Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CaC2x0xtJpA
Evet, maalesef 10 üzerinden 4 puan. Kitabın dilinden dolayı da değil üstelik. Peki, ben kimim de Cemil Meriç'i eleştiriyorum?
Ben sadece bir okurum. Bir kitabı ya da yazarı eleştirebilmek için illa
Sen beni asla,asla tanımayan,bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen.
Kimsin ki benim için?
Stefan Zweig
Sen beni asla,asla tanımayan,bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen.
Kimsin ki benim için?
Stefan Zweig
Seyirci kalmayın, yaşama müdahale edin, kendinizi tanıyın ve gardınızı alın. Yaşamı nefes alarak geçirmeyin, yaşamınızda söz sahibi olun.
Yasalar, iktidarlar, politika, komşular, stres, sana hiçbir şey katmayan arkadaş, seni küçük olduğuna inandıran ne varsa kaldırıp çöpe at. Önce kendini küçük gör, bu küçüklüğün içinde bir büyüklüğe
Bir yolculuğa çıktım. 17 saat... sadece 4 saat uygulamaya koydum, neyse ki dönüş 15 saat. Pederle papaz olduk, annem ise öcü gibi bakıyor. Neydi bu kadar batan? Sevdiklerimi mutlu edebilmek için bindiğim o otobüs topuyla aramı bozdu yarbay. 45 günlük bir kokusuzluk süreci başladı benim için, ama bazı kokularını alamamak yemeksizlikten daha da
Hikayemiz 14 yaşındaki Sofie adlı karakterimizin posta kutusuna gelen içinde "Kimsin sen?" yazan bir mektup almasıyla başlıyor. İncelemeden önce söyliyim mükemmel bir kitaptı.
Kitapta başlığın altında da söylendiği gibi felsefe anlatılıyor. Sofie gizli bir felsefe öğretmeni ya da filozofla tanışıyor. Ondan ilk çağlardan itibaren
Hani bir şeyi çok seversiniz, onun hakkında söyleyecek yüzlerce cümle vardır kafanızın içinde ama büyüsünü bozacağım korkusuyla cümleleri bir araya toparlayamazsınız, takılıp kalırsınız, şu an öyle bir an yaşıyorum. Kitap okumak, zamanla bir yaşam biçmi oldu benim için. Bir hobi değil, zaman geçirmek için yapılan bir eylem değil, bir yaşama biçmi.
Bu 'Stefan Zweig'in ilk okuduğum kitabı oluyor. Kendisine ait kitapları daha yeni kitap raflarıma koydum ve seri şekilde okumaya başladım.
Bu kitabında tek isteği sevdiği erkek tarafından görülmek, tanınmak, fark edilmek olan 30 yaşında bir kadının 13 yaşından beri içinde yaşadığı tutku dolu (ki bence hastalıklı tutku) platonik aşkını anlatıyor.
"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk."
Yine bir inceleme yazmadan diğer okurların yazdığı güzel incelemelere göz gezdirdim. Dolayısıyla kitabın içeriğini, konusunu ve kahramanlarını bu incelemeden öğrenemezsiniz çünkü yazmadım. Bunun için diğer incelemelere göz
Sen, beni hiçbir zaman, hiçbir zaman tanımayan; bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan öylesine geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yolunda devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Sen beni asla,asla tanımayan,bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen.
Kimsin ki benim için?
Stefan Zweig