Jack London eserlerini ilk lise yıllarımda okumaya başlamıştım. Vahşetin çağrısı, Beyaz Diş hâlâ yazara sempati duymamı sağlayan eserleri. O zamanlar yazarın eserinde ki kurt tasvirleri ilgimi çekerdi. Ve hâlâ Jack London aklıma geldiğinde bir kurt hikayesi gelir sebepsizce aklıma.
Bu eserini ise fuar da gezerken görmüştüm. Otobiyografi tarzında olması ilgimi o an çekmişti. Hemen almalıyım diyip kitabı satın aldım. Eser yazarın John Barleycorn ismiyle kendi yaşantısına bir ayna tutuyor. Yazarın kullandığı saf dil sayesinde okuma kolaylaşıyor. Kendisini yeri geldiğinde gömen yeri geldiğinde öven bir tarzı var. Kimi cümleleri beni benden aldı resmen.
Son olarak biyografi okumayı seven okurlar için ve Jack London'ı daha yakından tanımak isteyenler için iyi bir eser olduğunu düşünüyorum. Yazarların hayatını merak edenler için iyi bir kitap. Çok başarılı yazarların da dönem dönem veya hayatının genelinde kötü diye nitelendirilebilecek yaşantıları olması veya hayatları boyunca kötü bir yaşam sürmesi farklı geliyor. Ehh, insanoğlu işte bu kadar başarılı yapıtların da arkasında sanki güllük gülistanlık bir yaşam var algısına kapılabiliyor.
Keyifli okumalar...