1959 yılında yayımlanan Aylak Adam Yusuf Atılgan'ın ilk romanıdır. Yapıtta, “Bütün değerlerini yitirmiş, dayanacak bir şey arayan, tedirgin, mirasyedi bir aydının yaşamı anlatılır. Kurtuluşu gerçek sevgide gören C., bilinçaltının da etkisiyle aradığı kadını bir türlü bulamaz, kurduğu ilişkiler ayrılmayla sonuçlanır.
Aylak Adam bu düzen içerisinde kendine yer bulamayan ve yalnızlığı seçen bir karekter.İnsanlardan uzak durmasını kendini tamamen soyutlamasını başta yadırgasamda,tamamen haklı bulduğum tarafları oldu.Her şeye rağmen umudunu yitirmeyip,kurtuluşu sevgide gören C.,etrafımıza baktığımızda hala aramızda bir yerlerde olabilir.
Evet itiraf etmeliyim ki,okuması zor bir kitap!Ama sevdim.Başlarda ne anlatıyor,kimden bahsediliyor anlamakta güçlük çektiğimi söyleyebilirim.Ama her insanın kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum ve elbette tavsiye ediyorum.Alıntılara gelelim:
Acelem yok benim,biliyorsun.Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğretecem. (Çoook sevdim bu alıntıyı çok.)
İnsanlardaki her duygu bir renktir.
Her şeyi birden görmeye kalkarsak hiçbir şey göremeyiz.
Görüyor musun, insanların geleceği nasıl ufacık,bilmeden yapılmış bir hareketle değişiyor?
Hep böyleydi.Bir şey en gerektiği anda olmazdı.
İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim.Olmak istedikleri ,olamadıkları “kişi”yi anlatırlar.
İnsanlar haksızken daha çok bağırırlar.
İnsan bir şey yapmaya hep geç kalırdı.
Kitapla kalınHoşça kalın