Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Zamanlar Mektup Vardı...
Bir mektup diyeceğini yalnız yazıyla demez. Mektup tıpkı kitap gibi, koklayarak, dokunarak, elleyerek de okunur. Bu yüzden akıllı olanlar, oku bakalım, mektup ne diyor, derler. Aptallar da; oku bakalım, ne yazıyor, derler. Hüner yalnız yazıyı değil, mektubun tümünü okumakta...
Sayfa 45 - YKY
Filler, Sarıca Karıncalar ve Kırmızı Sakallı Karıncalar...
"Hiçbir kırmızı sakalın birbirini sevmesine fırsat vermeyeceksiniz. Bunlar birbirlerini sevmeye başladılar mı, sevginin olduğu yerde bireycilik barınamaz, korku, aşağılama barınamaz, zinhaaar, sevgiye izin vermeyeceksiniz. Bunlar birbirlerini sevmeyi öğrenirlerse bizi de, filleri de erinde gecinde yenmenin bir yolunu bulurlar."
Sayfa 136 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Filler ve karıncalar...
"İnsanlar bir gün karınca oldukları gün, karıncalar gibi alçakgönüllü oldukları gün, birbirlerini yemedikleri gün kendilerini kurtaracaklar..."
Sayfa 80 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Filler ve sarı karıncalar...
"Tembel olmaları daha iyi," dedi sultan. "Daha çok işimize yararlar. Bir parça buğdaya, bir böcek parçasına bize kul köle olurlar."
Sayfa 56 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Filler ve karıncalar...
"Bir de karıncaları durmadan oyalayacak, düşünmeyi onların elinden alacak bir takım oyuncaklar icat etseler. Karıncaları köleliğe koşullayacak..."
Sayfa 55 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Filler ve karıncalar...
"Önce karıncaları on beş, yirmi, kırk, bin parçaya bölmeli, sonra da bu her bölüğü ötekine can düşmanı etmeliydi. Bölünmüş karıncalar, hiçbir zaman bir güç olamazlar, sonuna kadar da tutsak kalırlardı."
Sayfa 43 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Fillerin çağı...
"Fillerin çağıydı bu çağ. Yeryüzünü baskıları altına alacaklar, tekmil yeryüzünü, karınca, kuş, ağaç, börtü böcek, çiçek, insan sömüreceklerdi. Bunun için de önce beyinleri, duyguları, toprağı, suyu, bedenleri yozlaştıracaklardı."
Sayfa 43 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Filler sultanının hüdhüd kuşlarının başı ulukepeze buyruğu:
"Karınca ülkelerinde bizden yana olanlarla bir örgüt kurmak, günü gününe karıncalardan haber almak, karıncaların soluklarını bile dinlemek en can alıcı bir iştir. Her işin başı budur. Bu içten örgütleme, çürütme işini ele alırsak, insanlar buna beyin yıkama diyorlar, karıncaların beyinlerini yıkayabilirsek, onlara karıncalıklarını unutturabilirsek, her şeyi kazandık demektir. Bu düzen kıyamete kadar sürer..."
Sayfa 40 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Filler sultanının hüdhüd kuşlarının başı ulukepeze buyruğu:
"...Bir de çalışmayanları, fillere düşman olanları, başkaldıranları saptayacaksınız. Başkaldıran karıncayı önce satın alacağız, satın alamazsak derhal öldüreceğiz işkencelerle..."
Sayfa 40 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum
Reklam
Filler sultanının hüdhüd kuşlarının başı ulukepeze buyruğu:
"Muradım şu ki karıncalar içinde bana bağlı bir karıncalar soyu bulacaksın, o karıncalar bana öylesine bağlı olacaklar ki benim öl dediğim yerde ölecekler, kal dediğim yerde kalacaklar. Bir de öylesine öteki karıncalara düşman olacaklar ki, gözlerinin önünde tekmil karıncalar ulusunu ezsem, oh diyecekler. Bir de bize bağlı çok karınca bulacağız, her tür karıncadan."
Sayfa 39 - YKY Yayınları 44. BaskıKitabı okuyor
Sanki ikimiz de bir hatırayı arar, hatta sorgular gibi bakmıştık birbirimize.
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Sayfa 115 - YKYKitabı okuyor
“Çağımız yeni bir yaşam pınarı arıyor. Ben bir pınar buldum ve bu pınarın tatlı suyunu içtim.”
“Eğitim öncelikle eleştirel dikkatin ortadan kaldırılmasına ve dolayısıyla bilinçte bir boşluk yaratmaya yönelik sistematik bir alıştırma ile başlar” kişi öncelikle belirli bir duygu durumuna odaklanıyor ve bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm fantezi ve çağrışımların elinden geldiğince bilincinde olmaya çalışıyordu. Burada amaç fantezi serbest çağrışım sürecindeki ilk etkiden kopmadan serbest bırakmaktı. Bu da duygu durumunun somut ya da simgesel ifadesini doğuruyor, dolayısıyla duyuş bilinci yaklaşıyor ve daha anlaşılabilir oluyordu. Bunu yapmanın canlandırıcı bir etkisi de olabilirdi. Kişi eğilimine bağlı olarak çizim, resim ya da yontmayı da tercih edebiliyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.