Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. “Pardon devlet memuru musunuz?” “Sapık mısın?” “Hayır. Memur musunuz?” “Değilim.” “Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.” “Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin?” “Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım.” “Kaç yaşındasın sen?” “Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
Hani padişahın biri keyifsiz düşmüş de, hem gamsız, hem fıkara öylesine birinin gömleğini giyerse şifa bulur demişler. Aramışlar, taramışlar, hem fıkara, hem dertsiz adam bulamamışlar. Bulunur mu? Ama ümitlenmiş, aramışlar. Bir gün adamın birine bir köylük yerde rastlamışlar. Herif hem türkü söyler, hem çapa çapalarmış, doncak. - Sen kimsin? demişler. - Na! demiş, şu ağaç altında uyku kestiren herifin uşağıyım. - Nerede yatarsın? - Samanlıkta. - Ne yer, ne içersin? - Bey ne verirse. - Ne verir? - Kuru ekmekle soğan… - Hiç dertlenir misin? - O da neye? - Yani ya, kederlenir misin? - Bilmem öyle şey, demiş, ben cahilim. - Hah, demişler, aradığımız adam! - Aman biz de seni arıyorduk. Versene şu gömleğini bize, sana bir kese altın verelim. - Gömleğim yok ki…
Sayfa 24 - Mürüvvet
Reklam
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ne anlattığını ve ne anladığımı yazıyorum. "Baba, içeriğini niye yazdın?" diyenler okumasın, geri zekalılar ile uğraşamam. Garip, bir üslup ile başladığında sıkılmıştım kitaptan. "Sanırım boşuna okuyacağım." falan diyordum. Kendisinin de söylemiş olduğu ve hatta kitabın ismine de sahip olan bir argosu varmış. Muhtemelen öyle
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,3bin okunma
SORUNUN ESARETİ... Yağmurun sesinin içimin tellerini ıslattığı bu günde yapacak hiçbir şey yok ne yazık ki. Şöyle nette bir sörf yapayım dedim, içim daha da karardı. Dünyanın her yanı savaş tehdidi altında, bir yerlerde barış anlaşmaları, diğer tarafta savaş anlaşmaları. Arada kalanlar ise maalesef ölüm yolcuları. Ülkemize sığınmış bulunan
Kocaseyit'in Hiç Bilinmeyen Anısı... Köyünde herkes onu öldü bilmektedir. Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür. Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası
...yutkunurken bir başkasının tükrüğü geçiyor gırtlağımdan,şamdanları yak,saçlarımı tara,ellerimi tut, iyi ki sen varsın. Kimsin sen?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.