Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
279 syf.
·
Puan vermedi
..“Yaşam, gecenin konusudur.”
Cehenneme övgü; farkındalık oluşturmak, farklı bir bakış açısı görmek, düşünmek, vurucu cümlelerle karşılaşmak.. adına güzel bir deneme kitabı. Uzun süreye yaydığım bir okuma oldu benim için. Bir çok yerin altını çizdim kimisine katıldım kimisine ya bu saçma bence diyip kendimce neden saçma bulduğuma dair düşündüm. Böyle düşünürken kitabın ilk alıntısı olan “ İşin saçma tarafı, en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olması” Cicero. Benim en vurucu cümlem oldu. Gece, cehennem, sessizlik,delilik,seçmeme özgürlüğü, homo sapiens Blues, sihirli an, ah Mine aşk ve çocuğa bakış açısına değindiği bölümleri bir tık daha fazla beğendim. Bu kitabı çok sevebilirsiniz ya da sinir olabilirsiniz; ama kayıtsız kalmayın diyor arka kapakta ben de buna katılıyorum. Öyle çok özgün vayy beee diyeceğiniz bir kitap değil. Değindiği konular günlük hayatımızdan totaliterizm eleştirileri. Ama ben yazarın bakış açısını beğendim. Farklı bir şeyler okumak isterseniz Cehenneme Övgü’yü okuyabilirsiniz.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,9bin okunma
280 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoiler içerir
Dorian Gray'in Portresi'ni okurken hep Wilde'in bu romanını aynı zamanda tiyatro şeklinde hayal ederek yazdığını düşündüm . Muhteşem vurucu bir tiyatro eseri çıkar bu romandan. Amaaa sanırım bunu söyleyen ilk kişi olacağım, incelemelerde görmedim yinede gerçek düşüncelerimi yazmak zorunda hissediyorum, kitap benim beklentimin
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
|TARIK TUFAN-KRALİÇENİN PİRELERİ| Farklı yazarlarla tanışma serüvenimde karşıma Tarık Tufan çıktı. Son zamanlarda bir romanının dizi olacağından ötürü adını sürekli duyduğumuz bir yazar. Aslında ben tanışma kararına bu haberlerden çok önce karar vermiştim ancak kısmet bugüneymiş. Bir öykü kitabıyla başlamak istedim ancak çok büyük bir hayal
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin PireleriTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20163,368 okunma
76 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sesli kitap olarak dinlediğim bu Schopenhauer eserinin incelemesine öncelikle başlığından başlayalım: aşkın metafiziği. Her ne kadar aşka dair farklı ve oldukça öznel tanımlar olsa da, metafizik kelimesinin anlamı aşağı yukarı şöyle imiş: "Dış dünyada somut bir karşılığı olmamasına rağmen, akıl ve sezgi yoluyla idrak edilebilen varlıkları inceleyen bilim." Metafiziğin kelime anlamını öğrenince, kitap adı da bir o kadar anlamlı geliyor. Zira aşka en çok yakışacak tamlanan bence de metafizik olurdu: aşkı işitmek, görmek ve diğer duyularla somut olarak kanıtlamak mümkün değil; fakat tıpkı Platon'un idealar dünyası gibi, sezgi yoluyla hissedebilmek elbette mümkün. Üç bölümden oluşan bu eserinde yazar, aşkın gerçekliğinden bahsederek başlıyor söze. Daha sonrasında, çiftlerin birbirlerine duyduğu ilginin temelinde dünyaya getirecekleri "ortak miras"ın sağlığının ve konforunun ön planda olduğunu söylüyor. Aşırılıklara kaçmamak, uyumlu bir birliktelik oluşturmak için, karşı cinsteki bireylerin, kendinde eksik olan özelliğe sahip kişilere daha fazla çekim duyduğunu iddia ediyor. Benim için kitabın vurucu alıntısı şu oldu: "...aşk, en sıradan ve monoton hayata sahip olan kişinin fani ömrüne bile şairane bir kısım ekler." Gerçekten de: şiir gibi kısa, ve o kadar yoğun bir şeydir aşk.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Maviçatı Yayınları · 201613,3bin okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağoydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana... Kitabın benim için en vurucu en
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,7bin okunma
Kitabın en vurucu alıntısı;
Dahası, insanların yapabildikleri olağanüstü şeylere rağmen hedeflerimiz konusunda emin değiliz ve her zamanki kadar memnuniyetsiziz. Kano ve kadırgalardan buharlı gemilere ve uzay mekiklerine vardık ama kimse nereye gittiğimizi bilmiyor. Her zamankinden daha güçlüyüz ama bunca güçle ne yapacağımızı bilmiyoruz. Daha da kötüsü, insanlar her zamankinden daha sorumsuz gibiler. Uymamız gereken yegane yasalar fizik yasaları ve kendi kendini yaratmış küçük tanrılar olarak kimseye hesap vermiyoruz. Diğer hayvanları ve etrafımızdaki ekosistemi sürekli mahvediyoruz ve bunun karşılığında sadece kendi konforumuzu ve eğlencemizi düşünüyoruz, üstelik tatmin de olmuyoruz. Ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz tanrılardan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?
Sayfa 408 - Kolektif Kitap - 44. BaskıKitabı okudu