Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ağrı Dağı Efsanesi
Yaşar KemalEn Yeni Ağrı Dağı Efsanesi Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Ağrı Dağı Efsanesi sözleri ve alıntılarını, en yeni Ağrı Dağı Efsanesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
"Ağrı Dağı Efsanesi" adlı kitap, Yaşar Kemal'in muhteşem anlatımıyla okuyucuyu Ağrı Dağı'nın sarp yamaçlarına sürükleyen bir destanı işler. Kitap, Ahmet'in evinin önüne gelen bir at etrafında şekillenen olaylarla başlar. Geleneğe göre at Ahmet'e aittir ancak aslında atın sahibi Osmanlı Paşası Mahmut Paşa'dır. Bu
Ailelerimiz, dostlarımız, sevdiklerimiz canlarımız gitti. Gözlerimizin önünde insanlar öldü; liyakatsizliğin, imar affının, cehaletin ve kötülüğün altında kalarak. Öfkemiz de büyük, acımız da… Şimdi susmak ayıp, susmak artık imkânsız bugün. Depremi felakete çevirenlerden tek tek hesap sormak, yitirdiğimiz tüm canlara sözümüzdür. Kurtarma ekipleri, madenciler, askerler günlerce gönderilemediği için kayıplar verdiğimiz, hepimizin üzerine çöken bu sistemin enkazını birlikte kaldıracağız. İyi değiliz, sözümüzü tutmadan iyi olamayacağız. Acılarımızı sarmak ve yarını emekle yaratmak için birbirimize tutunacağız. Çünkü bizim en iyi bildiğimiz şey bu, tek umudumuz bu. Bunu hatırlamak için hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Anadolu’nun toprak kokusunda, hikayesinde, destanında, sarı sıcak serilmiş buğday tarlasında, en uzaktaki köyünün meydanında ya da en kalabalık şehrinin ışıklarında var bu birliğin, beraberliğin izi. Biz birbirine kenetlenmeyi çok iyi bilen ama bunu unutuveririz zannedilmiş bir halkız. Unutmayız ama: Yaşar Kemal Ağrıdağı Efsanesi’nde boşuna şunları söyletmedi Demirci Hüso’ya:
“Biz hep böyle, her şeyde birlik olsak, kimse bize diş geçiremez. Bize dağlar, şahlar dayanamaz.”
Ne kadar haklıdır Demirci Hüso sözünde, ne dağlar dayanabilmiş ne de şahlar beraberliğin gücüne.
"Yari görüp aşk ile baktığımdır" yazısıdır ..
Kısa sayılabilecek bir roman (öykü) için farklı duyguları dolu-dolu anlatan epik bir aşk ve töreler hikayesidir benim için Ağrıdağı efsanesi... Ahmet ve Gülbahar'ın Mahmut han'a karşı verdikleri aşk savaşını hem kazanıp hem de aşklarının aynı savaştan yenik çıkması üzerine bir destan... Dönemin törelerinin ışığı altında bir kır atın, bir tutam saçın nasıl namus demek olduğu sanki safi'nin kavalında çalınır kulaklarımıza hikaye boyunca... Aslında tek bir aşk hikayesi de değil anlatılan.. Gözönünde olan aşk bir mücadeleyi gerektirirken, İkincisi hem sessiz, uzaktan bir aşkı hem de aşkı için bir tutam saç teliyle son verilen bir hayatı anlatır... Ne diyeyim daha fazla... Destansı bir anlatım Abidin Dino resimleri ile başka bir tat sunuyor bizlere... Geriye kalan ana fikir neydi diye sorsam kendime; aşkından yanan birinin sevdiği için her türlü fedakarlığı yapabileceği ve halk tek yürek olduğunda sultanı bile dize getirebileceği... İyi okumalar...
Ağrı Dağı Efsanesi
AĞRI DAĞI EFSANESİ
Bir gün paşanın atı gelir Ahmet'in kapısında durur bu at büyük bir sevdaya çıkarır yolları...Ahmet ile gülbahar'ın sevdasına... bu sevdaya saygıdan Memo kendini feda eder... Ahmet ve gülbahar'ın aşkı kutsal bir kişilik kazanır gene bir gece yukarıdaki dağın aşağıdaki ovanın insanları ayağa kalkar bu sefer de taş üstünde taş koymamasına... sarayı yıkmaya giderler.. sarayda tek bir canlı bırakmamaya yemin ederler... ama bir mucize gerçekleşir Ahmet Ağrı Dağına çıkar ateşi tutuşturur.. gülbahara kavuşacağını zannederken biz...Ahmet'le Gülbahar sonsuz bir ayrılığa kavuşur.
Dili, anlatımı,kurgusu çok güzeldi.. bir çırpıda okudum bitti.. keyifli okumalar diliyorum
Bu topraklar nice şaheser bıraksın üstadım.
Yaşar Kemal, O ki Türk edebiyatının şah damarı, yıldızı. Anadolu'nun bağrından kopup gelmişti.
Bir aşiret babanın oğluydu. Bir gözü kör, o zamanlar dili kekemeydi. O, Anadolu topraklarının altın yaldızlı şaheseriydi... Anadolu topraklarına, efsanelerine, destanlarına, gelenek ve göreneklerine meraklı olan, aynı zamanda kültürüne, yeri geldiğinde bağlı olan kişilerin Yaşar Kemal'i içtenlikle okumasını tavsiye ederim. O bizden geriye kalmış bir şaheserdir. Ağrı Dağı Efsanesi destan tadında pastoral bir dille anlatılmış, yazılmıştır. Üstelik sade ve akıcı bir dille kaleme alınmış tek çırpıda okuyacağınız muhteşem bir roman, muhteşem bir efsane.
Ağrı Dağı Efsanesi'nde Yaşar Kemal, Beyazıt Paşasının kızı Gülbaharla Dağlı Ahmed'in zorlu sevdasını konu edinmiştir. Kitap, bölgenin coğrafyasına ve kültürüne yönelik bilgiler de barındırmaktadır. Eski Türk filmi tadında bir çırpıda okunacak bir eser. Çok fazla altı çizilesi cümleler barındırmasa da bir Yaşar Kemal klasiği olarak okunabilir.
Herkese bol istifadeli okumalar dilerim.
Demek at bunun için geldi de kapısında durdu. Demek Tanrı böyle yazmış. Bu at, bu kız bana Tanrının, Ağrı'nın armağanıdır. Buna layık olmak gerek. Gülbahar bir ağrı çiçeği gibi keskin kokulu, kütür kütür sağlıklı, baş döndürücüydü.
Ağrı Dağı Efsanesi-Yaşar Kemal
Bir at ile başlıyor efsanemiz. Ahmed ve Gülbahar arasındaki aşk ve bu aşkı Mahmut Han'a karşı savunmaları... Ne olursa olsun burda en çok Memo'nun aşkı beni etkiledi. Beklenmedik bir sonla bitiyor Ahmed'e ayrı kırgınım... Gülbahar sevdiği için herşeyi yaptı. Ya Ahmed?
Dili akıcı içinde bol bol çizilmiş resimler yer alıyor. Tavsiye ederim.
Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, Kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler.Karanlığa, ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.
Gülbahar tepeden tırnağa muhabbet kesilmişti. İliklerine kadar sevgiyle dolmuştu.
İnsanoğlunun gördüğü ilk ateş Ağrıdağının yüreğindeki ateştir.
·
Puan vermedi
"Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğusuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar."
Bir aşk destanı Ağrı Dağı Efsanesi. Ahmet ile Gülbahar'ın aşkı. Ahmet için her şeyini feda eden Gülbahar... Gülbahar'ı bir hiçliğe feda eden Ahmet. Bütün bunları muhteşem bir dille yoğuran Yaşar Kemal, bir destan anlatma ustası. Okurken yaptığı betimlemelerle hem coğrafya gözünüzde canlanıyor hem yaşananlar. Halk edebiyatını anlatımıyla şahlandıran bir yazar Yaşar Kemal . Mitolojiyle harmanlanmış, ince ince işlenmiş Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar Kemal ile. Umarım çok mutludur gittiği yerde. Bu dünyadan iyi ki geçmiş.
Tamam
Kuşku bir kurt gibi içi kemirendir. Aslında olmayanı içte oldurandır.. Belki de gözü kör eden, kalbi karartan..
Han’ın atının Ahmed’in kapısına gelmesi ile başlar her şey. Ahmet atı iade etmediği için zindana atılır, onu orada gören orada hisseden Gülbahar hiç bilmediği Ahmed’in aşkına tutkun olduğunu anlar. Han’ın Gülbaharı Ahmed’e vermesinin tek şartı Ağrıdağı’na gitmesidir Ahmedin. Dağa çıkanların hepsini yutan dağ Ahmed’e yol açar fakat Ahmed’in aklında başka kuşkular vardır. Onu zindandan kurtaran Gülbahar zindancı Memo’ya ne vermiştir?
“Alışır, alışırsın. Bu dünyada başka türlü yaşamanın hiçbir çaresi yok.”
“Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.”
~spoiler içerebilir~
Bu Ahmet ve Gülbahar'ın aşklarının efsanesini anlatan yanık bir hikaye. Mahmut Han'ın atının gelip Ahmet'in kapısında durması ve Ahmet'in bu atı kısmeti bilip kendisinde alıkoymasıyla başlar her şey. Atı önce uzaklaştırmaya çalışır üç kez. At ısrarla onun kapısına gelince anlar ki bu attan caymamak, kellesini kesseler bu atı kimselere vermemek gerektir. Mahmut Han da atından vazgeçmez ve bu uğurda Ahmet'i de, onun arkasında duran Ağrı Dağı halkını da karşısına almaktan çekinmez. Ahmet yakalanır ve zindana atılır. Gülbahar babasının zindana attırdığı bu güzel adama vurulur. Ahmet de kıza gönlünü akıtır. Ahmet'in kapısında gardiyanlık eden Memo da Gülbahar'ı aşkların en diğerkâmıyla sevmektedir. Bunu hisseden kıza, Ahmet'i görüp onunla konuşmak için Memo'dan izin istemek ve zindan anahtarlarını almak zor gelse de içini yakan aşka karşı koyamaz. Babasının Ahmet'in kellesini vurdurtacağını bilen kız, sevdiği adamı kurtarmak için çareler düşünür ve aklına gelen kim varsa umar dilenir. Demirci Hüso, Gülbahar, Şeyh, cümle Ağrı Dağı insanı... herkes bu aşıkların kavuşması, Ahmet'in ölümden azat edilmesi için seferber olur. Ahmet imkansızı bile olur hale getirir. Mahmut Han öyle istedi diye Ağrı Dağı'nın doruğunda ateş yakıp döner. Binbir badireler ve zorluklar aşılır da aşk yine kendi gönüllerinin engeline takılır. Kavuşamazlar.