Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Selam yıldızlarım! Bugün kitap fuarından birkaç senedir tanıdığım yazarın yeni kitaplarından biri olan “Kırık Camlar Gecesi” ile geldim. İmzalarken biraz anlatmıştı kitabı ve merak etmiştim ama böyle bir hikaye beklemiyordum açıkçası.
Kitap bence biraz ağır. Şöyle ki, Hitler zamanında yaşananlar farklı bir gözle anlatılmış kitapta ve bu bana ağır geldi. Gerçekten böylesi acımasızlıkların yaşandığını biliyoruz ama birçok bilmediğim detayla da karşı karşıya kaldım. Okurken cidden ‘insan değil bunlar’ dediğim o kadar çok yer oldu ki anlatamam.
Benim için kitaptaki en değerli kısım, Atatürk’ü kaybettiğimizin yazıldığı kısım olabilir. ‘Onun varlığı bile Türk’e güç verirdi.’ cümlesi o kadar içime oturdu ki anlatamam. Kitapta böyle bir sahnenin geçmesi içimi titretti. Zaten kitap yeterince ağır ve üzüntü doluyken bir de onu okumak ayrı bir burktu içimi.
Gerçekten başarıyla derleyip toparlayarak böyle bir kitap elde etmeyi herkes yapamaz bence. Hele o eziyet, avlama sahnelerini yazmak… Okurken ben korkuyla dolmuşken bunu yaşayanları düşünmek o kadar kötü hissettiriyor ki. Okumanızı isterim elbet ama kaldıramam diyorsanız da sizin kararınız. Ve tabii şunu da demeliyim, okurken ara verip sindirmeniz gereken birçok yer var. Bizim geçmişimizden parçaların yanı sıra en beter şekilde din, dil ve ırk ayrımı yapan Nazilerin eziyetleri de var. İnsanların yaşadıklarının fotoğraflarını sonda görmek zaten başlı başına canını yakıyor insanın…
·
Puan vermedi
Yine göç, savaş ve sürgün...
1935'te İskandinavya'ya göç... Onca emek, ilmek ilmek dokunmuş ilk kitap... Ama baskıda adını bile kullanmak o şartlarda lüks...Boschwitz’e değil John Grane'e bütün iltifat ve övgüler... Sıra dışı bir üretim sanatın ve sanatçının edimlerinin neticesi. Öyle ki dünya tarihinde belli zaman dilimlerinde çoğu zaman istediğin gibi
424 syf.
8/10 puan verdi
“Kırık bir kıza umut verirseniz ona her istediğinizi yaptırabilirsiniz. Sonunda paramparça olacağını bile bile koşa koşa peşinizden gelecektir. Ayaklarının altına kırık camlar döşeseniz de, kanata kanata ayaklarını, ilk günkü heyecanıyla gelecektir hem de.”
Baştan uyarmalıyım ki kesinlikle ama kesinlikle hassas bir insansanız bu kitaptan uzak durmalısınız intihar eylemleri gibi düşünceleriniz varsa bu kitaptan uzak durmalısınız 18 yaşından küçükseniz bu kitabı okumayı bir süre daha ertelemeniz daha iyi olur.
Ölüme Fısıldayan Adam edebiyatın karanlık bir yanını temsil ediyor hassas bir insanız tekrar ediyorum bu kitaptan uzak durmalısınız. Yosun geçmişteki yaşadıklarından dolayı intihara meyilli bir kaç defa demiş ve başarısız olmuş genç bir kız bir sabah uyandığı zaman evinin salonundaki avizeden kendini asmak üzereyken ansızın bir adamla tanışır ve bu tanışma Yosun’un hayatını değiştirir herkesin yaşamalısın dediği genç kadının aslında bir ölü olduğunu anlayan bu gizemli adam kendisinin ve Yosun’un hayatını değiştirmek üzere bir yola çıkarlar.
“Tanrı’nın birbirlerinde çare bulmaları için bir araya getirdiği iki kişi.”
Ne yalan söyleyeyim kitaptaki hiçbir şeye şaşırmadım -,-
Güzel kitaptı ama "vay canına" dedirtmedi.
Özellikle sonlara doğru iyice bunaldım.Bitsin artık diye yalvarır oldum.
Haksızlık etmeyelim dili akıcı ve güzeldi.
Ama gereksiz uzatılmıştı.
250 syf.
·
Puan vermedi
Cemil Meriç 'in doğduğu dünyayı ve üstadın hayatını ustalıkla anlatmış bir eser!
Eminim ki bir çoğunu bir şekilde aktarmalarda, alıntılarda, duyduğumuz Cemil Meriç'in sözlerini hatırlayalım mı ?
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütun üzerinde duruyor; süngü, açlık,
Sizin hiç kalbiniz kırıldı mı?
Siz hiç terk edildiniz mi?
Aşk acısı çektiniz mi?
Öldüresiye nefret ettiniz mi?
Peki, ya öldürmek... öldürmek istediniz mi?
.
.
Başlangıçlar asla son bulmuyor...
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım @yaprinka kalemiyle tanışma kitabım olan #sobesiyahorkide kitabından bahsetmek istiyorum bugün sizlere... Bir apartman... Üzerinde siyah orkideler nekşedilmiş buzlu camlar... Kolu kırık bir cansız manken... Yıllar öncesinin kırıklarını aşamamış bir kadın... Geçmişinden kaçıp, herşey daha iyi olsun diyerek Işıl Apartmanına yerleşen Jülide... Korkularından kaçmaya çalışırken "SOBELENENLER" hazırsanız başlıyoruz
.
.
Jülide, hayatımın aşkı dediği Hakan tarafından evliliğin arifesinde terk edilmiş ve ne yaptıysa üstesinden gelememiştir... Artık yeni bir hayata başlamanın zamanıdır diye düşünüp, dedesinin ve nenesinin desteği ile möbleli bir ev kiralamıştır. Işıl Apartmanın çatı katı tam istediği gibidir ancak alt katlardaki gelinlikçi kaçmaya çalıştığı geçmişini sürekli kaşımaktadır..Tuhaf ev sahibi Paloma ile tanışması, Jülide için, aynı zamanda tuhaf olaylar silsilesinin de başlangıcı olmuştur... Paloma 'nın gençliğine benzeyen Jülide ve Paloma arasında bir kader birliği de var gibidir.. Ancak, bir süre sonra bitmeyen kabuslar ve kabus dolu günler ile Işıl Apartmanı sakinlerinin sakin günlerine bir kara bulut çökmek üzeredir... Nedir bu tuhaf olaylar? Dediğinizi duyar gibiyim... Cevabımız ve fazlası eserimizde der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitapla kalın
