Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güneşi bulmuş, dalgaların sesi, şeftali çiçek açmış onun düşünde. Çiçeği açıyor, açar açmazda döküyor, mor sarı, kırmızı yeşil, turuncu, ak, pembe, mavi. Çiçekler şeftali ağacının altına renk renk, tabaka tabaka birikiyor. Salih dizlerine kadar çiçeğe batmış. Kırmızı kanatlı, kocaman dişli, uzun bıyıklı balıklar, kırlangıç balıkları uçuyor havada.
Gülüşünde kırlangıç uçuran bir kadın tanırım. Eflâtun sevgiler takar gömleğinin yakasına.. Çiçeği toprakta sever,insanı yürekte... Alıntı
Reklam
ADET KANAMASI İÇİN
Açıklama : Bu bölümde tavsiye edilen sifalı bitkilerden, aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir, Damıtılmıs bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmıs bitki suyu, bal ile tatlandırılır çalkalanır
Timaş Yayınları
“Gülüşünde kırlangıç uçuran bir kadın tanırım; Eflatun sevgiler takar gömleğinin yakasına. Çiçeği toprakta sever, İnsanı yürekte.”
"Çiçeği görebilirmişim gibi etraftaki binalara bakındım. Elbette ışıkları söndürülmüş balkonların çirkin görüntülerinden başka bir manzaraya rastlamadım."
İsyan.
Bir masalın içinde Kırlangıç kuşlarının sesinde Suyu yudum yudum içercesine Bir mısradan döküleceğim harf harf mabedine. Kime ne! İster bir türküye çeviririm şiirimi İster bir türkümü şiir diye söylerim peyderpey İster bir gecenin koynunda sükutuma şiir derim İster bir şiirimi sükut leçhesi ilan ederim. Kim durdurabilir bir ekim
Reklam
Epsilon Okuma Günlüğü
Uzun,çok uzun zaman önce,zamanın yavaş aktığı o kadim günlerde kitapların zamana direnmesini sağlamak büyük meseleydi.Binbir zahmetle Hint’ten,Semerkant’tan gelen kâğıtlara hattatlar göz nurunu döker,müzehhipler bileklerinin sancısını bırakır,mücellitler alın terini katar;böylece kâğıtlar kitap olur çıkardı.Ancak o güzelim kitaplara kurtlar musallat olur,etlerine ilişir,şirazelerinden boşalmalarına yol açardı.Rivayet o ki bir gün,bir kitap buldular.Bir kurtçuk kitaba dadanmış,son sayfasına kadar kendine ziyafet çekmiş,ancak bu son sayfaya dokunmamıştı.Sağ kalan tek sayfada “Ya Kebikeç” yazıyordu.Böceklerin sultanıydı Kebikeç.Onun mülkünde olduğunu anlayan böcek,yemeyi derhal bırakmıştı.O günden sonra hattatlar her kitabın başına “Ya Hafiz,ya Kebikeç “ yazar oldu. Kebikeç sözcüğünün aslının Süryanice olduğunu sanıyoruz.Kimileri onun haşereleri yok etmekle sorumlu bir melek,kimileriyse kitap kurtlarının efendisi olduğunu söylüyor.Tıp yazmalarına bakılırsa zehirli bir bitkinin adıydı Kebikeç,özü çıkarılıp mürekkebe katılıyordu.Kendi canından verip kitapları yaşatıyordu.Kimileri düğün çiçeği diyordu ona,kimileri kırlangıç otu.Hangisiydi gerçekte,bilmemiz zor.Ancak şu kadarını kesinlikle biliyoruz:O büyülü günlerden bu yana kitaplarımızı hep Kebikeç korudu. 😇
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.