Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aile Sorgulanıyor!

Diana Gittins

Aile Sorgulanıyor! Sözleri ve Alıntıları

Aile Sorgulanıyor! sözleri ve alıntılarını, Aile Sorgulanıyor! kitap alıntılarını, Aile Sorgulanıyor! en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
17. yüzyıldan sonra dünyanın yorumlanmasında bilim ve bilimsel örneklerden yararlanılmaya başlanması otorite ve toplumsal cinsiyet ile ilgili temel inançları ebedileştirilmiştir. Tek fark bu kavramların artık Tanrı ile ilgili olarak değil "doğa" çerçevesinde ele alınmasıdır. Erkekler "doğa gereği" otoriter, güçlü, akıllı kadınlar ise "doğa gereği" itaatkar, zayıf, pasif ve sezgisel görülmektedir. Bu yüzden erkekler, idare etmeye kalkarlar, durumları kadın ve çocukları yönetmeye uygundur. Bu patriarkal varsayımlar bilimin ve hükümet politikalarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu anlayıştan sapmak günah olarak değil doğaya aykırı ve patolojik olarak etkilenmeye başladı.
Sayfa 154 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
Naziler 19. yüzyılda süregelen bilimsel ve fesefi tartışmaları politikalarını doğrulamak için kullandılar. Özellikle Nietzsche ve Darwin'den güç aldılar. Irkın "saflığı" konusu sanki siyasi ve sosyal ayaklanmalardan korkan orta sınıfın ortaya attığı kirlilik ve hastalık fikirlerinin ekosuydu. Açlık, işsizlik ve siyasi direniş nazilcri de ataları gibi dehşete düşürmüştür. Her iki dönemde de bu duruma düzensizlik ve kirlilikten kurtulup patriarkal değerlere dayanan hiyerarşik bir otorite yaratmaya karşı duyulan fanatik bir istek doğmasıyla tepki gösterilmiştir. Sonuç hepimizin bildiği gibi "istenmeyen kişi" ilan edilen 11 milyon insanın katledilmesi olmuştur.
Reklam
*** Hangi sınıftan olursa olsun çocuk doğurmanın kadınlara başka hiçbir yolla elde edemeyecekleri bir güç sağladığı şüphe götürmez. Hayatlarını ebeveynlerin veya kardeşlerinin evinde tam ya da yarı bağımlı ya da az bir ücretle kıt kanaat geçinmek zorunda olanların gözünde kendi evi ve çocukları üzerinde güç sahibi olmanın -en azından görece-
*** Her toplumun temelinde karşılıklı etkileşim yattığından bir toplum en' rastgele olanından en yakınına kadar binlerce ilişkiyi içerir. İlişkiler aynı ve farklı cinsler, aynı veya farklı yaş grupları, aynı ya da ,farklı sınıftan bireyler arasında kurulabilir. Bu ilişkilerin bazıları cinsel olabilir ve cinsel ilişkiler her türlü ilişkide meydana
Şimdiki gibi o zaman da kadınlar, evliliği hayatlarının temel amacı olarak benimseyecek şekilde yetiştirilirlerdi. Kocalarına çocuklarına ve hanehalkının diğer üyelerine hizmet edip onlar için çalışmak görevleriydi. Erkekler için ise evlilik bağımsızlık ve otorite kazanmak yolunda önemli bir adımdı. Hem eşlerinden hem çocuklarından hizmet ve itaat bekleyebilirler ve karşılığında geçimlerini sağlamaktan sorumlu olurlardı.
Gerçekten de ailenin, erkeklerin talepleri, otoritesi ve çıkarları doğrultusundaki bugünkü biçimine son verilmediği takdirde kadınların "mutlu ailelerde" yaşadıkları aldatmacası da sürüp gidecek.
Sayfa 9
Reklam
1895'te Oscar Wilde'ın denemeleri "homoseksüeller ile ilgili toplumsal imgeyi ve cinsel sapıklığı izleyen tehlikeler ile ilgili dehşet verici öyküyü yarattı" (a.g.e., sf. 21) Bundan böyle homoseksüellik bir toplumsal rol ve bir karakter haline geldi ve bu sterotip hala bizimledir. Erkek arkadaşlıklarının hepsinin potansiyel homoseksüellik içerdiği şüphesi erkeklerin kadınlarla birlikte görülmeye, heteroseksüel olduklarını kanıtlamaya ve evlenip çocuk sahibi olmaya zorladı. 1920'lerde lezbiyenlik bir tehlike, bir tip ve bir rol olarak görülmeye başlandığında da aynı süreç yaşanmıştı. Çağdaş toplumdaki kadın ve erkek homoseksüeller hem korkulacak hem de alay edilecek tipler olarak görülmektedir. "Homo"lar her zaman efimine, "lezo"lar her zaman erkeksi görülürler. Bu tiplemeler kabul edilen heteroseksüel rollerin tam tersini temsil eder ve bu nedenle "sıradan" erkekler kadınlar ve onların içinde yaşaması gerektiği iddia edilen heteroseksüel aileler için tehlikelidir.
Sayfa 142 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
Kadınlar uzun zamandan beri toplumun şifa dağıtıcıları olarak görülmekteydiler. Şifalı otlar üzerine bilgi sahibi olmak kol gezen hastalık ve ölüm tehdidine karşı önlemdi. Ancak bu bilgi kadınlara güç ve otorite sağlıyordu. Sözde cadılara yöneltilen en yaygın suçlama da bu tedavi güçleri olmuştur: "Bir yıl içinde Wilzburg bölgesinde dokuz yüz, Como ve çevresinde 1000 cadı yok edildi. İdam edilenlerin %86'sı kadınlardı... 'Suçları' günümüzde yasal tıbbi müdahaleler sayılan eylemlerdir -doğum kontrol yöntemleri bulmak, kürtaj yapmak, doğum sancısı geçiren ilaçlar yapmak-" (Ehrenreich ve English, 1979, sf. 31) Bu dönemin aynı zamanda tıp biliminin erkeklere özel bir bilim haline getirilmek için uğraşıldığı bir dönem olması tesadüf değildir. Kadınların şifa dağıtması hem profesyonel açıdan hem de cinsiyet açısından tehlikeli olmuştur. Şifa verme, ancak erkeklere özel bir iş olduğunda otorite kazandırabilir.
Sayfa 48 - Pencere YayınlarıKitabı okudu
Nazi hareketi kendisini feminizm, Marksizm ve sosyalizmin yol açtığını düşündüğü tüm ahlaksızlıkların ve yıkımların karşıtı olarak tanımladı. Bu eşitlik ve yardımlaşma kavramlarına karşı oluşan aşırı bir tepkiydi. Bunların yerine kahraman önder, savaş, savaşçı ve "saf" ırkın üstünlükleri kavramları getirildi. Bu ideolojinin temelinde açık veya üstü kapalı biçimde kadınları tümüyle bağımlı, erkeklere hizmet etmesi beklenen ve ari ırkı üretmekle yükümlü gören patriarkal otorite idealleri yatmaktaydı. Her çeşit zayıflığın sosyopolitik düzeni ve bizzat ırkı tehdit ettiği düşünülüyordu.
Sınıf, toplumsal cinsiyet ve ayrım tartışmalarının ardında gizli olan amaç cinselliği sınıflandırmak ve analiz etmektir. Birçokları Viktoryenlerin cinselliğin konuşulmasını bile tabu saydıklarını düşünse de bazıları (Foucault, 1979) aslında cinselliğe tutkun olduklarını belirtmiştir. Aslında bu saflık, kirlilik, ayrım ve kategorize etmek konularına gösterdikleri ilginin bir parçasıdır. Viktorya dönemi doktor ve bilim adamlarının cinsellik ideolojisinde yaratığı devrime tanık olmuştur. İlk kez kadınların cinsel haz ve istek duymadıkları ileri sürülmüştür. Birçok doktor cinsel haz alma yetisinin erkeklere özgü olduğunu iddia etmiş ve kadınlar için tamamıyla uygunsuz olduğuna karar vermiştir. Kadınlarda cinsel uyarılma büyük bir tehlike olarak görülmekteydi ve doktorlar mastürbasyon yapan kadınların delirme veya nefromanyak (18. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan bir terim) olma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını iddia etmekteydi. 19. yüzyılın sonlarında orta sınıf kadınlardaki uygunsuz cinsel potansiyeli ve özellikle mastürbasyonu önlemek amacıyla kadınları sünnet etmeye kadar varan uç örneklere rastlanmaktadır.
129 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.