Şayet insanoğlu şu cehalet ve kibir hastalığından bir kurtulabilse, Allah'a itaat yolundaki meşakkatlere katlanmanın, kıyamette hesabı beklemekten daha kısa ve orada terlemekten daha kolay olduğunu kavrayabilecektir.
Ölümümü umutlarım ve başarısızlıklarımla birlikte sürüklemeseydim, hayvanlarla birlikte yaşar, kendimi bilinçsizliğin
kutsal uykusuna teslim ederdim. Ölüm... Ölüme sadece gizli
bir özlemle, bitkisel bir nostaljiyle, doğanın ölümcül dalgalanmalarıyla, suç ortaklığıyla bağlı değil miyim? İhsanın
öleceğini bilmezlikten gelmeyi reddetmesi daha çok bir kibir
değil midir? Çünkü ölüm düşüncesi kadar pohpohlayıcı bir
şey yoktur. Ölüm düşüncesi, ölümün kendisi değil.
Apple'ın kurucusu ve dünyanın sayılı zenginlerinden Steve Jobs, kendisine kanser teşhisi konduktan iki sene sonra, onu dinlemek için toplanmış öğrencilere şöyle diyordu:
"Yakında öleceğimi hatırlamak, hayatta karşıma çıkan meselelerle ilgili tercihler arasında seçim yapma konusunda bana yardımcı olan en önemli araç oldu. Çünkü neredeyse her şey, tüm harici beklentiler, gurur, kibir, rezil ya da başarısız olma korkusu ve diğer tüm dertler; hepsi ölüm karşısında geri çekiliyor. "
Bu gün de yine
Zaman ölüm sessizliğinde akıyor işte
Bilirsiniz
Ölüm sessizdir sadece izler
Usul usul nazikçe
Asla sinsi değildir
Kendisini gizlemez
Ulu orta gezinir etrafta
Ama sakin ve bilgece
Ölüm uslu bir çocuk gibi tutar eteğimizi
Her gittiğimiz yerdedir
Aldırış etmez
Yoktur bir beklediği
Ben bunda bir kibir görmüyorum
Ölümün her Şi den daha gerçek olduğunu bilirim çünkü
Bizimle konuşacağı vakit geldiğinde zaman susar
Bana zamanın , ölümün sesi olmadığını söyleyebilir misiniz?
Ve sadece sustugunda duyulan
Tam da ona kavuştuğumuz an..
Bahar Atasoy