Bir çok satırın altını çizdiğim ve başucu niteliğinde olan bu eseri tüm ebeveynlere başta olmak üzere herkese tavsiye ediyorum.
352 syf.
9/10 puan verdi
| Umuda Dans |
Yazarın ‘Kalbimin Sahibi’ kitabını okuyunca vurulmuştum kalemine. Umuda Dans kitabıyla artık vazgeçilmez yazarlarım arasına girdi😍
Samimi ve doğal karakterleri okurlarına bizzat yansıtması ve karakterlerin bizden birileri olduğunu görmemiz ile empati yaparak , verilen duyguları yaşayarak okumamızı sağlıyor. Kurgu muazzam. Laz bir karakteri anlatırken Artvin- Arhavi’ye gittim sayesinde. Bir kaç laz kelimede öğrenmiş olabilirim. Oraların havasını , doğallığını, insanlarının bire bir yansıtılmış olması büyük araştırma ve emek olduğunu gösteriyor hiç şüphesiz. E böyle olunca da sadece bir aşk hikayesi değil de kurguyla bütünlenmiş verilen mekanların anlatılış biçimleriyle harmanlanmış karakterlerin inişli çıkışlı zor ve tatlı anlarını yaşadığımız enfes bir aşk kitabı okumuş oldum.
Her satırını yazarın hissettirdikleriyle okumak müthişti. Aşk romanlarını seven her bir okura mutlaka tavsiyemdir. Bense yeni kitaplarını dört gözle bekliyorum.
256 syf.
9/10 puan verdi
| Çocuklar İçin Beş Sevgi Dili |
Herkese merhaba bugün sizlere okuduğumda kendime fazlasıyla olumlu etki ettiğini gördüğüm, eşimle ve çocuğumla olan iletişimimde farklı bir açıdan bakmamı sağlayan keyifle okuduğum aile çocuk kitabıyla geldim.
Öncelikle iki yabancı yazarın yazmış olduğu kitabı okurken kültür farklılığı hissetmiyor ve bizim
158 syf.
·
Puan vermedi
Akıcı bir anlatıma sahip ve aynı zamanda betimlemelerin gücünü anlatılan olaylar ile yerleri fazlasıyla hissettiren ‘Renkli Çekmeceli Şifonyer’ ile geldim.
Olivia’ya, anneannesinin kimseyi yanına dahi yaklaştırmadığı gizemli çekmece miras kalıyor. Her bir çekmece ile anneannesinin hayatının yanı sıra kendi hayatının sırlarına da kavuşuyor.
İspanya’daki savaş sırasında ailenin, çocukları Fransa’ya trene bindirip göndermesiyle başlıyor. Vatanında yaşayamamanın zorluğunu, dışlanmayı ve ailesinden ayrı yaşamayı fazlasıyla öğrenen zorlu hayatlar.
İster istemez okurken empati yapıyorsunuz ve bu da okuyucuyu inanılmaz etkiliyor. Her sayfayı çevirdiğinizde bir sonraki çekmecenin neler getireceğinin merakı ile sayfalar akıp gidiyor.
280 syf.
10/10 puan verdi
Bugün en sevdiğim tür olan polisiye bir kitap ile geldim. Charlotte Holmes serisinin ilk kitabı olan Charlotte Holmes Dosyası.Kitap muhteşemdi ama buna değinmeden önce sıralamayı vereyim sizlere.
1.Charlotte Holmes Dosyası
2.August’un Sonu
3.Jamie’nin Davası
Sherlock Holmes hayranı olan bir okur olarak bu seriyi inanılmaz merak ediyordum. Çünkü Sherlock, Charlotte’nin büyük büyük büyük babası. Ve onun yeteneklerini almış soyundan gelen bir kız. Sonra dedim ki peki Watson nerde? Sherlock olunca Watson olmazsa olmazlardandır. Kitapta tam da Watson’ın ağzından anlatılıyor. Ama tabii ki üç kuşak sonraki Jamie Watson’ın ağzından. İlk önce Jamie’nin hayatına konuk oluyoruz. Sonrasında ise Charlotte ile tanışmalarını okuyup büyüleniyoruz. Bu ikiliyi inanılmaz sevdim.
Tanışmaları da bir cinayet ile pekişiyor desem şaşırmazsınız heralde. Cinayeti çözümlemeleri ve olayların akışı tam da beklediğim güzellikteydi. Katili de tahmin edemedim. Bu yüzden yazarı tebrik ederim. Harika bir kurguya enfes bir gizemde katmış.
Elimden bırakamayarak okudum. Akıcı bir dili var. En sevdiğimde sonunda Charlotte’nun, olayı çözerken Watson’ın aldığı notları okuması ve üzerine kendi gözlemlerini aktarmasıydı.
Farklı ve güzel olmuş.
Ben seriye devam ederken sizlere tavsiye edeyim şimdiden. Özellikle Sherlock hayranlarına
192 syf.
·
Puan vermedi
Oldukça akıcı ve düşündüren bir eserle geldim bugün sizlere.
Yazarımızın daha önce Süzme Felsefe eseriyle tanışmıştım. Bu defa romanı bana eşlik etti.
Kendisi daha çok çocuklara düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiren felsefi kitaplar yazmasıyla tanınıyor. Fakat bu kitabında yetişkinler için epistemik roman yazmış.
Kalemi oldukça akıcı elime aldım ve asla bırakamadım. Kurgu tam da bizi ilgilendiren ve kişinin kendisini sorgulamasını etrafındaki insanlara daha dikkatli bakmasını sağlıyor.
Kitap, halk tarafından şapkalı adam olarak tanınan birinin trende üç yardıma ihtiyacı olan kişiye yardım etmesiyle başlıyor. Daha doğrusu olmayacak şeyleri oldurmasıyla diyebiliriz. Mesala boynu ağrıyan birinin boyun ağrısını geçiriyor. Sınava girecek ama gözlüğünü unutmuş olan kişinin gözlerinin gözlüksüz bir şekilde görmesini sağlamasıyla ünleniyor. Dilden dile yayılan bu adam medyanında ilgisini fazlasıyla çekiyor. Karşılıksız iyilikler yaptığı düşünülen bu adamın medyanın araya girmesiyle fırsatçılar ortaya çıkıyor. Şapkalı adıyla bir çok ürün üretip insanları bu şekilde kullanmalarına tanıklık ettim.
Fakat en çok toplumumuza kızdım. Sorgulamadan, bir şeyleri bilmeden inanmanın ne denli yanlış olduğuna bir kez daha şahit oldum. Sonuna geldiğimde kitabın inanın bu şekilde biteceğini tahmin etmemiştim. Şaşırdım ve sonra düşündüm etrafımda kimler şapkalı adam yanii savcımızında deyimiyle kimler aromatik adam?
Tavsiyemdir kitap dostları okuyup o etkileyici satırlara konuk olma sırası sizde
400 syf.
·
Puan vermedi
Anne ile yolculuğuma kaldığım yerden devam ediyorum. İlk kitapta Anne’nin karakter özelliklerini tanımış ve o çok konuşması fazla gelmişti bana. Fakat bir yandan da hayal dünyasının genişliği ve bunları aktarımı beni mest etmişti. İkinci kitapta artık Anne’ye daha bir alıştığımı ve sevdiğimi farkettim. Okurken su gibi akan bir eser. Yorucu eserlerden sonra öyle iyi geliyor ki kafa dağıtmaya bire bir. Olayları gözlerimde resmederek, canlandırarak okuduğum içinde ayrı bir keyifi okuduğumu söylemeliyim.
Anne bu kitapta biraz daha büyümüş ve 16 yaşında öğretmenlik yapıyor. Fakat hayal dünyası hala çok geniş ve güzel. Öğrencilerine olan yaklaşımı, evlerinde kalmaya başlayan ikizlere olan davranışlarını pek sevdim. Biraz aşk beklesemde sonlara doğru o aşkı başka karakterler üzerinden görmekte güzeldi. Avonlea’nın gelişimine katkı sağlamak için dernek kuran Anne ve arkadaşları yine harika işlere adım attılar. Tabii ufak aksilikler de olmadı değil.
Kitabın bu tarafını çok seviyorum. Asla monoton ilerlemiyor. Bir sonraki satırı tahmin edemedğin için sıkılmadan okuyorsun.
208 syf.
8/10 puan verdi
Korku ve gerilim dolu kitapları okumayı sevenlerdenim. Kitabımız gerilim türünde bir kitap. Fakat oldukça farklı bir korku/gerilim kitabı. Şöyle ki zaman zaman kahkaha attırırken karakterlerin diyaloglarına, zaman zaman da ani geçişlerle gerilim ve korku hissettiriyor.
Yazarın kalemiyle ilk kez tanıştığım için bir yadırgamıştım başlarda. Gerilim kitabı olunca insan baştan itibaren gerilerek okuyacağını düşünüyor. Fakat yazar, gülümsetirken korkuyu hissettirmesiyle kendi tarzını ortaya koymuş. Ve ben bu kalemi pek sevdim.
İçerisinde kanayan yaramız olan tecavüz ve elalem ne der baskısını da hissettirmiş olaylar üzerinden yazar. Farkındalık adına güzel bir tercih olmuş.
Konusuna gelecek olursam, gerilim dolu bir kaç sayfa ile girişi yaptıktan sonra yazarımızın adaşı olan Mehtap’ı tanıyoruz. Mehtap bir yazar. Her yıl kitap çıkarmak gibi bir baskı hissettiği için üzerinde yeni yazısını yazmaya uğraşıyor.Bir yandan da oğlu ve eşiyle standart yaşamına devam ediyor. Fakat bir gün telefonu çalıyor ve Vahide Teyze isimli bir kadınının kendisinin büyükannesi olduğunu ve onu huzurevinden gelip almasını istediğini söylüyor. Hem anneannesini hem babaannesini kaybetmiş olan Mehtap oldukça şaşırıyor. Sonrasında ise Vahide Teyzeyle tanışmasını okuyoruz. Ama sonrası gerçekten tüylerimi diken diken eden satırlarla dolu. Ve kitap bu olay ile başlamış oluyor.
Son satırlara geldiğimde ise ilahi adaletin varlığını bir kez daha hatırlattı kitap. Ve yakışan bir sonla bitti.
Akıcı ve sade bir dile sahip kitabımız, kurgu olarak oldukça başarılı. Ben büyük keyifle okudum. Türü severlere tavsiyemdir.
360 syf.
·
Puan vermedi
Okuyan herkesin sevdiği, özellikle arkadaşlarımın güzel yorumlarından sonra okumaya başladığım güzel eserle geldim.İlk başlarda hiç bu tarz bir kitap okumadığım için yadırgadım kurguyu ve yazarın kalemini. Sonra kitap yüzüncü sayfadan itibaren açılmaya başladı.Sayfalar heyecanla ve merakla aktı gitti. Bir hacker ve onun hayatının değişimine tanıklık ettim fakat bunlar olurken bir tutam aşk, bir tutam heyecan, bir tutam gerilim ve aksiyon vardı. Betimlemelerin güzelliği ile kendimi sanki o sanal evrende gibi hissettim.Muhteşem bir duyguydu şüphesiz benim için.
Sonlara doğru üst üste öyle şoklar yaşadım ki ağzım açık kaldı. Düşündümde olanları böyle bir kurgu gerçek olsaydı o zaman biz neler yapardık. Kendimi Emika’nın yerine koydum ve öğrendiği gerçekle ben yüzleşmiş olsaydım hangisi doğru gelirdi dedim. Bir yanım Hideo’ya hak verdi. Onun kurduğu düzen belki de yararlı olabilirdi dedim. Fakat bir yanımda özgürlükten yanaydı aynı Sasome gibi...
Her ne kadar şu an ne anlatıyorum diye düşünseniz de okumayan arkadaşlarım inanın spoi vermemek için sizi düşündüğümden o kelimeleri kullanamıyorum. Okuyan arkadaşlarım beni çok iyi anladı. Okumayan kitap severlere ise tavsiyemdir. Bilim kurgu eserlerini seviyorsanız mutlaka kaçırmayın.
64 syf.
·
Puan vermedi
Kitap ismini nerden almış önce onu açıklamak istiyorum. Çünkü biliyorum sizlerde merak ediyorsunuz benim kitaba başlamadan önce merak ettiğim gibi. Kitap ismini Gaziantep’in bir deresi olan Alleben’den almış. Antep’te doğmuş ve büyümüş yazarımız ve orada yaşarken gözlemlediklerini dört kısa öykü ile anlatıyor. Sade ve oldukça samimi bir dili var. Okurken kitabı yazarın güzel anlatımıyla restmettim hafızamda oraları ve orda yaşayan insanları. Konuk oldum Alleben’e ve sıcacık samimi insanlarına. Her biri ayrı etkileyici fakat ilk öykü olan Sitti Zeynep benim vazgeçilmezim oldu. Yazarımızı biraz araştırdım da şair, gazeteci, oyuncu ve çevirmen olduğunu öğrendim. İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerindenmiş. Yetmişin üstünde kitap çevirmiş, şiir antolojileri hazırlamış. Naif kalemi ile tanışmak bir harikaydı. Gönülden tavsiye ediyorum.
184 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı okuyup bitirdiğimde fazlasıyla etkilendim bir çok yerinde. Sonra biraz araştırdım yazarı. Yolumuz bu kitabıyla rastlaşmış olsa da yazarımızın, on roman çok sayıda tiyatro eseri ve şiir kitabı varmış.
Psikolog olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmadım. Yazar kitabında bunu karakterler üzerinden okuruna hissettiriyor.
Kitap kişisel gelişim romanı. Ateş, Dumrul ve Mülayim üç kuzenler. Ama birbirlerine asla benzemeyen her biri ayrı karakterde bu üçlü.
Kitabın girişinde her birinin kişisel özelliklerini öğreniyoruz. Sonrasında ise yerinde duramayan Ateş’in anlık kararıyla Asya’ya gitmek için yolculuğa çıkmasını okuyor ve yolda yaşadığı ilginç anlara tanıklık ediyoruz. Ateş yolda bir köpeğe rastlıyor. Adı Canbal.
Köpek ile konuşabiliyor olmasını geçtim en çok beni etkileyen köpeğin düşünceleri idi. Çoğu satırın altını çizdim. Yazar kendi eleştirilerini düşüncelerini karakterler üzerinden vermiş diye düşünüyorum.
Akıcı olması, sade ve anlaşılır dilde olması aynı zamanda sürükleyici anlatımı ile çok kısa sürede bitirdim.
Sonu biraz hızlı bitmiş gibiydi. Devam etseydi daha bir güzel olurdu diye düşünmeden edemedim.
Türü severlere tavsiye ediyorum.
310 syf.
·
Puan vermedi
Ahh nasıl anlatsam bu güzel eseri bilemiyorum. Ne desem az kalacakmış gibi bir his var içimde. İlk kitaptan sonra bu kitap tam da tahmin ettiğim gibi etkileyiciliğinin tavan yaptığı dolu dolu bir eser olmuş. Sabri Mahir’in hayatına ilk kitaptan kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okurken dedim ki nasıl dayanmış bu kadar acıya, bu kadar zalimliğe. Gözlerim doldu zaman zaman çünkü biliyordum ki geçmiş zamanda savaş dönemlerinde bu denli acılar ve fazlası vardı. Yaşadı insanlar bunları. Yazarımız o dönemin tarihini de vermiş demiş miydim? Savaşlar hep acımasızdır ve ağırdır sonuçları. Bunları Sabri’nin gözünden okumak bir kez daha acı gerçeklerle yüzleşmek zor oldu.
İlk kitaptaki gibi bir akıcılık bu kitapta da mevcuttu. Sade ve sürükleyici.
Her zaman sıfırdan başlayan bir insan Sabri. Ne kadar kaçmaya çalışsa da hep onu takip etti boks bir şekilde. Kaderdi sanırım bunun adı.
Ben büyük keyifle okudum. Yazarın ilk roman kitabı olduğuna inanamadım öğrendiğimde. Usta bir kalem. Umarım kalemi daim olur ve biz bu güzel kalemi okumaya devam ederiz.
