Batılaşmaya giden sabit fikirli bir adamın gerçek hikayesi aktarılmış bizlere. Sadeleştirilmiş dil kullanılmasına rağmen akıcı bir yapıt değil. Kitabın sonu iyi bağlanılmamış. Devamı kitapçılarda çıkcak gibi. Çok kötü değil çok iyi de değil
Türk Edebiyatının ilk realist romanı olarak geçen bir eser olduğundan okuma gereği hissettim.Bihruz Bey'in Fransızca'ya duyduğu özenti,o çağlarda kullanılan arabalara olan tutukusu,insanları bindikleri arabalara göre sınıflandırması. ..Annesiyle konuşurken bile araya Fransızca kelimeler sıkıştırmasını, Türk toplumunun o zamanki Batı hayranlığını çok güzel eleştirmiş.Ne Osmanlıcaya ne Türkçeye ne de Fransızcaya hakim değil
bir aşk mektubu yazarken bile Türkçe ve Fransızca romanlara başvuruyor ve kelimelerin anlamını tam olarak idrak edemediğinden akla hayale gelmeyen,hatalarla dolu aşk mektubu yazıyor.Bihruz Bey acısını,sevincini,heyecanlarını bile Fransızcaya uygun yaşamaya çalışıyor.Bütün bunlar önsözde ve kitabın arka kapağında da görebileceğiniz ayrıntılar olduğu için rahatça yazdım.Dili ağır olsa da kitabın altında verilen dipnotlarla okuyucu bilgilendiriliyor.Türk edebiyatının hangi aşamalarından bugüne geldiğini görmek için bile okunabilir.