Beklemelerin güzelliğini öğrendim. Yaşanan en güzel şey beklenildiği anın değerine ulaşamaz. Umut yüklüdür, giz dolu güzellikler, heyecan doludur beklemeler. Yaşanan her şeyde belli belirsiz bir düş kırıklığı olması bundandır belki.
Yedi yıl “Yavaş… Yavaş…” diye seslendi kocam ardımca. Kocam en çok “Yavaş” sözcüğünü kullandı birlikte yaşadığımız sürece. Kapıları çarpma yavaş. Koşma, yavaş yürü, çocuğunu düşürürsün. Yavaş konuş, bağırma öyle. Radyoyu bu kadar açma be yavaş. Gülüşüme, sevincime, mutluluğuma, coşkuma, kaygıma, sevgime “Yavaş” dedi. Boğuyorsun, yavaşça yudum yudum sev. Yatakta bile “Yavaş, annem duyacak.” diye çıkıştı. Dayanıyorum ya da bana öyle geliyordu ama bir de baktım yavaş yavaş ölmüşüm.